Buldan: İçine düştükleri bataklıktan çıkmak için HDP’yi karalıyorlar

Eş Genel Başkanımız Pervin Buldan, Adana İl Örgütümüz tarafından organize edilen 8’inci kuruluş yıldönümü etkinliğimize katıldı:

Eş Genel Başkanımız Pervin Buldan, Adana İl Örgütümüz tarafından organize edilen 8’inci kuruluş yıldönümü etkinliğimize katıldı. Burada güncel gelişmeleri değerlendiren Buldan, şunları söyledi:

Sizleri partim adına saygıyla sevgiyle selamlıyorum. Bugün partimiz HDP’nin 8’inci kuruluş yıldönümünü kutlamak için buradayız. Tam 8 yıldır her türlü engellemeye, baskıya rağmen HDP kararlı bir şekilde yoluna devam etti. 

Yaşadığımız acıların ve ödediğimiz bedellerin önümüze engel olmasına izin vermedik 

8 yaşındayız; 80 yıllık acılarla, bedellerle bugüne geldik. Bizler bu coğrafyada yüzyıllardır yaşadığımız acıların, ödediğimiz bedellerin, çektiğimiz zulmün hiçbir şekilde önümüze engel olarak çıkmasına izin vermedik. Bu ülkeyi yönetenler bizi sürekli baskıyla, şiddetle sınamaya çalıştılar. Biz bu coğrafyada çok büyük bedeller ödedik, çok büyük acılar çektik. Biz bu coğrafyada çocuklarımızı, annelerimizi, babalarımızı bedel ödeyerek toprağın altına gömdük. 

Bizim geleneğimiz, Mahirlerin, İboların, Mazlumların, Behice Boranların mirasıdır 

Ama kararlı mücadeleden asla taviz vermedik, asla boyun eğmedik, asla biat etmedik. Çünkü bizim geleneğimiz; Mahirlerin, Kemallerin, Mazlumların, İboların, Sêvêlerin, Behice Boranların mirasıdır. Onlar boyun eğmedi ki, biz boyun eğelim. Bizim mücadelemiz Selahattin Demirtaşların, Figen Yüksekdağların, İdris Balukenlerin, Çağlar Demirellerin, Gülser Yıldırımların mücadelesidir, onlar biat etmedi ki, diz çökmedi ki, HDP biat etsin, diz çöksün. 

Bütün cezaevlerine Adana’dan kucak dolusu sevgilerimizi gönderiyoruz

Buraya gelirken Edirne Cezaevi'nden, Kandıra Cezaevi'nden, zindanlardaki bütün yoldaşlarımızdan sizlere kucak dolusu selam getirdim. Buradan da bütün cezaevlerine, Edirne, Kandıra, Sincan cezaevlerine, bütün arkadaşlarımıza, yol arkadaşlarımıza, yoldaşlarımıza Adana’dan kucak dolusu sevgilerimizi gönderiyoruz. 

Bu ülkede en fazla barışı, demokrasiyi ve özgürlükleri savunan parti HDP’dir 

HDP 8 yıldır bu ülkede sadece bir şey için çalışıyor. Bu ülkenin demokratik bir ülke olması, insanların barış içerisinde, kardeşçe yaşayabilmesi, bütün inançların, kimliklerin kendisini özgürce ifade edebileceği ve  birarada eşitçe yaşayabileceği bir ülke için çalışıyoruz. Bu ülkede siyaset yapan partiler içinde en fazla barışı, demokrasi ve özgürlükleri savunan parti bizim partimizdir. Savaşa karşı çıkan parti biziz, demokrasi ve özgürlükleri isteyen parti biziz. Bu ülkede Türküyle Kürdüyle,Llazıyla Çerkesiyle, Ermenisi Süryanisi, kadınıyla genciyle eşit şartlarda ve koşullarda hepimiz bir arada barış içinde yaşamak için her türlü bedeli ödemeye hazır olan bir gelenekten geliyoruz. HDP’nin varoluş ve kuruluş gerekçesi budur. 

HDP’yi kriminalize edenler bu ülkede barış ve kardeşlik istemeyen kesimlerdir 

Ama bugün her bu ülkeye demokrasi gelsin, bu ülkede barış sağlansın dediğimizde bize saldıranlar, bizi hergün TV’lerde tartışanlar, tartıştıranlar, partimizi kriminalize etmeye çalışanlar bu ülkede insanların kardeşçe ve barış içinde yaşamasını istemeyen kesimlerdir. HDP’nin karşı çıktığı nokta budur. 

