Soma'da yaşanan katliamın hemen ardından aralarında HDP Eş Genel Başkanları, HDP MYK üyeleri, HDP vekilleri, bölgedeki parti örgütleri ve bileşenimiz olan parti temsilcilerinin de yer aldığı HDP heyeti Soma’da tanık olunanları, katliamla ilgili görüşlerini, gözlemlerini ve önerilerini HDK ve HDP Meclislerine ve kamuoyunun bilgisine sundu. Gözlem raporu şu şekilde:

SOMA MADENİ KATLİAMI

İnsan olmaktan utandık, tanık olduklarımızdan, bunların yaşanıyor olmasından dolayı acımız anlatılamaz:
Heyet olarak Soma’ya yaklaşırken ambulanslar ve cenaze arabaları cenazeleri Soma’dan dışarıya, başka yerlere taşıyordu. Yol boyu, gece gündüz onlarca ambulans, cenaze arabası arka arkaya Somaya doğru boş, Somadan diğer yerlere doğru cenazeyle geçiyordu.

Kentte ise meydanda Madenci Heykeli’nin etrafında, hastanenin dışında, bahçesinde, yakınlarının yaşayıp yaşamadığını bilmeyen insanlar bekliyordu. Soma’da sessizlik ve umut hâkimdi. İşçi yakınlarının madendeki facianın başladığı saatten (13 Mayıs 2014, saat 15.30’dan) itibaren hem hastanenin hem madenin çevresinden hiç ayrılmadıklarını, hiç gitmeden beklediklerini öğrendik.

Aynı hastanenin acil girişinde yılların yaşanan gerçekliği yazıyordu “Bir avuç kömür için bir ömür verenlere”. Umut bekleyişi ve ölüm bir tarihsel yazgı gibi yan yana duruyordu Acil ‘in kapısında.

Ambulanslar hastane bahçesine geldiğinde, sessizce bekleyen işçi yakınlarında ve habercilerde hareketlenme başlıyor. Hala hastanenin ve madenin önünde umut devam etmekte…

Herkese kader olarak nitelendirilen bu olay yavaş yavaş kanıksatılmaya çalışılıyor!
Ölenlerin kimliği teşhis edilenlerin cenazeleri yakınlarına teslim edilip köylerine yollanıyor, tazminat ve emeklilik işlemlerinin başlatıldığı, diğerleri için de aynı işlemlerin yapılacağı tüm işçi yakınlarına bildirilmiş durumda.

Cenazeler yaşadıkları doğdukları alelacele yere yollanırken, bir arada acının paylaşılması önlenmiş, muhtemel doğacak tepkiler de sönümlendirilmiş oluyordu. Ölen işçilerin bedenleri fasılalarla madenden çıkarılıyor. Diğerleri ocakta bekletilmeye devam ediliyordu. Görüştüğümüz maden işçileri bu yöntemin maden kazalarının tipik uygulaması olduğunu, böylece işçi yakınlarının olaya rıza göstermeye başlamalarının sağlandığını belirttiler.

Soma’ya başbakanın gelmesine yakın birdenbire güvenlik görüntüleri değişmeye başladı. Korumalar hastane bahçesinde belirdi, askeri (muhtemel özel harekâta ait) bir helikopter Soma’ya indi, ağır silahlı timler hastanenin yakınında yakınlarından haber almak için bekleyen halkın arasında dolaşmaya başladı.

Madendeki iş cinayeti ile ilgili ilk açıklamalar Soma madenindeki olayın trafo patlamasından kaynaklandığı ve madende patlamaların arttığı yönünde idi. Bir başka açıklama ise patlamanın gaz sıkışmasından olduğu, çıkan alevlerden kabloların yanmış olacağı bilgisiydi. Gaz sıkışması madenciler tarafından eski bir maden olmasına ve eski bacalarda biriken gazların sıkışarak bu türden bir sonuca yol açacağına bağlanıyordu. Madenlerde uzun süre çalışan (14 sene maden işletmelerinde çalışan) Ahmet Öztürk’le yapılan telefon görüşmesinde, madendeki patlamaların trafodan kaynaklı olamayacağı bilgisini aldık (Bkz. Ek:Ahmet Öztürk’ün yazılı görüşü). Soma madeninde önceki yıllarda çalışan işçilerle yaptığımız görüşmede ise trafonun başlangıç patika girişinde olduğu, arkasında havalandırma bacasının bulunduğu, patlamanın trafodan oluşamayacağı, oluşsa bile yangının etkisinin havalandırma bacası nedeniyle madenin içlerine ulaşamayacağı bilgisini aldık.

