Anadili hakkı en temel ve meşru insan hakkıdır!  

21 Şubat Dünya Anadili Günü; tekçi ve otoriter rejimlerin anadili üzerindeki baskıya ve tek dil dayatmasına karşı 1952 yılında Bengal halkı ve üniversite gençlerinin anadili hakkı için düzenlediği protesto eyleminin kanlı bir şekilde bastırılmasıyla, tarihe anadili yasağına karşı mücadele günü olarak geçmiştir. 1999’da Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından anadili hakkını, çok dilliliği ve kültürel çeşitliliği desteklemek, anadilinin kullanımı ve geliştirilmesine dikkat çekmek amacıyla 21 Şubat günü, Uluslararası Anadili Günü olarak kabul edilmiş, anadili ve anadilinde eğitim hakkı güvence altına alınmıştır. 

Bengal halkının anadili için verdiği mücadele, bu kararın alınmasında önemli bir rol oynamış, anadili yasaklarına karşı verilen mücadelede evrensel bir nitelik kazanarak ezilen halklara ve dillere umut ve cesaret olmuştur. 

20. Yüzyılın başından itibaren inşa edilen tekçi ulus devlet anlayışı, dünyanın birçok yerinde olduğu gibi Türkiye’de de farklı dillerin korunması ve geliştirilmesi önünde engel olmuştur. Hayata geçirilen sistematik asimilasyon politikaları sonucunda Türkçe dışındaki dillerin kamusal alandan uzak tutulması sonucunda nesiller arasındaki dilsel transfer önemli oranda sekteye uğratılmıştır. UNESCO Dünya Tehlike Altındaki Diller Atlası'na göre, bu politikalar sonucunda Türkiye'de yok olmuş veya yok olma tehlikesi altında bulunan 18 dil vardır.

Yüzyılın başından itibaren uygulanan sistematik dil ve kültürkırım politikaları, bugün de AKP-MHP iktidarı tarafından sürdürülmektedir. Özellikle 15 Temmuz 2016 darbe girişiminden bu yana Kürtçe gazete, dergi, ajans, radyo, yayınevi, kreş, dernek, enstitü ve TV kanallarının KHK ile kapatılması bu anlayışın bir devamı olarak hayata geçirilmiştir. Yeni rejimin yönetsel aparatlarından biri olan Kayyım rejimi ile Kürtçe üzerindeki baskılar artırılmış, çok dilli ve çok lehçeli belediyecilik hizmetleri lağvedilmiş, yaratılan milliyetçi histerilerle sokakta anadilinde Kürtçe konuşan yurttaşlar katledilmiştir. Bugün de Meclis kürsüsünde konuşulan Kürtçenin, tutanaklara “bilinmeyen-anlaşılmayan” dil olarak geçmesi AKP-MHP iktidarının Kürtçeye yaklaşımının bir izdüşümüdür. 

Yüzyıldır sistematik bir şekilde sürdürülen anadili yasağı ve asimilasyon, bir insanlık suçudur. Bugün de Kürtçe başta olmak üzere bütün anadillerin varlığını tanımak ve kullanımını yasal güvence altına alıp geliştirmekten bir yana, yasaklayıcı hükümler varlığını anayasa ve yasalarda korumaktadır. AKP-MHP iktidarı, yasakçı ve asimilasyoncu geleneğe sahip çıkmakta, bu çağ dışı uygulamaların yürütücüsü ve sürdürücüsü pozisyonundadır.

21 Şubat Dünya Anadili Günü’nde, yasakçı ve asimilasyoncu politikalara karşı inatla dillerini savunan, geliştiren ve anadilini bir direniş alanına çeviren bütün insanları selamlıyoruz. Bütün kimliklerin ve dillerin eşit bir şekilde bir arada yaşamasını sağlayacak olan kalıcı, adil ve onurlu bir yaşamı var etmek, siyasi varlığımızın bir gerekçesi ve tarihe, halklarımıza karşı sorumluluğumuzun bir gereğidir. Bu vesileyle dünya halklarının Anadili Günü’nü kutluyor, herkesi anadiline sahip çıkmaya ve farklı anadillerine saygı duymaya davet ediyoruz.   

Halkların Demokratik Partisi
Merkez Yürütme Kurulu
21 Şubat 2020