Aydenizin dokunulmazlığının kaldırılmasına ilişkin muhalefet şerhimiz

Bileşen partimiz Demokratik Bölgeler Partisinin Eş Genel Başkanı ve Diyarbakır Milletvekili Salihe Aydeniz'in dokunulmazlığının kaldırılmasına ilişkin Anayasa ve Adalet Karma Komisyonuna verilen muhalefet şerhi:

Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon 25/07/2022 tarihli toplantısında Diyarbakır Milletvekili ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Sayın Salihe Aydeniz’in Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında düzenlenen 3/912 sayılı fezlekeye dair muhalefet şerhimizdir.

Aydeniz hakkında 3/912, 3/1368, 3/1422, 3/1693 ve 3/1965 Esas numaralı Cumhurbaşkanlığı Tezkerelerini görüşmek üzere toplanan Karma Komisyon Başkanlığına yaptığımız usul itirazları reddedilmiş ve dosyaların görüşmelerine devam edilmiştir. Toplantı neticesinde alınan karar; hukuka, yasaya, teamül ve usule aykırıdır. 

27’nci Yasama Döneminde kapatılmış olan dosyalar hariç, bugüne kadar toplam 1.613 fezleke milletvekilleri hakkında düzenlenmiş ve Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulmuştur. Bunların içinde, Halkların Demokratik Partisi ve Demokratik Bölgeler Partisinin toplam fezleke sayısı ise -kapatılmış olan dosyalar hariç- 1.308 adettir. Bu fezlekenin büyük bir kısmı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasasına aykırılık gerekçesiyle Valiliklerin ve Kaymakamlıkların kararları esas alınarak toplantı ve gösteri yürüyüş hakkının ihlaline ilişkin olan fezlekeler, örgütlerin propagandasını yapma ve düşünceyi açıklama suçlarıdır.

Komisyon gündeminde yer alan 3/912, 3/1368, 3/1422, ve 3/1965 Esas Sayılı dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin Diyarbakır Milletvekili Sayın Salihe Aydeniz hakkında düzenlenen soruşturmaların kanunu teşkil eden “kanuna aykırı toplantı ve gösteri düzenleme, yönetme, propaganda yapma” gibi suçlamalara ilişkin olan hususlar gerek AYM ve gerekse AİHM kararlarında açıkça suç teşkil etmediğine ilişkin yargı kararlarının olduğunu yukarda ifade etmiştik.

Nitekim AYM’nin ilgili kararlara ilişkin dosya numaraları şu şekildedir;

1) Anayasa Mahkemesi Genel Kurul 2018/38143 başvuru ve 21 sayfadan oluşan kararı.

2) Anayasa Mahkemesi ikinci bölüm 2015/15088 başvuru ve 10 sayfadan oluşan kararı.

3) Anayasa Mahkemesi ikinci bölüm 2014/17391 başvuru ve 17 sayfadan oluşan kararı.

4) Anayasa Mahkemesi birinci bölüm 2015/4556 başvuru ve 10 sayfadan oluşan kararı.

DBP Diyarbakır Milletvekili Aydeniz’e yöneltilen fezlekeler, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına, Yargıtay kararlarına ve Anayasa Mahkemesi kararlarına göre suç olmaktan çıkmış durumdadır. 

Yine Anayasa Mahkemesi bir kararında yer alan “Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı, demokratik toplumun en temel değerleri arasında yer almakta olup demokratik bir toplumda mevcut düzene itiraz eden ve barışçıl yöntemlerle gerçekleştirilmesi savunulan siyasi fikirlerin toplanma özgürlüğü ve diğer yasal araçlarla kendisini ifade edebilmesi imkânı sunulmalıdır. Şiddet kullanma niyetinde olan kişilerin katıldığı veya düzenlediği gösteriler barışçıl toplanma kavramı dışındadır. Dolayısıyla toplanma hakkının amacı, şiddete karışmayan ve fikirlerini barışçıl bir şekilde ortaya koyan bireylerin haklarının korunmasıdır. Bunun dışında toplantının veya gösteri yürüyüşünün hangi amaçla yapıldığının hiçbir önemi yoktur.” ifadesi önemlidir.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin Yılmaz Yıldız ve Diğerleri Türkiye Kararında: “Ayrıca, gösteri yapan kişilerin gerek kamu düzenine yönelik bir tehlike arz ettiklerini gerekse şiddet içeren eylemlere kalkıştıklarını gösteren bir delil olmadığı vurgulanmıştır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi başvurularının ilgili makamlar tarafından verilen emirlere uymalarından suçlu bulunmalarının doğru olduğunu ancak yerel mahkeme kararlarının gerekçe kısmında söz konusu mahkemelerin müdahalenin orantılılığı ve başvuranların toplantı özgürlüğü nedeniyle sahip oldukları haklarının dengelenmesi hususları üzerinde durduklarının tespit edilmediği kaydedilmiştir.” Yani burada bir orantılılık ilkesi üzerinde durulmuş olup; Başvurucunun gösteri yapma özgürlüğü arasında adil bir dengenin kurulmadığını tespit etmiş ve başvuranın para cezasına mahkûm edilmesinin makul olarak, zorlayıcı bir sosyal gereksinime karşılık geldiği şeklinde bir değerlendirme yapılamayacağını belirtmiştir.

