Birleşmiş Milletler, Yunanistan ve bütün ülkelere çağrımızdır: Göçmen ve mültecilerin haklarını tanıyın!

Göçmen ve Mülteciler Komisyonu Eş Sözcülerimiz Gülsüm Ağaoğlu ve Veli Saçılık'ın açıklaması:

Yunanistan’da bulunan Korinth Mülteci Gözaltı Merkezi’nde 17 aydır tutuklu olan 24 yaşındaki Türkiyeli Kürt mülteci İbrahim Ergün’ün cansız bedeni tutulduğu konteynerin tuvaletinde bulundu. Yunanistan mahkemesinin İbrahim Ergün’ün tutukluluğuna devam kararı verilmesi üzerine intihar ettiğini üzülerek öğrenmiş bulunmaktayız. İbrahim Ergün’ün ailesi Türkiye’de son yıllarda daha da artan siyasi baskılar nedeniyle mülteci olarak 2019 yılında Yunanistan’a gittiğini, oradan da İtalya’ya geçmeye çalışırken gözaltına alındığını ve gözaltına alındığı tarihten bu yana sanki bir suçluymuş gibi insanca yaşam koşullarından mahrum biçimde cezaevinde tutulduğunu duyurdu.  

Dünyada artan savaş, yoksulluk, ekolojik yıkım vb. sorunlar nedeniyle milyonlarca insan yaşadığı topraklardan koparak başka ülkelerde göçmen-mülteci olmaktadırlar. Özellikle Suriye ve Libya’daki iç savaşlardan sonra kitlesel göçlerin yaşandığını, buna karşı da egemen devletlerin uluslararası sözleşmeleri ve insan haklarını hiçe sayarak göçmen ve mültecileri insanlık dışı koşullarda temel haklarından mahrum bıraktıklarına sıklıkla tanıklık etmekteyiz. Öyle ki bu ihlaller çoğu zaman göçmenlerin canına kastedecek düzeye varmakta, en temel insan hakkı olan yaşam hakkı açıkça ihlal edilmektedir. Devletlerin bu politikaları göçmenlere ırkçı, faşist saldırıların önünü de açmaktadır. 

Türkiye’de iktidar olan AKP-MHP koalisyonu kendini desteklemeyen bütün muhalifleri terörist ilan ederek on binlerce insanı tutuklamakta, birçoğunun legal ve illegal yollardan ülkeyi terk etmesine sebep olmaktadır. İbrahim Ergün’ün Yunanistan’da bir “toplama kampı”nda yaşamını yitirmesinden Türkiye ve Yunanistan hükümetleri ortak biçimde sorumludur. Göçmenlerin temel barınma, yaşam ihtiyaçlarını karşılamayan Hükümet yetkilileri göçmenleri Avrupa’ya karşı bir şantaj aracı olarak kullanmaktadır. Buna karşılık, Avrupa devletleri ise Türkiye’ye nakdi destekler vererek göçmenlerin kötü koşullarda yaşamasına göz yummaktadır. Türkiye’den Yunanistan’a geçiş yapan mülteciler her iki tarafın kolluk kuvvetleri tarafından kötü muameleye maruz kalmakta ve hatta bindirildikleri botlar batırılmak suretiyle ölüme terk edilmektedir. Yunanistan’a geçmeyi başaranlarsa İbrahim Ergün örneğinde olduğu gibi Nazi toplama kamplarını aratmayan koşullarda yaşam mücadelesi vermek zorunda kalıyorlar. 

Başta Birleşmiş Milletler olmak üzere Yunanistan ve bütün ülkelere çağrımızdır; Göçmen ve mültecilerin haklarını tanıyın! Uluslararası sözleşmelere derhal uyulmalı, insan haklarına aykırı uygulamalardan derhal vazgeçilmelidir. Göçmen ve mültecileri suçluymuş gibi cezaevinde tutmanın kendisi uluslararası sözleşmelere göre suçtur. Egemen devletler göçmenlere karşı ırkçı, faşist linç saldırılarına tepkisiz kalarak ortak olmamalıdır. Bütün insanlara eşit, özgür ve onurlu bir yaşam sağlamak devletlerin önceliği olmak zorundadır. İbrahim Ergün’ün yaşamını yitirmesine sebep olan Yunanistan ve Türkiye hükümetlerini kınıyor, bir daha ölümlerin yaşanmaması için her iki tarafı da demokrasiye, insan haklarına uymaya davet ediyoruz.

Gülsüm Ağaoğlu – Veli Saçılık
Göçmen ve Mülteciler Komisyonu Eş Sözcüleri
1 Nisan 2021