Emek ve demokrasi mücadelesini birleştirerek iş cinayetlerini durdurabilir, kazanabiliriz

Emek Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcımız Şaziye Köse'nin açıklaması:

28 Ekim 2014 tarihinde, Karaman’ın Ermenek ilçesine bağlı Pamuklu köyü yakınlarında, rödovans sistemi ile çalışan Has Şekerler Madencilik’e ait kömür işletmesindeki su baskını sonucu 18 işçi mahsur kalarak hayatını kaybetti. 6 ay sonra yine Ermenek’te ikinci büyük bir iş cinayeti yaşandı. Soma ve Ermenek başta olmak üzere iş cinayetlerinde yitirdiğimiz bütün emekçileri ve maden işçilerini saygıyla anıyoruz.

Ermenek’ten sonra da yüzlerce işçi benzer iş cinayetlerine kurban gitti. Çünkü AKP iktidarı Türkiye’yi işçilerin 19’uncu yüzyıl kölelik koşullarında çalıştırıldığı, salgının bile fırsata çevrilerek işçi haklarının ellerinden alındığı, işçilere yönelik saldırıların azgınlaştığı, sermaye lehine torba yasaların çıkarıldığı bir ülke haline getirdi. Madenler başta olmak üzere, son yıllarda Türkiye’nin dört bir yanında meydana gelen ve çok sayıda işçinin hayatına mal olan iş cinayetlerinin bu denli artmış olması tesadüf değildir. Madenlerdeki çalışma koşulları işçilerin can güvenliğini tehdit eder boyutlara ulaşmış olmasına rağmen, işçiler göz göre göre ölüme gönderiliyor, işçi maaşları ve tazminatları ödenmiyor, işçiler “iş cinayetleri, açlık ve işsizlik” arasında tercihe zorlanıyor. Ermenek’te, Soma’da, daha nice inşaat ve fabrikalarda yaşananlar, yasal yükümlülüklerini yerine getirmemekte direnen sermaye sahiplerinin, temel işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda atılması gereken adımları atmadığını göstermektedir.

Türkiye’de özellikle son yıllarda yaşanan ve her yıl ortalama binden fazla işçinin hayatını kaybetmesine, on binlercesinin iş göremez derecede yaralanmasına yol açan karanlık tablo “iş kazası” kavramı ile açıklanamaz. Madenlerdeki iş cinayetlerinin temel nedeni alınması gereken önleyici tedbirlerin maliyet olarak görülmesidir. Mevcut sömürü düzeni, işçilerin çalışma koşullarını tam bir cehenneme çevirmekte, bu durum inşaatlarda, madenlerde yeni iş cinayetlerine zemin hazırlamaktadır.

İş cinayetlerini “kader”, “fıtrat” diyerek geçiştirmeye çalışan, dava açılmasını engellemek için ölen işçilerin ailelerine “kan parası” verilmesini bile öven iktidardan bu tabloyu değiştirmesi elbette ki beklenemez. AKP Hükümeti her iş cinayetinden sonra işçi sağlığı ve güvenliği için tedbirler almayı, denetimleri artırmayı, katliam sorumlularını en ağır şekilde cezalandırmayı değil, tam tersine unutturarak, kanıksatarak sömürü çarkının devamını sağlamayı ilke edinerek bu cinayetlere kapı aralamaktadır. Yıllardır ödenmeyen maaşları, tazminatları için mücadele eden Soma’lı ve Ermenek’li maden işçilerinin mücadelesini kolluk gücüyle engellemeye, gözaltılarla durdurmaya çalışan iktidar iş cinayetlerinin ortağıdır ve işçi düşmanı olduğunu kanıtlamıştır. 

Öte yandan taşeronlaştırma, sendikasızlaştırma başta olmak üzere çalışma yaşamını gittikçe daha güvencesiz hale getiren sistem ve felaket kapitalizmi sürdükçe iş cinayetlerinin, hak kayıplarının, köleleştirmenin, açlıkla ıslah edilme tehditlerinin devam edeceği açıktır. 

Bu saldırılara karşı çaresiz değiliz! Her yerde, her zeminde, farklı ses ve renklerde, tırnaklarımızla eşeleyerek çığır açacağımız bin bir direniş biçimi var. Yapmamız gereken bu direniş biçimlerini ortaklaştırmaktır, birbirini besleyen, güçlendiren bir yerden ele almaktır. Emek ve demokrasi mücadelesini birleştirerek kazanabiliriz, iş cinayetlerini durdurabiliriz. 

Yitirdiğimiz maden işçilerini saygıyla anıyor, Soma’lı ve Ermenek’li maden işçilerinin yürüttükleri mücadelenin yanında olduğumuzu belirterek tüm emek örgütlerini, tüm işçileri hak mücadelelerini büyütmeye ve birleştirmeye davet ediyoruz.

Şaziye Köse 
Emek Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı
28 Ekim 2020