Madende fasılalarla oksijen verildiği yetkililerce belirtiliyor. Oksijen içerdeki yanma ve patlamayı arttırıcı, yanmayı sürekli kılacak bir yöntemdir. Madende yanma sürerken oksijen verilmesi patlamayı ve yanmayı arttırırken ölenlerin de yanmasına neden olabilir. Yani oksijen verildikten sonra çıkarılan cesetlerin yanmış, kömürleşmiş halde çıkarılacağı kesindir. Madenin içinde yaşayanların ölmesini sağlayacak bu işlemin neden yapılmış olduğunu anlamak mümkün değildir.
Soma Hastanesi Başhekiminin açıklamasına göre 14. 05 2014 tarihinde saat 14.00’a kadar madenden çıkarılanların karmonmonokit zehirlenmesi ile öldüğünü belirtmekte. Ancak maden çevresinde ve içerde yanmanın devam ettiği topraktan yanmaya bağlı gazlarının çıktığı görülmekte. Bu nedenle, bundan sonra bedenlerin yanmış olarak madenden çıkacağı, ya da kömürleştikleri için çıkarılamayacağı, çıkarılanların teşhis edilemeyeceği endişelerimiz arasında.
HDK ve HDP olarak takipçisi olacağız

HDK ve HDP olarak bu katliamın takipçisi olacağız ve bu işlenen/işlenmeye devam eden insanlık suçunun sorumlularından; Başbakandan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından, Sağlık Bakanından ve ilgili diğer bakanlardan, şirket yetkililerinden, yasa ve yönetmeliklere güvencesiz çalışma koşullarını sağlayan siyasilerden hesap sormaya kararlıyız.

Soma felaketinde yaşatılanlar bir insanlık suçudur. Soma madeninde gerçekleşen olay toplu öldürme, toplu katliamdır. Biz bu katliamı, cinayeti affetmeyeceğiz, unutmayacağız.

Soma Madeni olayında işlenen insanlık suçları:
Bilgiyi ve kayıtları gizleme, saklama, yanıltıcı eksik bilgi verme, yalan söyleme, ört bas etme
Cansız bedenleri yaşıyor gibi gösterme
İşçi yakınlarına ve halklardan bilgi gizleme, bilgi vermeme
Oksijen vererek yanmayı hızlandırma, içerde kalan işçilerin bedenlerinin tanınamaz hale gelmesini, yanmasını sağlama
Bakanların ilk ağızdan açıklamaları denetimi yapılmış iyi işletilen bir maden olduğu, gerçeklerin maden tamamen temizlendikten sonra araştırılarak açıklanabileceği yönünde. (enerji bakanının mobil koordinasyon merkezinde Eş Başkanımız Sebahat Tuncel’e HDP heyeti önündeki açıklaması). Enerji bakanı görüşmede “istatiksel olarak ölümlü kazaların en fazla ev kazaları olduğunu kendisinin de bu araştırmaya çok şaşırdığını trafik kazalarını en fazla ölüme neden olabileceğini düşündüğünü” belirterek yaptığı açıklamalarla Soma madeninde yaşananları kaza ile ilişkilendirdiğine tanık olduk.
Ölen işçilerin kimlik belirlemelerin hangi yöntemle yapıldığı net değil. Enerji bakanı Sağlık bakanı ile birlikte verdiği beyanda kimlik tespitlerinin ölenleri tanıyan işçilerin yardımıyla yaptıklarını, teşhis edilmeyenlerin ise bekletildiklerini gen tespiti vb bilimsel tespit yöntemlerini kullanamadıklarını açıkladı.
Madende gaz değerlerinin seviyelerinin ölçülüp ölçülmediği bilgisine erişilememekte ve CO, metan, CO2, O2 değerlerindeki ölçümler, artış bilgileri şu ana kadar paylaşılmış değil.

Ailelere yakınları hakkında bir açıklama yapılmıyor. Madenin ve hastanenin kapısında işçi yakınları saatlerdir umutla bekliyor, 51 teşhis edilen cenazenin sahipleri ve sağ kurtarılan 78 işçinin yakınları hariç kimse yakınının akıbetini bilmiyor.

Cenazeler arama kurtarma ekipleri tarafından madenden, sağ gibi çıkarılıyor, ağızlarına oksijen maskesi takılıyor. Böylece yakınları için hala umut sürdürülüyor, ödenecek tazminat böylece dörtte bire düşüyor

Madende kaç kişi çalıştığına dair net bir sayı verilemiyor. Kart basma hesabına göre 787 kişi olduğu belirtiliyor ve resmi olarak deklare ediliyor. Oysa maden mühendisleri odası yetkilileri 3 vardiya çalışıldığını, her vardiyada 1.000–1.200 kişinin çalışmakta olduğunu bildiriyor. Patlamanın 1. ve 2. Vardiya arasında oluştuğu bu nedenle madende var olan işçilerin sayısının tam olarak belirlenemediği yetkililerce açıklansa da bu da işçi sayısının azlığını ve kaç kişinin içerde olduğunu bilinemediğini yeterli olarak açıklayamıyor.

