Ablukaları ve insanlık suçlarını unutmuyoruz

30 Ekim 2014 tarihli Milli Güvenlik Kurulu’nda (MGK) alınan bir kararla, Kürt sorununda demokratik ve barışçı çözüm kanalları terk edilmiş, Kürt halkının toplumsal ve siyasal alandaki varlığını yok etmek amacıyla “Çöktürme Planı” yürürlüğe koyulmuştur.

Bu plan doğrultusunda, Şırnak Valiliği’nin 14 Aralık 2015’te Cizre ve Silopi’de “süresiz sokağa çıkma yasağı” ilân etmesinin üzerinden 4 yıl geçmiştir. AKP iktidarı, sadece sokağa çıkma yasağı ilan etmekle yetinmemiş, ablukaya alınan kentlerde yaşam hakkını, kişi özgürlüğünü ve güvenliğini de en ağır şekilde ihlal etmiştir.

14 Aralık 2015 sonrasında yaşananlar, yüzlerce yurttaşın katledildiği, insanlığa karşı sayısız suçun işlendiği, hukuksuz uygulamalarla Kürt halkını toplumsal ve siyasal alandan tasfiye etme çabalarının en kapsamlısıdır.

Yıkımın en şiddetlisinin uygulandığı Cizre’de aylar süren ablukalar esnasında aralarında çocuk ve kadınların da bulunduğu en az 292 insan vurularak ya da yakılarak öldürülmüştür. Şırnak başta olmak üzere birçok kentte yüzbinlerce insan zorla yerinden edilmiştir. Binlerce yıllık tarihi Sur kenti yıkılmış ve tahrip edilmiştir.

Çok sayıda ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluş söz konusu hukuksuzlukları ve ağır insan hakları ihlallerini hazırladıkları raporlarla ortaya koymuşlardır. Buna rağmen insanlığa karşı işlenen suçlarla ilgili açılan davaların hiç birinde ilerleme sağlanmamış, çoğu soruşturma takipsizlikle/cezasızlıkla sonuçlanmıştır. AKP iktidarının özel yasa çıkararak sağladığı “cezasızlık zırhıyla” sayısız suç işlemiş olan asker-sivil yetkililerin ve sorumluların yargı önüne çıkarılmaları ve cezalandırılmaları engellenmiştir.

İktidar başta olmak üzere, insanlığa karşı işlenmiş bu suçların ortağı, karar alıcısı, uygulayıcısı herkes mutlaka bu yaşananların hesabını hukuk önünde er ya da geç verecektir. HDP olarak o dönemde uygulanan ve bugün de Kürt halkına karşı sürdürülen zulmün karşısında susmadık ve susmayacağız. Anayasa’da güvence altına alınan temel haklar, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Cenevre Sözleşmeleri gibi tüm uluslararası sözleşmelerde ve Birleşmiş Milletler Minnesota Otopsi protokolüyle devlete yüklenen sorumlulukları da gözeterek, abluka uygulanan kentlerde işlenen suçlara dair etkin bir soruşturma ve hukuki sürecin yürütülmesi mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz.

Zulüm cenderesinde yaşamını yitirenleri bir kez daha saygıyla anıyoruz. Cenazesi çocuklarının gözleri önünde günlerce sokakta bekletilen Taybet Anayı, kokmasın diye annesi tarafından cenazesi buzdolabına konulan Cemile Çağırga’yı, halkına karşı uygulanan zulme karşı geri adım atmayan Mehmet Tunç’u, Asya Yüksek’i, Pakize Nayır’ı, Seve Demir’i unutmayacağız.

Pervin Buldan - Sezai Temelli
HDP Eş Genel Başkanları
14 Aralık 2019