Ekolojik krizleri geri dönüştürülemez hale getiren iktidarın çevre haftası kutlamaya yüzü yoktur

Ekoloji Komisyonu Eş Sözcülerimiz Menekşe Kızıldere ve Naci Sönmez'in açıklaması:

Bu yıl Birleşmiş Milletler tarafından 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nün mottosu ‘Tek Dünya’, teması ise sürdürülebilir, doğa ile uyumlu, daha temiz, daha yeşil yaşam olarak belirlendi. İklim krizi yok edici bir sınıf krizine doğru ilerlerken halklar yoksullaştı, yerinden edildi, emek değersizleşti, cinsiyet ayrımı uçurumu ise arttı. Buna rağmen devletler tarafından 5 Haziran Dünya Çevre günü için belirlenen tema, kapitalist sermayenin yeniden üretilen emek ve doğa sömürüsüne zemin sunuyor. Tüm bu tanımlar ekolojik varlıkların tüketilebilir birer kaynak ve sermaye için kâr aracı olarak görüldüğünü gösteriyor. İklim krizinin yol açtığı durum ekolojik varlıkların korunmasını hayati bir mecburiyete dönüştürmesine rağmen özellikle devletler tarafından ekolojik varlıkları korumak ve iyileştirmek adına hiçbir çaba sarf etmiyor.

Dünya Çevre Günü Türkiye’de, Cumhurbaşkanlığı tarafından yürütülecek eylemlerle kutlanacak. Fakat ekolojik krizleri derinleştiren, geri dönüştürülemez hale getirene iktidarın, çevre haftasını kutlamaya yüzü yoktur. Türkiye’nin her bölgesinde ekolojik felaketler yaşanıyor. Ege’de, Karadeniz’de, Marmara’da, Kürdistan’da ormanlar, köyler, tarım alanları, su varlıkları, meralar iktidarın talancı politikaları ve teşvikiyle maden, inşaat, enerji şirketlerinin işgali altındadır. 

İktidar, 2021 yılı yazında yaşanan can yakıcı orman yangınlarının hesabını vermediği gibi dünyayı kavuran sıcak hava dalgaları ve iklim krizinin sebep olduğu yangınlar ırkçı söylemlere gerekçe yapıldı. İktidar bu tür söylemlerle sorumluluğunun üstünü örtmeye çalıştı. 2022 Mayıs ayı itibari ile sıcaklık yeniden başlamıştır ve orman yangınlarına ilişkin maalesef hiçbir önlem alınmamaktadır. Üstelik orman alanlarının yine sermaye gruplarına peşkeş çekildiğine şahit olmaktayız. 2022 yılında “Dünya Çevre Haftasını” kutlayan iktidar eşsiz bir doğa harikası olan Salda Gölü’nü millet bahçesine çevirmek için yok etmektedir.

Türkiye 2021’den çok daha ağır bir kuraklık sorunu ile yüz yüzedir. Bunun için de herhangi bir önlem alınmadığı gibi yer altı ve yer üstü su varlıkları sermaye karı uğruna tüketilmekte, kirletilmekte, yok edilmektedir.

Türkiye’nin içinde bulunduğu bu derin ve geri dönüştürülmez ekolojik kriz acil önlemler almayı gerektirmektedir. Ancak iktidar bunu yapamayacağı gibi iktidar ve çevresindeki aç gözlü kar ve rant sermayesi yaşananların birinci dereceden sorumlusudur. Türkiye’de hem ekolojik kriz hem iklim krizi ile baş edebilmek için yapılacak ilk şey, iktidarın ve aç gözlü sermayesinin bu ülkeden elini çekmesini sağlamaktır.

Menekşe Kızıldere-Naci Sönmez
Ekoloji Komisyonu Eş Sözcüleri
5 Haziran 2022