Êzidîlerin anavatanlarından sürülmelerine asla izin vermeyeceğiz

Tarih boyunca baskı, şiddet ve fermanlarla kadim topraklarından, anavatanlarından koparılan Êzidîler, yüzyılın başında ve 12 Eylül 1980 Askeri Darbesinin ağır sonuçları altında büyük bir pogroma maruz kaldılar. Sürgün politikaları sonucunda bugün Beşiri, Midyat, Nusaybin, Bismil ve Viranşehir’de sayıları 500’e kadar düşmüş olan Êzidîler, yeni bir sürgün, baskı ve şiddet biçimiyle karşı karşıya.  

1992 yılında topraklarını terk etmek zorunda bırakılan Batman’ın Beşiri ilçesine bağlı Kuşçukuru (Kelhoke) köyü sakinleri olan Êzidîler, aradan geçen 27 yıldan sonra köylerine dönüş yapmak istedi. 2001 yılından beri sürdürdükleri hukuk mücadelesinin lehlerine sonuçlanmasının ardından Êzidîler topraklarını geri almak isteyince fiziksel şiddete, tehdit ve baskılara maruz kaldılar. Daha önce de Beşiri, Viranşehir, Midyat, Nusaybin ve Bismil’de kendi topraklarına geri dönmek isteyen Êzidîler, devletin gücünün arkasına sığınan bazı aileler tarafından baskı, tehdit ve saldırılara maruz kalmıştı.

Êzidîler, cesaretini devletin gücünden alan bazı mafyatik aileler tarafından kadim topraklarından tamamen koparılmak istenmektedir. Bu ailelerin kendilerini AKP ile özdeşleştirmeleri bunun en açık ispatıdır. Son olarak Beşiri’de cereyan eden şiddet ve toprak ilhakı; meydana gelen baskıların boyutunu ve Êzidîlere karşı girişilen sistematik pogrom ve toprağından tamamen koparılma tehlikesini gözler önüne sermektedir.

Êzidîlere yönelik bu baskı yalnız bir köyle sınırlı değildir, bir topluma ve kadim inanca yapılan toplu bir cezalandırma örneğidir. Bu zulüm ve baskının devam etmesinin en temel sebebi, 12 Eylül’le beraber Êzidîsizleştirilen toprakların ebediyen Êzidîlerden koparıldığı kabulüyle ilgilidir. Bu yönüyle saldırılar Êzidîlere yönelik fermanlar silsilesinin bir devamıdır.

Kimden gelirsen gelsin, bu saldırıların birinci derecedeki faili devlettir. Bu kirli oyunların bir an evvel son bulması için gerekli yasal düzenlemelerin yapılması elzemdir. Êzidîlerin güvenli bir şekilde topraklarına geri dönmesi için gerekli tedbirlerin alınması, can ve mal güvenliklerinin garanti altına alınması acil bir zarurettir.

Bölgedeki bütün kamu kuruluşları, kanat önderleri, sivil toplum kuruluşları, siyasi partiler, aydınlar, rûspîler ve halkımız; Êzidîlerin maruz kaldığı baskı, şiddet ve pogrom harekatına karşı sesini yükseltmelidir.

Bütün kadim halklarda olduğu gibi, Êzidîler için de toprakları kutsaldır. Hiçbir gücün Êzidîleri kadim anavatanlarından, topraklarından söküp atmasına ve köklerini kurutmasına asla izin vermeyeceğiz!

Nimetullah Erdoğmuş
HDP Halklar ve İnançlar Komisyonu Eş Sözcüsü
Urfa Milletvekili
24 Aralık 2019