285 işçinin öldüğü resmi veri olarak bildiriliyor bu sayı saat saat arttırılarak açıklanmaya devam ediyor, Pazartesi saat 16 itibari ile424 kişiye ulaşılmadığı bilgisi paylaşılırken Kırkaağaç soğuk hava deposunda 300 dolaylarında 6 tane soğuk havalı deposu olan TIR’larda ölü bedenlerin bekletildiği bilgisi soğuk hava deposunu inceleyenler tarafından bildiriliyor. Sayılar birbiri ile tutmuyor. Resmi veri olarak açıklananlar kanıtlanamıyor.

Güvencesiz koşullarda çalışma - Çalışan işçi sayısında tutarsızlık
Facianın yaşandığı saatlerde bir vardiyanın çıkmakta olduğu diğerinin girmekte olduğu, iki vardiya arasında 10 dakikalık sürede bu felaketin yaşandığı söyleniyor. Sağ kurtarılanların bir kısmının henüz madene girmekte olanlar olduğu belirtiliyor. Bu nedenle çalışan işçi sayısının tam verilemediği yetkililerce söyleniyor.
Çocuk işçilerin olduğu, 15 yaşında çocuk işçi cesedi (işçinin yaşının daha sonra 19 yaşında olduğu bildirirlerek) çıkarıldığı bilgisi Soma’da yaygın ama bu bilgi bakanlık yetkililerince red ediliyor,

Yakınlarını bekleyen, madende daha önce çalışmış kişiler tarafından saatlik 7-8 liraya çalışan günlük kaçak işçiler olduğu söyleniyor.

Maden mühendisleri odası ve sendika yetkilileri tarafından ise 1000 ile 1500 arası işçinin her vardiyada içerde olduğu, 3 vardiya ile çalışıldığı, 30’a yakın taşeron firmanın çalışmaları yürüttüğü bilgisi veriliyor.

Çalışan işçi sayısı net değil Bu belirsizlik kayıt dışı çalışan olduğunu gösteriyor. Sayının net verilmemesinin nedeni kaçak işçilerin vardiyada olma olasılığını güçlendiriyor.

Çalışan sayısındaki belirsizliğin bir diğer nedeninin ise yaratılan belirsizlikle yok olan/yanan bedenlerin hesabının yapılamayacak olmasını düşündürtüyor.
Soma maden katliamı ve Somadaki maden işletmeleri doğanın geri dönüşümsüz yıkımıdır.

Tarım alanları, orman ekosistemi, meralarla göz alabildiğince uzanan vadi; kömür madenlerinin talanına sokulmuş, dağlar, yeraltı katmanları yaşamın süremeyeceği şekilde yıllardır yıkılmış ve tahrip edilmiş durumda.

Bölge geçimlik tarım ve hayvancılık yapmaya çok uygun iken bölgede yaşayan insanlar madende risk altında ve güvencesiz, sağlıksız çalışmaya mahkûm edilmiş durumda.

Kömür madeninden gelen sızıntı suları ile vadide akan sular kirlenmeye, yeraltından çıkarılıp yığılan pasa rüzgârla etrafta yaşayan, dolanan her canlının herkesin solunumunu olumsuz etkilemeye devam etmektedir.

Yeraltındaki sağlıksız koşullardan kurtulup madenden uzaklaşanlar da nefes alamayacakları toz bulutunun içinden km’lerce yürüyerek bölgeyi terk etmek zorundadır. Sadece o bölgede yürümek bile rüzgarın taşıdıklarına (toza, tozun içinde bulunan metallere) maruz kalmaya yetmekte, maden alanı içinde yer üstünde en az 5 km’lik alanda nefes almak zorlaşmaktadır.

Eş başkanlarımızın Soma’da basın açıklaması, SOMA’ya giden heyet olarak düşündüklerimiz ve yürütme kurullarımızın aldığı kararlar
Soma Madeninde yaşanalar bir katliamdır, toplu işçi kıyımıdır.

Bu kıyım ve katliamın takipçisi olacağız; Bu amaçla
Bizim de içinde olduğumuz bir koordinasyon kurulu oluşturuldu. Demokratik kitle örgütlerin (Çağdaş Hukukçular Derneği, meslek odaları temsilcileri, -Maden mühendisleri odası, tabipler odası vb) ve partilerin, yerel yönetimlerin temsilcilerinden oluşan Soma için adalet komitesinin1 işlevi Soma Madeninde yaşananların ortaya çıkarılması için koordinasyonu, dayanışmayı ve bilginin sağlıklı toplanmasını ve hukuksal izlemelerini kapsıyor.

Soma faciasının; Soma için adalet komitesi ile koordineli çalışarak gerekse örgütsel kararlılığımızla koordinasyon kurulu olarak katliamın tüm boyutları ile açığa çıkmasını ve sorumluların yargılanmasını sağlayacağız.
Kömür madenlerinin; yaşamları ve yaşam alanlarını yok ettiği açıktır, bu nedenle kömür madenlerinin kapatılmasını öneriyoruz

17.05.2014