İçine düştükleri bataklıktan çıkmak için HDP’yi karalıyorlar 

İşte bunun için bize saldırıyorlar, bunun için üzerimize geliyorlar. Bizim yarımızı cezaevlerine gönderdiler. Bunun için bugün Diyarbakır İl Örgütümüzü bastılar. Bugün İl Eşbaşkanlarımızı gözaltına aldılar. Her gün yeni bir operasyona uyanıyoruz, hergün yeni bir krizle karşı karşıya kalıyoruz. Çünkü bu ülkeyi yönetenler uyguladıkları haksızlıkların, hukuksuzlukların, içine girmiş oldukları bataklıktan çıkmak için HDP’yi karalama yöntemini seçtiler. Bu ülkeyi yönetemeyen bir iktidar var. Milyonlarca insanı açlığa ve sefalete sürükleyen bir iktidar var. Milyonlarca işçiyi ve emekçiyi evinde oturmaya mecbur bırakan bir iktidar var. Esnaf kapısını kilitlemek durumunda kaldı. Binlerce insan KHK ile işinden edildi.  

İktidarın beslendiği tek şey çatışmalı ortamdır 

Bu ülkeyi yönetemedikleri için gündem değiştirmeye çalışanlar bu ülkenin işçisine, emekçisine, kadınına, muhalefetine saldırmayı önüne yol ve yöntem olarak koydu. Bu ülkeyi yönetenlerin beslendikleri sadece birşey var; onlar çatışmalı ortamlardan besleniyorlar. Onlar istiyorlar ki her gün bir yerde kriz çıksın, savaş çıksın her gün bir yerde kaos olsun ki bundan faydalansınlar, bundan çıkar elde etsinler. Akdeniz, Libya, Suriye'de Azerbaycan ve Ermenistan’da yaşanan her çatışmada Türkiye bu olayların içine girmiştir. Bunlardan kaynaklı olarak Türkiye felaketin eşiğine gelmiştir. Ekonomik, sosyal, siyasal ve toplumsal krizlerin olduğu bir ülke yarattılar. 

Bugünler AKP’nin düşüşünün yaşandığı, HDP’nin yükselişe geçtiğe günlerdir 

Bütün bunları niye yaptılar? Bir kez daha iktidara gelebilmek ve koltuklarını koruyabilmek kendi tabanlarında oylarını yükseltmek için yaptılar. Yaptıkları bütün bu yanlışlar onların hanelerine artı olarak değil eksi olarak yansıyor. Bugün yapılan bütün anketlerde AKP düşüş yaşıyor. Bugün AKP’nin düşüşe ama aynı zamanda HDP’nin yükselişe geçtiğe günlerdir. Onlar battıkça; saldırdıkça, üzerimize geldikçe biz daha çok büyüyoruz, güçleniyoruz. 

HDP’ye güç veren halkımızdır, sizlersiniz 

İşte HDP’yi bugün ayakta tutan HDP’ye güç veren, moral veren, cesaret veren, umut veren siz değerli halkımızsınız, sizlersiniz. Halkımız dimdik ayakta olduğu sürece HDP’nin sözcüleri alanlarda, meydanlarda sizlerle birlikte olduğu sürece HDP büyümeye devam edecek hiç kimse bunun önüne geçemeyecek. 

Bu ülkenin geleceği HDP iktidara geldiğinde değişecektir 

Biz kararlı mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz, bu ülkede Kürt sorunu olduğu sürece geri adım atmayacağız. Bu ülkede kadın cinayetleri olduğu sürece geri adım atmayacağız. Bu ülkede tecrit olduğu sürece geri adım atmayacağız. Bu ülkede işçi, emekçi sömürüldüğü sürece biz geri adım atmayacağız. Dereler, ormanlar talan edildiği sürece biz geri adım atmayacağız. Çünkü biz biliyoruz ki bu ülkenin kurtuluşu, geleceği; kadınların, gençlerin, çocuklarımızın, halkımızın geleceği ancak ve ancak HDP iktidara geldiği anda değişecektir. 

O günler gelecek, devran değişecek, AKP gidecek bu ülkeyi bizler yöneteceğiz 

HDP bugün bu ülkeyi yönetmeye kararlı adımlarla yürümektedir. O günler gelecek, devran değişecek, AKP gidecek, bu ülkeyi Türkiye halkları sizler yöneteceksiniz. Bu ülkeyi bizler, Selahattin Demirtaşlar, Figen Yüksekdağlar yönetecek. 

Bütün annelere seslenmek istiyorum: Amacımız hiç bir annenin çocuğunu kaybetmemesidir 

Bizler elbette bu ülkede yaşanan bütün krizlerin çözülmesi için varız. Yaşanan her türlü krizlerin çözümü için çaba sarf ederiz. Buradan annelerimize seslenmek isterim. Cumartesi Annelerine, Barış Annelerine, Diyarbakır HDP İl Örgütü önünde oturan annelere sesleniyorum, hiçbir ayrım yapmadan bizim amacımız hiç bir annenin çocuğunu kaybetmemesidir. Her anne ve babanın evladına sağ salim kavuşmasıdır. Bugün Diyarbakır il binamızın önünde oturan annelerin de, Cumartesi Annelerinin de, Barış Annelerinin de acısını en fazla biz yüreğimizde hissederiz. Hele hele eşini kaybeden, çocuklarını yetim olarak büyüten bir anne olarak, seslenmek isterim: Bu acıları en fazla ben bilirim, biz biliriz. Bu acıyı en fazla bizim gibi yaşayanlar bilir. O yüzden diyorum ki, acılarımızı yarıştırmaktan vazgeçip, acılarımızı hissetmemiz geriyor. Siz bizim acımızı bileceksiniz, biz de sizin acınızı bileceğiz. İşte o zaman bu soruna çözümü hep birlikte getireceğiz. 

