İktidar, siyaset, bürokrasi, medya, yargı ve iş dünyası arasındaki gayrı meşru ilişkilere ilişkin önergemiz

Grup Başkanvekillerimiz Meral Danış Beştaş ve Saruhan Oluç; iktidar, siyaset, bürokrasi, medya, yargı ve iş dünyası arasındaki gayrı meşru ve kirli ilişkileri TBMM gündemine taşıdı. Bir suç örgütü liderinin ifşaatlarıyla yeniden gündeme gelen iddiaların araştırılmaya muhtaç hale geldiğini ifade eden Oluç ve Beştaş, Meclis'in görev ve sorumluluğu gereği bu ilişkilerin araştırması amacıyla komisyon kurulmasını talep etti:

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Türkiye’de iktidar, siyaset, bürokrasi, medya, yargı ve iş dünyası arasındaki gayrı meşru ve kirli ilişkiler her dönemtartışma konusu olmuştur. Bu aktörler arasındaki ilişkiler, zaman zaman saçılan itiraflar ya da ortaya atılan iddialar sonucunda daha net açığa çıkabilmektedir. Rüşvet, irtikap, tehdit, şantaj gibi yüz kızartıcı suçlar işlenmekte, bu suçlar basına ve kamuoyuna yansımaktadır. Son günlerde bir suç örgütü liderinin ifşaatları üzerinden yeniden gündeme gelen bu ilişkiler araştırılmaya muhtaç hale gelmiştir. Kamuoyunu oldukça rahatsız eden bu iddiaların araştırılması ve suça bulaştıysa faillerin ortaya çıkarılarak yargıya yardımcı olunması amacıyla Anayasa’nın 98 inci ve İçtüzüğün 104’üncü ve 105 inci maddeleri gereğince Meclis araştırması açılması için gereğini arz ve teklif ederim.

GEREKÇE

Organize suç örgütü lideri olarak bilinen, şahıs tarafından son günlerde ortaya atılan iddialar, itiraflar Türkiye’de iktidar, iş dünyası, bürokrasi, medya ve yargı arasında suç teşkil eden bir takım ilişkileri yeniden gündeme getirmiştir. Bu yüzden, ortaya atılan iddiaların kimden geldiğine bakmaksınız doğru olup olmadığının incelenmesi halk iradesinin yansıdığı yegâne yer olan Meclis’in görev ve sorumluluğudur.

Mafyayla iltisaklı olduğu açığa çıkan bir takım siyasetçiler olduğu iddiası toplumu rahatsız etmekte, siyasete olan güveni iyice sarsmaktadır. Seçim zamanlarında arabalarına çanta çanta para konulduğu iddia edilen siyasetçilerin olup olmadığı araştırılmadıkça Meclis’in saygınlığına gölge düşecek, parlamento en önemli görevlerinden biri olan devletin denetim iddiasından vazgeçmiş olacaktır. İddialar doğru ise bu siyasetçilerin Meclis çatısı altında görev yapmaya devam etmesi Meclis’in utancı olacaktır.

Yargı mensuplarıyla ilgili ortaya atılan iddialar dudak uçuklatan cinstendir. Lüks bir otelde bedava tatil yaptığı iddia edilen yargı mensubunun “Hakim ve savcıları araştırın yüzde 25’i benden daha pahalı arabaya biner.” sözleri bu iddialara tuz biber olmuştur. Bu ifadeler, kamuoyunda yargıya olan güveni daha da azaltmış, yargının içine düştüğü hali gözler önüne sermiştir. Aynı otelde kalan bir takım gazetecilerin varlığı da bilinmektedir. Meslektaşları doğru haber peşinde koşarken yat alabilen, bedava tatil yapabilen bu kişiler toplum nezdinde gazetecilik mesleğinin yüz karası olarak görülmektedir.

Doğan Medya grubunun satışı için gerekli olan 675 milyon doların tamamının Demirören grubu tarafından ödenmeyip 2 yıl ötelemeli ve 10 yıl vadeli olarak Ziraat Bankası kredisiyle ödenecek olması da bu büyük medya grubunun hükümet desteği ile satın alındığına dair iddiaları güçlendirmişti. 2018 yılında çekilen kredinin 2 yıl öteleme süresi Nisan 2020’de dolduğu halde Demirören Grubu’nun Ziraat Bankası’na kredi geri ödemesini gerçekleştirmediği, Ziraat Bankası’nın da buna ilişkin herhangi bir işlem gerçekleştirmediği iddia edilmektedir. Bu durum, kamu bankalarının iş dünyasıyla olan usulsüz ve şaibeli ilişkileri ortaya koyması hasebiyle oldukça tehlikeli bir yozlaşmaya işaret etmektedir.

Aranan bir kara para aklayıcısı şahsın yurtdışına çıkmadan önce İçişleri Bakanlığı’na geldiği, Sezgin Baran Korkmaz adlı bu şahsa bir iş insanının kendisine olan 45 milyon dolar borcu silmesi karşılığında yurtdışına çıkma izni verildiği iddialar arasındadır.

Türkiye halklarının gözü kulağı TBMM’dedir. TBMM’nin bu ilişkileri araştırması ve sorumluları açığa çıkararak yargı sürecine yardımcı olması zaruret haline dönüşmüştür.

9 Haziran 2021