Dünya Romanlar Günü kutlu olsun

Romanlar, yaşadıkları ülkelerde ayrımcılık, ötekileştirme, baskı ve şiddete maruz kalmış, insani olmayan koşullarda yaşamak zorunda bırakılmışlardır. Etnik kimliklerinden kaynaklı iş sahibi olamıyor, sağlık hizmetlerine doğrudan erişim konusunda zorluk yaşıyor, eğitim olanaklarından mahrum bırakılıyor, yaşadıkları kentlerin dış mahallelerde yaşamaya mecbur ediliyorlar.

8 Nisan Dünya Romanlar Günü vesilesiyle Roman yurttaşlarımızı derin kardeşlik duygusuyla selamlıyor ve daha iyi bir dünyada yaşamaları için kendileriyle dayanışma içinde olduğumuzu belirtiyoruz.

Bugün dünyanın birçok ülkesinde ayrımcı politikaların baskısı altında yaşam mücadelesi veren Roman halkı, Türkiye’de de ırkçı, tekçi siyasi anlayış tarafından ötekileştirilmektedir. Ülkemizde 400 bin civarında bir nüfusa sahip olan Roman vatandaşlarımızın sosyal, kültürel değerleri ağır asimilasyon altındadır.

Roman halkı, halen etnik bir grup olarak görülmeyip, egzotik ve uzak bir kültüre sahip göçebeler olarak algılanıyor. Birlikte yaşadığımız bu halka karşı bigane kalınmasını, halklar bahçesi olan coğrafyamıza yapılmış bir haksızlık olarak görüyoruz.

Yerleşik toplumlardan görece daha farklı yaşam tarzları olan bu özgür ruhlu halkın, dünyanın en demokratik ülkelerinde bile ayrımcı politikalara maruz kaldığı, insan hakları örgütleri tarafından gözlemlenmiştir.

Roman topluluklar, çoğunlukla yarı-göçebe bir yaşam sürdürdükleri için, yaşadığımız post modern çağda geleneksel yaşamlarını idame ettiremiyor ve yerleşik hayata geçmek zorunda kalıyorlar. Bu yaşamsal gereklilik, ne yazık ki onların kültürel çeşitliliğinin bozulmasına da sebep oluyor.

Sosyal karakterleri gereği dâhil oldukları topluma erken uyum sağlayan Romanların bu pozitif gibi görünen uyumluluğu, yoğun bir asimilasyon sürecini de hazırlamış oluyor. Yaşayageldiğimiz bu kapitalist modernite çağda geleneksel kültürlerini sürdüremez halde oldukları görülmektedir. Bugün Roman dilini konuşan çok az insanın kaldığı gerçeği, kültürel çeşitliğimiz açısından bir hüzündür.

Kültürel ve sosyal momentleriyle çok dilli, çok dinli bileşkemiz olan Romanlar, ne yazık ki hak ettikleri yaşamı sürdüremiyorlar. “Roman’’, “Gypsy’’, “Dom’’, “Mıtrıp’’ gibi isimlerle anılan “Çingeneler’’, diğer halklar gibi saygı duyulmayı fazlasıyla hak ediyor.

Roman toplulukları, birlikte yaşadıkları halklar ve dinsel gruplar arasında çıkan iç ve dış savaşlardan büyük zarar gördüler. Suriye’de yaşanan savaştan sonra Lübnan, Ürdün, Irak ve Türkiye gibi ülkelere sığınan Romanlar (Domlar), halen yoğun ayrımcılığa uğruyorlar. Suriye'den Türkiye'ye sığınan yaklaşık 40 bin Roman (Dom), kendilerini; bildikleri dillere göre Arap, Türk, Kürt olarak gizlemeye çalışsalar da ötekinin ötekisi olarak ayrımcılığın en katmerlisini yaşıyorlar.

Korona Virüs salgını nedeni ile evlerde kaldığımız bu günlerde, bu süreçten çoğunlukla gündelik işlerde çalışan Romanlar da ekonomik olarak olumsuz etkilenmektedir. Çalışamayan ve bu nedenle temel ihtiyaçlarını dahi karşılamakta güçlük çeken tüm yurttaşların, bu süreçte gerekli tüm sağlık önlemlerini ve temel ihtiyaçlarının karşılanmasını sağlamak sosyal devletin sorumluluğudur.

8 Nisan Dünya Romanlar Günü dolayısıyla bir kez daha yineleyelim ki tarih boyunca, birlikte yaşadıkları halkların kültürlerine, yaşamlarına sayısız katkı sunan bu sanatkâr ve zanaatkâr toplulukların varlığını sürdürmesi için çaba harcayan iradeyle HDP olarak dayanışma halinde olacağımız bilinmelidir.

8 Nisan’ın sadece Roman kültürünü kutlamakla sınırlı olmadığı, aynı zamanda, yaşamlarının her alanında karşı karşıya kaldıkları baskı ve ayrımcılık konusunda farkındalık yaratıldığı ve ayrımcılığa karşı mücadelede birlik günü de olması dileğiyle, Dünya Romanlar Günü kutlu olsun…

Tülay Hatimoğulları
Halklar ve İnançlar Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı
8 Nisan 2020