Buldandan MA ve JINNEWSe ziyaret: Kalemleri asla yere düşmeyecek, hakikat halka ulaşacaktır

Eş Genel Başkanımız Pervin Buldan ve Grup Başkanvekilimiz Saruhan Oluç, Mezopotamya Ajansı ve JİNNEWS Ankara bürolarını ziyaret etti. Ziyarette konuşan Buldan, şunları söyledi: 

Öncelikle geçmiş olsun dileklerimizi iletiyorum. Geçtiğimiz hafta hem Mezopotamya Ajansına hem de JİNNEWS'e dönük operasyonla 9 arkadaşımız tutuklandı. Gazeteciler saçlarından tutularak, başları önlerine eğilmek istercesine işkenceyle gözaltına alınıp ardından hemen tutuklandılar. Bunun öncesinde biliyorsunuz TBMM’de bir sansür yasası çıktı. Bu sansür yasasının da tutuklanan gazetecilerin de elbette ki Türkiye’de gerçeklerin kamuoyuna ve halka ulaşmasının engellenmesi amacıyla yapıldığını biliyoruz. 

Tutuklanan gazeteciler hakikati halka ulaştırmak için haber yapan gazeteciler

Bir ülkede eğer gazeteciler tutuklanıyorsa, bir ülkede eğer sansür yasası çıkartılıyorsa bilin ki o ülkede çok büyük yolsuzluklar, çok büyük haksızlıklar ve çok büyük hukuksuzluklar yaşanıyordur ve bunlar yaşanmaya da devam edecektir. Yani gazetecilerin tutuklanması da sansür yasasının çıkarılması da önümüzdeki dönem açısından AKP-MHP iktidarının daha fazla yolsuzluğa bulaşacağının, daha fazla haksızlık ve hukuksuzluk yapacağının bir göstergesi olarak algılanabilir. Dolayısıyla tutuklanan gazeteci arkadaşlarımız gerçekleri ve hakikati halka ulaştırmak üzere habere yapan gazeteciler. Ama şunu ifade etmek isterim ki tutuklama da olsa sansür yasası da olsa bu ülkede özgür basın var olduğu sürece hakikatin halka ulaşmasının önüne hiçbir engel çıkamayacaktır. Bu gelenek çok büyük badireler atlatmış bir gelenektir. Bu gelenek Musa Anter’in ardılları olarak adlandırdığımız; Musa Anter’in kalemini yere bırakmayan, Ferhat Tepe’nin, Metin Göktepe’nin ve katledilen birçok gazetecinin kalemini yerde bırakmayan gazetecilerdir. Hakikatin halka ulaşmasını sağlayan, gerçeklerin açığa çıkmasını sağlayan gazetecilerdir. 

Gazetecilerin kalemi asla yere düşmeyecek, hakikat halka ulaşacaktır

Biz bu coğrafyada bu geleneğin büyük badireler atlattığını ifade ederken aynı zamanda bombalanan gazete binalarının, yine aynı zamanda tutuklanan ve katledilen gazetecilerin gerçeğini de her zaman ifade ettik. Şu çok iyi bilinmelidir ki onların kalemi asla yere düşmeyecek. Onların kalemi bir onur kalemidir. Bu onur kalemi asla arkadaşları ve ardılları tarafından yere bırakılmayacak kalemlerdir. Hakikat ne olursa olsun halka ulaşacaktır. Gerçekler ne yapılırsa yapılsın mutlaka halka ulaşılacaktır. Biz buradan tutuklanan, daha önce de tutuklanan gazetecilerin, özgür basında çalışan gazetecilerin bir an önce özgürlüklerine kavuşması gerektiğinin altını önemle çiziyoruz. Bir ülkenin demokratikleşmesi, hukuka olan güveni, toplumsal barışı ancak ve ancak cezaevlerinin boşalmasıyla gerçekleşir. Cezaevlerinde bugün yatmakta olan onlarca gazeteci olduğu gibi bu ülkede demokrasiyi, özgürlükleri ve barışı savunan binlerce insanın olduğunu da biliyoruz. Biz tutuklanan gazeteciler başta olmak üzere haksız ve hukuksuz bir şekilde cezaevlerinde olan tutukluların bir an önce serbest kalması gerektiğinin altını çiziyoruz. Buradan tutuklanan 9 gazeteci arkadaşımıza bir kez daha selamlarımızı ve sevgilerimizi gönderiyoruz. Ama onların arkasındaki yoldaşları, arkadaşları bu geleneği sürdürecek. Hem Mezopotamya Ajansına hem de JINNEWS’e geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. 

