Artan polis şiddetinin araştırılmasına ilişkin araştırma önergemiz

Grup Başkanvekillerimiz Meral Danış Beştaş ve Hakkı Saruhan Oluç, iktidarın otoriter politikaları devreye koymasına paralel olarak artan polis şiddetinin araştırılması ve önlenmesi için yol haritasının çıkarılması amacıyla Meclis Araştırması açılması talebiyle TBMM Başkanlığına araştırma önergesi verdi. İlgili önergede şu ifadelere yer verildi:

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

İktidarın otoriter politikaları devreye koymasına paralel olarak artan polis şiddetinin araştırılması ve önlenmesi için yol haritasının çıkarılması amacıyla Anayasa’nın 98’inci, İçtüzüğün 104’üncü ve 105’inci Maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılmasını saygılarımla arz ederim.

GEREKÇE

Türkiye toplumsal tarihi boyunca polis şiddeti, iktidarların toplumsal, siyasal ve ekonomik taleplere karşı geliştirdiği politikalara bağlı olarak artmış, iktidarların anti-demokratik tutumu ve hukukun dışına çıkma eğilimleri polis şiddetinin kamuoyu gündemine girmesini beraberinde getirmiştir.

AKP-MHP ittifakının demokratik hak taleplerine karşı tahammülsüz tavrı, yasal ve anayasal hakların kullanılmasına dair hukukun dışına çıkma eğilimi, ulusal ve uluslararası hukukla korunan hak ve özgürlüklere karşı otoriter tutumu neticesinde Türkiye siyasi ve toplumsal tarihinde polis şiddetinin en açık örneklerini gördüğümüz bir döneminden geçmekteyiz.

Polislerin sadece şiddet öznesi değil, aynı zamanda siyasal karar verici pozisyonuna eriştikleri bu otoriter düzende, hemen her gün yeni bir işkence haberi, kaçırma olayı, temel hak ve özgürlüklerin engellenmesi durumu ile karşı karşıya kalmaktayız. Nitekim bu durum sadece nüfusun belli kesimine değil, iktidar yanlısı olmayan ve itiraz eden herkese uygulanır hale gelmiştir.

5 Ağustos 2015 tarihinde Yüksekova’da inşaat işçilerini yere yatıran ve hakaretler eşliğinde tehdit eden polisler “Türk’ün gücünü göreceksiniz” şeklinde ifadeler kullanmıştı. 2021 yılına geldiğimizde anayasal haklarını kullanan Cargill işçilerine yönelik polisler “Biz devletin gücüyüz, neler yapabileceğimizi gösteririz size” ifadeleri ile kamu görevliliği dışına çıkan bir söyleme sahip olduklarını göstermişlerdir. Boğaziçi Üniversitesine rektör atamasına tepki gösteren ve ulusal-uluslararası hukuktan doğan haklarını kullanan öğrencilere yönelik İçişleri Bakanlığı Sözcüsü “Hiç kimse devletin gücünü sınamasın” ifadesi ile otoriter tehditler savurmuştur. Devleti bir kişi ve zümreye ait gören bu anlayış, bizatihi devletin varlığını anlamlı kılan hukuku askıya alan açıklama gerçekleştirmiştir.

İçişleri Bakanlığı Sözcüsünün tehditleri ile rotasını gösteren otoriter tutumun uygulama safhasında polisler işlevsel hale gelmiştir. Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine ters kelepçe ve sokak ortası işkencesi başta olmak üzere her türlü hukuksuzluğu uygulamış, iktidarın bekası uğruna Anayasa’yı ihlal eder pozisyona gelmiştir. Kamu görevini sürdürmek ve hukuku korumakla mükellef polisler ve İçişleri Bakanlığı Sözcüsü gibi amirleri, anayasal ve yasal görevlerini bir kenara bırakan sözleri ve uygulamaları ile rejimin otoriterliğinin göstergesi haline gelmişlerdir.

Polisin sokak ortasında ve hukuk dışına çıkarak gerçekleştirdiği şiddet, tikel olarak polisten başlamak suretiyle iktidarın tümünün sorumluluğuna varan bir yelpazeyi işaretlemektedir. İktidarın otoriter politikaları devreye koymasına paralel olarak artan polis şiddetinin araştırılması ve önlenmesi için yol haritasının çıkarılması amacıyla bir Meclis Araştırması yönünde tutum oluşturulmalıdır.

10 Şubat 2021