HDPye yönelik saldırılar siyasi ve Türkiye’de muhalefeti susturmayı amaçlıyor

Partimize yönelik başlatılan intikam saldırılarına karşı dünyanın dört bir tarafından yükselen tepkiler sürüyor. Avusturalya Sosyalist İttifakı ile Yunanistan Değişim hareketi partimizle dayanışma açıklamasında bulundu. 

Her iki açıklamada da saldırıların siyasi olduğu ve HDP başta olmak üzere Türkiye’de muhalefeti susturmayı amaçladığı belirtilerek, Avrupa ülkelerinin duruma karşı tavır alması çağrısı yapıldı. 

Avustralya Sosyalist İttifakı: HDP’ye yönelik siyasi saldırıları kınıyoruz

Avusturalya Sosyalist İttifakı: Sosyalist İttifak olarak Erdoğan rejiminin HDP’ye yönelik anti-demokratik saldırılarını kınıyoruz. 2014'teki bir protestoya ilişkin olarak 82 HDP temsilcisi hakkında gözaltı kararı çıkarıldı. Bu, hukuki bir mesele kılığında olan ama esasen siyasi amaçlı bir saldırıdır. Hedeflenenler arasında milletvekilleri, belediye başkanları ve parti liderleri yer alıyor. Bu, uzun süredir devam eden bir sindirme ve bastırma kampanyasının sadece en son göstergesidir. Avustralya hükümetini, bu son zorbalığı nedeniyle Türk hükümetini mümkün olan en güçlü şekilde kınamaya çağırıyoruz.

Türkiye hükümetinin gözünde demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğünün değeri yok

Yunanistan’dan PASOK'un başını çektiği Değişim Hareketi de yaptığı açıklamada şu görüşlere yer verdi: 

HDP yöneticilerine dönük bu son gözaltılar ve baskı, Türk hükümeti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan için demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğünün değerinin sıfır olduğunu bir kez daha kanıtlamıştır. 2014 yılındaki olaylar nedeniyle gözaltına alınan 82 kişi arasında HDP yöneticileri ve eski milletvekillerinin yanı sıra Kars Belediyesi Eşbaşkanı da bulunmaktadır. Ayrıca HDP’nin eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, 4 yıldır hukuksuz bir şekilde tutukludur. Değişim Hareketi, Türk rejiminin otoriterliğini ve keyfiliğini tartışmasız bir şekilde kınayan Avrupalı sosyalist ve demokratlarla sesini birleştiriyor. AB, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yasadışı eylemlerine kayıtsız kalamaz. Türkiye halkının maruz kaldığı boğucu demokrasi kısıtlamasını ve Türk hükümetinin sistematik olarak gösterdiği uluslararası hukuka saygısızlığı ancak yaptırım yolu durdurabilir.

27 Eylül 2020