9 Ekim komplosu ağırlaştırılmış tecritle devam ettirilmektedir

Merkez Yürütme Kurulumuzun açıklaması:

9 Ekim 1998’de uluslararası güçler ve bölge ülkeleri tarafından Sayın Abdullah Öcalan’a yönelik başlatılan uluslararası komplonun üzerinden 23 yıl geçti. Sayın Öcalan’ın Suriye’den çıkarılmasıyla başlayan süreç, etkisi ve sonuçları itibariyle bugün hem Türkiye’de hem Ortadoğu’da önemli toplumsal ve siyasal gelişmeler ortaya çıkarmıştır.

9 Ekim komplosu, her ne kadar 1998’de hayata geçirilmiş olsa da, arka planında Kürt sorununun yüzyıllık çözümsüzlüğünün ve Kürtlerin bir halk olarak temel haklarından yoksun bırakılmalarıyla sonuçlanan bölgesel ve uluslararası konsensüs vardır. Yüzyıl önce Ortadoğu’daki egemen devletlerin sınırlarını çizen güçler bir asır sonra halklara umut olabilecek fikriyatın mimarı olan Öcalan’a karşı da bir müdahale başlatmıştır.

Sayın Öcalan’ın Demokratik Ortadoğu’da halkların ortak mücadelesi ve kurtuluşunu esas alan fikriyatı bu bölgesel ve uluslararası müdahalede belirleyici olmuştur. 9 Ekim komplosu Sayın Öcalan’ın Ortadoğu halklarının özgürlük mücadelesine ilham olabilecek düşüncelerine karşı vurulan bir darbe ve başta Kürt halkı olmak üzere Ortadoğu halklarının ortak geleceğine dönük yapılan büyük bir müdahalenin de başlangıcıdır.

Komplo ile ülkenin ortak geleceği hedef alınmış, Kürt ve Türk halkı karşı karşıya getirilerek bir iç savaşın fitili ateşlenmek istenmiştir. Buna karşı ise Sayın Öcalan, İmralı’da ortaya koyduğu duruş ve geliştirdiği demokratik çözüm paradigmasıyla komployla hedeflenen bu kirli ve tehlikeli girişimi boşa çıkarmış, Türkiye halklarının bu kapandan ve belirsizlik girdabından, barış, demokrasi ve diyalog yoluyla kurtulabileceğini ortaya koymuştur.

9 Ekim 1998’de başlayan ve 15 Şubat 1999’da Sayın Öcalan’ın İmralı’da esaret altına alınmasıyla devam eden bu süreç, aradan geçen 23 yılda Türkiye’de toplumsal barış ve Kürt sorununun demokratik çözümünü mümkün kılacakken, bu fırsat her seferinde küçük siyasal hesaplara kurban edildi. Sayın Öcalan’ın demokratik ve barışçıl çağrılarına oyalama, tasfiye, çöktürme planı ve ağırlaştırılmış tecritle karşılık verildi. İmralı’da tutsak edilen sadece Öcalan değil, aynı zamanda onun şahsında Türkiye’nin toplumsal barışı ve halkların özgür yaşam seçeneği olmuştur.

Hem kendi hukukunu, hem de uluslararası hukuku yok sayarak bugün İmralı’da Sayın Öcalan’a karşı yürütülen bu ağırlaştırılmış tecrit ve ablukayı kırmak, Türkiye halklarını kuşatan faşizm zincirini de kıracaktır. 23’üncü yılını dolduran 9 Ekim Komplosunu bir kez daha kınıyor, İmralı’daki tecridi kırmak için vicdan ve sorumluluk sahibi, demokrasi ve barış kaygısı olan her kesime Sayın Öcalan’ın ortaya koymuş olduğu barış, demokrasi ve özgürlük iradesine sahip çıkma çağrısında bulunuyoruz.

Halkların Demokratik Partisi
Merkez Yürütme Kurulu
9 Ekim 2021