Masayı devirenler ülkeye barış gelmesini engelleyenlerdir 

Bu ülkede barış süreci yaşandı. Bu ülkede barış ve müzakere sürecinde anneler ağlamasın, çocuklar hayatını kaybetmesin diye bir süreç başlatıldı. Biz bu süreçte silahlar sussun, demokratik siyaset konuşsun diye bir çaba sarf ettik. Diyarbakır'da oturan annelerin de çocuklarına kavuşması için, bizlerin kayıp olan çocuklarının annelerine kavuşması için, Barış Annelerinin her gün meydanlarda beyaz tülbentleri ile barış barış diye haykırdığı günler için bu süreci başlattık. Ancak bu süreci bitirenler, sürecin amacına ulaşmasını istemeyenler, masayı devirenler bu süreçten rahatsız oldular. Keşke o süreç devam etseydi, o masa devrilmeseydi ve anneler çocuklarına kavuşsaydı. Bugün bu ülkeyi yönetenler, o masayı devirenler bu ülkeye barışın gelmesini engelleyendir. 

Barış gelecekse Türkiye toplumunun ittifakıyla gelecektir 

Biz her şeye rağmen şunu ifade ediyoruz asla ve asla hiç bir annemizin gözlerinden yaş gelmesini istemeyiz, yüreğinin evlat acısıyla yanmasını asla istemeyiz. Çocuklarımızın geleceği için, bu sürecin başarıya ulaşması için Türkiye halklarının birlikte başlattığı yeni bir sürece ihtiyaç vardır. AKP hükümeti ile değil. AKP hükümetinin Kürtlere, bu ülkede yaşayanlara zulümden başka birşey vermediğini biliyoruz. Bu ülkeye barış gelecekse Türkiye toplumunun ittifakıyla barış gelecektir. Yeni bir seçim döneminde AKP tamamiyle bitecek ve gidecektir, bunun müjdesini veriyorum. 

Demokrasi ittifakını, halk ittifakını büyütme zamanı gelmiştir 

Biz bu örnekleri 7 Haziran’da gördük, 23 Haziran’da, 31 Mart Yerel Seçimlerinde gördük. Biz bunu Adana’da, Mersin'de, Antalya’da, İstanbul’da, Ankara’da gerçekleştirdik. Şimdi bu birlikteliği, yani demokrasi ittifakını, halk ittifakını daha da büyütmenin zamanı gelmiştir. Siyasi partiler kendi parti çıkarlarını düşünmek yerine halkın çıkarlarını düşünmek zorundadır. Bütün partiler kendi içindeki kavgayı bir yana bırakmak zorundadır. Her partinin önceliği halkımız olmalıdır. Bizim önceliğimiz halkımızdır. Halkımızın istediği ve dediği şekilde, bütün seçilmişleri de başta olmak üzere bundan sonraki demokratik güç birliklerinde bu ülkenin geleceği için adım atmaya hazırız. Yeterki kararlı olalım, umutlu olalım, cesaretli olalım, asla ve asla boyun eğmeyelim, AKP hükümetini sandığa gömelim. Bunu gerçekleştireceğiz. 

Türkiye, halkların ittifakıyla güzel ve özgür bir ülke, halklar bahçesi olacak 

Artık AKP’nin halkın içerisine çıkacak, toplumun yüzüne bakacak yüzü kalmamıştır. Her yaptıkları hata, yarattıkları kriz onların eksi olarak hanelerine yazılıyor. Bunun artık geri dönüşü yok. Türkiye, halkların ittifakı ile güzel ve özgür bir ülke ve bu ülkede yaşayacak halklar bahçesi olacak. Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkesiyle herkesin hep birlikte yaşadığı bir ülkeyi, bu ülkenin çocuklarına armağan edeceğiz. Ben bir kez daha HDP’nin 8’inci kuruluş yıldönümünün Türkiye halklarına hayırlı olmasını diliyorum. Bundan sonraki dönemde de daha çok cesaret ve umutla,  daha fazla kararlılıkla el ele, omuz omuza, yürek yüreğe hep birlikte bu mücadele en ön saflarda yürüyelemi ve birlikte kazanalım.

22 Ekim 2020