Gazeteci Hüseyin Aykol: 33 yıldır gazetecilik yapıyoruz, devam edeceğiz

Ziyaret için teşekkür ederim. Şu anda bizim 12 arkadaşımız hükümlü olarak cezaevinde. Diyarbakır ve Ankara’da tutuklanan arkadaşlarımızın sayısı 28. Böylece 40 arkadaşımız fiilen cezaevinde tutuklu ve hükümlü olarak. Dahası 160’a yakın arkadaşımızın davaları halen sürüyor. "KCK Basın" diye adlandırılan dava halen sürüyor. Buna benzer davalarda yaklaşık 160 arkadaşımız yargılanıyor. Toplamda 200 arkadaşımız şu anda devletin baskısı altında, her an cezaevine girecek insanlar var. Ama biz bunlara rağmen 33 yıldır gazetelerimizi çıkarıyoruz. Ajanslarımızı kurduk, buradan bütün dünyaya haber geçiyoruz. Devlet bunca yıldır aynı şeyleri yapıyor. Arkadaşlarımızı cezaevine atıyor. Kimi arkadaşlarımız sürgüne gitmek zorunda kalıyor ve biz yine çıkıyoruz. Onlar diyor ki gene bastıralım, gene cezaevine atalım belki değişik bir sonuç olur. Değişik bir sonuç olmuyor. Aynı şeyi yaptıklarında aynı sonuç oluyor. Devlet aklına şaşırıyoruz. 

Seçim öncesi operasyonu

Bir de biz bu son dönem operasyonlarını şöyle değerlendiriyoruz. 16 arkadaşımız 16 Haziran’da tutuklandı. Neredeyse 5 ay oldu. İddianamesini bile yazmadılar. İddianame ne zaman yazılacak ne zaman duruşma olacak? İlk duruşma olursa pek çok arkadaşımızın tahliye olacağını bekliyoruz. Burada da 9 arkadaşımız alındı. Biri de evinde hapis durumda. Bu arkadaşların davası açılsa belki ilk duruşmalarda birçoğu hemen tahliye olacaklar. Bana göre biraz da yapmak istedikleri, akıllarındaki plan şudur. Seçimler yaklaşıyor. Seçimler gerçekten de ülke tarihinde çok kritik seçimler. HDP burada anahtar rolü oynayacak. O nedenle bu anahtar rolü oynayacak partinin seçim çalışmalarını izleyecek olanları azaltmaya çalışıyorlar. Bu şekilde seçimler öncesinde gerçekten de özgür basının daha az haber ve çalışanla çalışması gibi bir planları var. Yıllardır olanları aştıysak bunları da aşacağız. Elinde telefonu olan herkes artık gazeteci olacak, gerekirse stajyer eğitimlerine yeniden başlayacağız. Ülkenin kaderini değiştirecek seçimlerde gereken başarıyı kazanıp Cumhuriyetin ikinci yüzyılında oynayacağı rolü de halkımıza haber olarak anlatmak için görevimizin başında olacağız. 

Saruhan Oluç: Elinde telefon olan herkes bir muhabir gibi çalışmalı

Öncelikle geçmiş olsun diyorum. Özgür basın susturulamadı bugüne kadar, bundan sonra da susturulamayacak. Bu konuda en ufak şüphemiz yok. Hakikatin açıklanması devam edecek. Özellikle seçim dönemine giderken bizi sessiz bırakmak ve hakikatin yazılmasını engellemek istiyorlar. Bu tabii ki aşılacaktır, özgür basın çalışmasına devam edecektir. Bedeller ödeniyor ama susturulamayacağını çok iyi biliyoruz. Onların da anlaması lazım. Yapabilecekleri her şeyi yaptılar, şimdi aynı şeyleri tekrar etmeye başladılar. Seçimlere giderken bu tür baskılar artarsa -ki bu ihtimaldir- bizim her okurumuzun, her gencimizin, her kadının, her erkeğin, elinde akıllı telefon olan herkesin bir muhabir gibi çalışması, kendi yaşadığı yerde gördüğü hakikatleri iletmesi ve bunun gazeteciler tarafından işlenerek geliştirilmesi gerekiyor. Herkesin kendini muhabir gibi hissetmesi gerekiyor. Bunu bu şekilde aşacağız ve seçimlerden sonra basının özgür olması konusunda hep birlikte güçlü adımlar atılmasını sağlayacağız. Tekrar geçmiş olsun. Dayanışma ve birlikte mücadelemizi sürdüreceğiz.

2 Kasım 2022