Komisyon görüşmelerinde ve itiraza konu kararda en önemli hukuksuzluk delillerin tek taraflı değerlendirilmiş olmasıdır. Şöyle ki çokça kamera kaydında yer aldığı üzere Salihe Aydeniz’in eylemine konu olayda polisin milletvekillerine dönük yoğun şiddet söz konusu olup, Aydeniz polisler tarafından yere düşürülmüştür. Kamera kayıtları incelenmeden, olaya dair tanık anlatımlarına başvurulmadan sadece kolluk ifadeleri nazara alınarak bir karara varılması hukuka aykırıdır. Aynı zamanda savunma hakkının da ihlalidir. Oysa AYM; “Kanunlarda öngörülen usullere tam olarak uyulmamış olması tek başına toplantı veya gösteri yürüyüşünün barışçıl niteliğini ortadan kaldırmaz.” demiş olup bu kriterin gözlem ardı edilmemesi hayatidir. Yani DBP Eş Genel Başkanı Aydeniz bir eyleme katıldığı için suçlu addedilemeyeceği gibi kendisinin maruz kaldığı polis şiddetine dair refleksi de suç kapsamında yer alamaz.

Sayın Salihe Aydeniz hakkında düzenlenen tezkerelerin çoğunda iddia edilen müessir fiillerin; meşru müdafakapsamında olduğu gerçeği, asla dikkatlerden kaçmamalıdır. Aydeniz, hiçbir tepkisinde kolluğu hedef almamış sadece kendi yaşamını korumaya özgülenmiştir. Üstelik kolluğun elinde silah olduğu, silah kullanma yetkisini pek çok pratikten bildiğimiz üzere aştığı gerçeği Aydeniz’i refleks olarak yönlendirmiştir. Ortada bir saldırı ve müdahale olduğu gerçeği yadsınarak Aydeniz’in “polise saldırdığı” yönündeki iddia somut duruma da hayatın olağan akışına da aykırıdır. Elinde silah olan kolluğun şiddeti karşısında Aydeniz’in kendi vücut bütünlüğünü koruma refleksi son derece insani ve doğaldır. Özcesi kolluğun elinde silah olduğu, darba yönelik diğer materyallere sahip olduğu fiziksel ve çoğunluk gücünü elinde bulundurduğu hususu meselenin nirengi noktasıdır. Aydeniz’in reflektif hareketi, polisin donanımından bağımsız düşünülmemelidir. Bu bağlamda, olay anına ilişkin dört bir taraftan çekilen görüntülerin hepsi istendikten sonra değerlendirmelerin ona göre yapılması gerekirken doğrudan dokunulmazlığın kaldırılmasına dönük kabulün siyasi bir saik olduğu aşikardır.

Diğer yandan Komisyon tarafından alınan bu kararın, yargıya müdahale hatta yargıyı bir karar vermeye teşvik gibi değerlendirilmesi gerekir. Nitekim dokunulmazlığın kaldırılmasını müteakip, pek çok konuda yürütmenin açıklamalarını kerteriz alan yargı erki, bu söylemleri talimat olarak ele almış ve hukuka aykırı davalar açmak ve cezalar vermek noktasında bağımlı bir duruş sergilemiştir. Bu durumun da yasama-yürütme-yargı arasındaki bağımsızlığın değil bilakis bağlılığın dışa vurumu olacağı açıktır. Son toplamda tüm bu olanların ülkede hukuka, parlamentoya olan güveni sarsıcı yanı dikkatle değerlendirilmeli, halk egemenliğinin yansıdığı bu parlamentonun varlık sebebi korunmalıdır.

Tüm bu kararları dikkate aldığımızda bileşenimiz olan DBP Eş Genel Başkanı Sayın Salihe Aydeniz’e isnat edilen suçlamaların kanunda yeri olmadığını belirtmekte bir beis görmüyor; komisyon kararına konu olan dosyaların meşru müdafaa sınırları içerisinde olduğunu, aynı zamanda eksik soruşturmayla tek taraflı olarak oluşturulan kayıtların dosyalarda mevcut olduğunu ve bunun açığa kavuşturulması gerektiğini, tüm bunlar gerçekleştirilmeden verilen kararların ise hukuksuz olduğunu ifade ediyor ve Karma Komisyonun vermiş olduğu karardan dönmesi gerekliliğini vurguluyoruz.

DBP Eş Genel Başkanı Salihe Aydeniz’in dokunulmazlığının kaldırılması yönündeki komisyon kararı; benzer fiilleri işleyen milletvekillerinin dosyalarının görüşülmemesi bakımından eşitliğe dolayısı ile Anayasaya aykırıdır. Şiddet uygulayan kolluğun yargılanmak yerine adeta ödüllendirilen tutumlarla korunması karşısında, halk adına temsil görevi üstlenen milletvekillinin dokunulmazlığı ile eşitsiz bir terazide durdurulması ise Anayasanın rafa kaldırıldığına dair ciddi bir emare teşkil etmektedir.

İzah etmiş olduğumuz hususlar doğrultusunda başta  Anayasa ve akitlerle bağlı olunan uluslararası hukuka, evrensel hukuk normlarına aykırı olan, DBP Eş Genel Başkanı Salihe Aydeniz’in dokunulmazlığının kaldırılması yönündeki komisyon kararına katılabilmek mümkün değildir.29.07.2022

Meral Danış Beştaş​​​​​
Anayasa Komisyonu Üyesi​​​
HDP Grup Başkanvekili 

Erdal Aydemir
Anayasa Komisyonu Üyesi​​​ 

Hüseyin Kaçmaz ​​​​​
Adalet Komisyonu Üyesi

Züleyha Gülüm
Anayasa Komisyonu Üyesi ​​​

Mehmet Tiryaki 
Adalet Komisyonu Üyesi 

Abdullah Koç
Adalet Komisyonu Üyesi 

 

Muhalefet şerhinin tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

29 Temmuz 2022