Eğitimde yaşanan sorunların araştırılması ve çözümüne ilişkin önergemiz

Grup Başkanvekillerimiz Meral Danış Beştaş ve Saruhan Oluç, okulların açılmasıyla eğitimde gün yüzüne çıkan sorunların araştırılması ve çözüm bulunması için TBMM Başkanlığına araştırma önergesi verdi. Ücretsiz eğitim hakkının sağlanması ve pandemiye karşı alınacak önlemlerin ekonomik yükünün ailelerin omuzundan alınarak merkezi bütçeden karşılanması da talep edilen önergede şu ifadeler yer aldı:

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

6 Eylül’de başlayan yüz yüze eğitimin üzerinden sadece bir hafta geçmesine rağmen, tüm kamuoyu eğitim alanında pandemiye ilişkin hazırlıksızlığı bir kez daha sorgulamaya başlamıştır. Milli Eğitim Bakanlığı’nın okulların yüz yüze eğitime geçileceğini aylar öncesinden netleştirmesine rağmen gereken hazırlıklar yapılmamış, okullarda pandemiye karşı alınacak önlemler için yeterince bütçe ayrılmamış, maske ve temizlik ürünleri başta olmak üzere neredeyse gereken tümihtiyaçlar veliler tarafından temin edilmeye bırakılmıştır. Servis ücretlerinin, kırtasiye veokul kıyafeti masraflarının aşırı zamlandığı, yoksulluğun derinleştiği bu süreçte öğrenci ve velilere yüklenen bu ekonomik yük, milyonlarca aile için karşılanamayacak ve öğrencinin eğitim–öğretim hayatını sekteye uğratacak boyuta varmıştır.

Sosyal devlet ilkesi gereğince, öğrencilerin geleceğini doğrudan etkileyen ve ücretsiz olması gereken eğitim hakkının sağlanması, pandemiye karşıalınacak önlemlerinekonomik yükünün ailelerin omuzundan alınarak merkezi bütçeden karşılanmasıiçin TBMM’de bir komisyon kurulması kamu yararı ve eğitim hakkı açısından elzem hale gelmiştir. Bu amaçla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasını arz ve talep ederiz.

GEREKÇE

Covid-19 pandemisinin gölgesinde hazırlıksız şekilde yüz yüze eğitime geçilmesi, öğrenci ve öğretmenlerin sağlıklarının riske edilmesiyle birlikte eğitim alanında yaşanan diğer aksaklıklarıda gözler önüne sermiştir. Tıpkı öğrencilerin yüzde yetmişinden fazlasının verim alamadığı EBA sisteminin çöküşü gibi, bir haftalık yüz yüze eğitim de bir kez daha eğitimdeki plansızlığın, hazırlıksızlığın ve öngörüsüzlüğün göstergesi olmuştur.

Türkiye, pandemi nedeniyle yüz yüze eğitime en uzun süre ara veren birkaç ülkeden biri olmuştur.Ancak bu sürede yüz yüze eğitim için ciddi bir eğitim planlaması yapılmamış ve alınacak önlemler okul idarelerinin inisiyatifine bırakılmıştır. Her şeyden önce pandemi için gereken yeterli ek bütçe ayrılmamış, öğretmen açıkları kapatılmamış, yeni okullar ve ek derslikler inşa edilmemiştir. Sağlık Bakanlığı ve Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği 12-15 kişilik ve yeniden tasarlanmış hijyenik sınıflar yerine,özellikle nüfusu yoğunyoksul mahallelerdeortalama 40 metrekarelik sınıflarda sayısı 40, 50 ve hatta 60’ı bulan öğrenci ile eğitim yapılmaya başlanmıştır. Bu durumfiziksel mesafenin korunmasını imkânsız hale getirmekte ve salgına davetiye çıkarmaktadır. Ayrıca okulların hijyen ve temizlik ihtiyaçları için görevli istihdam edilmemiş, binlerce okulda tek bir ek görevli dahi bulundurulmamıştır. MEB’inokullara gönderdiği maskeler ise aynı gün içerisinde tükenerek yetersiz kalmaktadır.

Tüm bunların yanı sıra servis ücretlerinin, okul kıyafetleri ve kırtasiye masraflarının ciddi oranda zamlandığı, salgın ve ekonomik krizle birlikte işsizliğin, yoksulluğun derinleştiği ve temel gıda ürünleriyle birlikte faturalara ağır zamların geldiği bir dönemde, ailelere bir de okullarda pandemi karşısında alınacak önlemlerin ekonomik maliyeti yüklenmeye başlamıştır. Bu ekonomik yük,şimdiden yüz yüze eğitimin en önemli sorunlarından biri haline gelmiştir.

Okul yönetimlerinin kendilerine yeterli bütçe aktarılmadığı için velilerden maske, dezenfektan, temizlik malzemeleri, A4 kâğıdı, tuvalet kağıdı, havlu kağıt, kolonya gibi çok sayıda ürünün yanı sıra kayıt parası veya bağış adı altında nakdi para istediği basına da yansımaktadır. Yüz yüze eğitim için ciddi bir planlama yapılmadığı ve bütçe ayrılmadığı için velilere yüklenen bu ekonomik yük özellikle sosyoekonomik düzeyi düşük mahallelerdeki okullarda pandemi önlemlerini almayı imkânsız hale getirmektedir. Daha da önemlisi asgari ücretli, faturalarını dahi ödeyemeyen ve birkaç öğrenci birden okutan aileleri neredeyse çocuklarını okuldan almaya götüren bir süreçyaşanmaktadır. Bu durum doğrudan devlet eliyle eğitimde fırsat eşitliğinin yok edilerek, eğitim hakkının gasp edilmesi anlamına gelmektedir.

Sonuç olarak, salgında yeni varyantlar da göz önüne alınarak acil bir eğitim eylem planının oluşturulması, okul ve derslik sayısının arttırılıpöğrenci sayısının düşürülmesi, dersliklerin fiziksel koşullarının iyileştirilmesi ve okullarda yeterli miktarda maske, dezenfektan, sabun gibi hijyen malzemelerinin temin edilerek, okulların her açıdan sağlıklı ve güvenli hâle getirilmesi aciliyet arz etmektedir. Özellikle okulların hijyen, temizlik ve kırtasiyeürünleri maliyetinin velilerin sırtına bindirilmesine ve velilerden kayıt parası veya bağış adı altında para toplanmasına son verilmedir. Tüm bu ve benzeri sorunların tespit edilmesi, bunların giderilmesi ve sosyal devlet ilkesi gereğince eğitim hakkının eksiksiz sağlanması içinbir araştırma komisyonunun kurulması elzemdir.

13 Eylül 2021