AKP’nin sansür ve saldırıları Abdülhamit dönemi uygulamalarına rahmet okutuyor

Basın Yayın ve Propaganda Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcımız Tayip Temel'in açıklaması:

Sansürün 24 Temmuz 1908’de kaldırılışıyla ilan edilen ‘Basın Bayramı’, gerçek bir bayram olarak değil sansüre, baskıya, saldırılara, tutuklamalara karşı direniş ve mücadele günü olarak varlığını sürdürüyor. Gazetecilerinin Abdülhamit rejimine karşı yürüttüğü mücadele ve elde edilen kazanımlar önemli olmakla birlikte ne yazık ki Türkiye basınında sansür hiçbir zaman bütünüyle sona ermedi. 24 Temmuz 1908’den 114 yıl sonra bugün baskı, sansür ve saldırılar Abdülhamit dönemine rahmet okutacak düzeydedir ve AKP-MHP rejimi tarafından katlanarak sürdürülmektedir.

TGS verilerine göre en az 38 gazeteci cezaevinde bulunuyor. En son Diyarbakır merkezli yürütülen operasyonda 16 Kürt gazeteci sadece mesleki faaliyetlerinden dolayı tutuklandı. Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün 2022 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi verilerine göre Türkiye 180 ülke arasında 149’uncu sırada yer alıyor. Basın ve ifade özgürlüğü hiç olmadığı kadar ayaklar altına alınmış durumda. 15 Temmuz sonrası ilan edilen OHAL ve çıkarılan KHK’lerle onlarca basın kurumuna el konuldu, on binden fazla gazeteci işsiz bırakıldı. Bugün itibariyle medyanın %95’i iktidar kontrolünde ve onlar da gazetecilik değil özellikle partimize ve muhalif kesimlere karşı “tetikçilik” yapıyor.

Gazetecilere ve basına yönelik saldırılar aynı zamanda halkın haber alma ve gerçeği öğrenme hakkını engelliyor, hakikat düşmanlığını bünyesinde barındırıyor. En son Meclis’e getirilen sansür yasasıyla toplumun sesinin tümüyle engellenmesi, eleştirel her türlü görüş ve düşüncenin tümüyle denetime alınması hedefleniyor. İktidar soruşturmalar, gözaltılar ve mesnetsiz suçlamalarla sosyal medya mecralarını büyük bir cendereye almış ve sosyal medyaya adeta savaş açmış durumda. Öyle ki hükümet yetkilileri pişkince çıkıp “Tweet attı diye hakkında soruşturma başlatılan bir Allah'ın kulu yok, soruşturma tweetin içeriği üzerine açılıyor” açıklamasını yapabiliyor.

Basın ve ifade özgürlüğü sağlanmadan, toplumun herhangi bir kesiminin özgürlüğü savunulmadan kimsenin özgürleşme şansının olmadığı her geçen gün daha fazla kanıtlanıyor. İktidarın bu pervasız saldırılarını ancak hep birlikte ve ortak bir mücadeleyle durdurabiliriz. 24 Temmuz’u mücadele günü olarak nitelendiren basın emekçilerinin ve rehin gazetecilerin yanında olmaya devam edeceğiz.

Tayip Temel
Basın Yayın ve Propaganda Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı
24 Temmuz 2022