Gültan Kışanak: Siz kimsiniz ki beni yargılıyorsunuz?

IŞİD’in Kobanî’ye yönelik saldırılarını protesto etmek için düzenlenen gösteriler gerekçe gösterilerek önceki dönem Eş Genel Başkanlarımız Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş, MYK üyelerimiz ve Kürt siyasetçilerin rehin tutulduğu Kobanî Kumpas Davası sürüyor. 

Sincan Cezaevinde bulunan tutsaklar duruşma salonunda hazır bulunurken, diğer cezaevlerinde bulunan tutsak siyasetçiler duruşmaya Ses Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı. 

Duruşmayı Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları, Tuncer Bakırhan ile DEM Parti Milletvekilleri, yöneticileri, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) avukatları ve çok sayıda kişi izliyor. 

Gültan Kışanak’ın beyanları ile süren duruşmada ilk önce Kışanak’ın avukatları söz aldı. Avukatlar dosyadaki eksiklerin giderilmesi ve uzun tutukluluk nedeniyle Kışanak hakkında uygulanmayan tahliye kararının verilmesi için duruşmanın ertelenmesini istedi. Mahkeme heyetinin bu talepleri reddetmesi üzerine avukatlar reddi hakim talebinde bulundu. Ancak bu talep de heyet tarafından reddedildi.  

O kadar pervasızsınız ki hukuksuzluklarınızı anlatacağım

Daha sonra beyanlarına başlayan Gültan Kışanak, usule değil esasa ilişkin savunma yapacağını belirtti. Savunma başlıklarının birincisinin Kürt sorunu, ikincisinin kadınların özgürlük sorunu, üçüncüsünün ise demokratik siyaseti ortadan kaldırma üzerine olduğunu ifade eden Kışanak, “Demokratik siyaset ve demokratik hukuk devleti nedir, ne değildir? Toplumsal vatandaşlar olarak ne istiyoruz? Kadınlar olarak derdimiz nedir? İşte ben tüm bunları anlatacaktım. Her eve ateş düşüren Kürt sorunu nedir, nasıl çözülür anlatacaktım. Ama siz öyle pervasızsınız ki sadece birkaç konuda hukuksuzluğa ilişkin değerlendirme yapacağım. Yasama dokunulmazlığımı yok saydınız. Bunların hiçbiri ile ilgili Meclis’e gönderilmiş fezleke yok. Meclis’e gönderilen fezlekenin tamamı milletvekilliğim bitince hazırlanan üç beş sayfalık iddianame. Siz de çok iyi biliyorsunuz; 'sonradan araştıracağız' demeniz bile adil bir yargılanma yapılmayacağının itirafıdır. Sonradan araştıracağız ne demek? Benim fezlekelerimin ne olduğunu nasıl bilmiyorsunuz. Benimle ilgili iddiaların yüzde 90’ı örgüt yöneticiliği iddiası üzerine Meclis’e gönderilen fezlekeler değildir, hakkımdaki iddiaların tamamı polis fezlekesidir” dedi ve beyanlarını şöyle sürdürdü:

Siz kimsiniz ki beni yargılıyorsunuz? 

“10 yıldır yargı karşısındayım. 2014’te yargı karşısına çıktım, sene 2024. Karşısına çıkmadığım heyet kalmadı. Sonra diyorsunuz ki sonra araştıracağız. Siz o fezlekelerin olmadığını çok iyi biliyorsunuz. Benim savunamayacak tek bir faaliyetim yok. Allah’a şükür halkıma karşı vicdanım rahat. Kimseyi şiddete teşvik etmemiş, her zaman barış için mücadele eden bir kadınım. Siz kimsiniz beni yargılıyorsunuz? Çözüm Sürecinde Meclis’te yapılan özel oturumda konuşmuşum, bütçe görüşmelerinde, 23 Nisan’da konuşmuşum. Daha geçen sene bu mahkeme huzurunda savunma yaparken bunları dile getirdim. Meclis’te yaptığım konuşmalar, araştırma önergeleri, tekliflerin tek biri yok dosyada. Ama geriye dönüp, ‘Gültan Kışanak özyönetim, anadilde eğitim, özerklik demiş o zaman yönetici’ diyebiliyorsunuz. Kürtlerin üzerindeki yasakları, bunlara karşı çözümleri konuşmuş bir kadınım, bunları biliyorsunuz. Sonradan neyi araştıracaksınız? Bile bile bu hukuksuzluğu yapıyorsunuz. Bile bile yaptığınız bu hukuksuzluğu savcılığınız mütalaada itiraf etmiş. Beni ANF’den çıkan 8 haberden mi müebbetle yargılıyorsunuz? Beni neyden yargılıyorsunuz?”

AKP ve MHP’nin bu kara rejimini hukuk kılıfına uydurmak için uğraşıyorsunuz

“Malatya’daki dosyamı neden bununla birleştirdiniz? Kumpas kurdunuz, bilmediğiniz bir şey yok. Polis tutanakları aksi ispatlanmadığı sürece delil niteliğinde diyor. Aksini kim ispatlayacak, ben mi ispatlayacağım? 7 yıldır siyasi rehine olarak cezaevinde tutulan bir kadın mı ispatlayacak? Bunun adı ithamdır, bu hukuk devletindeki gibi bir suç isnadı değildir. Hayatımızı dökmüşsünüz ortaya, yalan ve iftira eklemişsiniz, sonra gel suçsuzluğunuzu ispatla diyorsunuz. Avukatlarımız taleplerini sıralayınca da geriye dönüp bakacağız diyorsunuz? Niye orada oturuyorsunuz madem hukuk uygulamayacaksanız? Diyarbakır Newroz’unda yaptığım konuşmanın CD’si yok, polisin tuttuğu iki uyduruk cümle var ve buna da hukuki delil diyorsunuz. Ben de kalkıp savunma yapacağım. Neyin adil savunması, neyine inanacağım! En uzun tutukluluk süresi 7 yıldır. Beni bu kumpasa bile bile dahil ettiniz. 3 yıldır yargılama yapıyorsunuz. Beni ne zaman şüpheli olarak bu davaya dahil ettiniz? Bu soruya dahi cevap veremiyorsunuz. 2014’ten 2024’te kadar dokunulmazlığım yoktu, neden beni çağırmadınız da ifademi almadınız? Bunun cevabını bal gibi biliyorsunuz. AKP ve MHP’nin ortaklaşa yaptığı bu kara rejimi hukuk kılıfına uydurmak için uğraşıyorsunuz. Göreviniz bu. Bilmediğiniz bir şey yok. Yaptığınız hukuksuzlukları biliyorsunuz, bile bile yapmaya devam ediyorsunuz. Sizi ve bu talimatları teşhir etmek için bu konuşmaları yapıyoruz ve sizi reddediyoruz.”

Heyet bir kez daha reddi hakim talebini reddederek duruşmayı öğleden sonraya erteledi. 

15 Ocak 2024