İpekyüz: Tecride karşı sessizlik suça ortak olmaktır

Milletvekillerimizin tecride karşı başlattığı adalet nöbeti 6’ncı gününde devam etti. Nöbete bugün Parti Sözcümüz Ebru Günay, milletvekillerimiz Gülistan Kılıç Koçyiğit, Feleknas Uca, Pero Dündar, Muazzez Orhan Işık, Kemal Peköz, Celadet Gaydalı, Necdet İpekyüz katıldı. Adalet Bakanlığı’na yürümesi engellenen vekillerimiz Meclis’te açıklama yaptı. Burada konuşan İpekyüz, şunları söyledi:

Roboski, Kürtlerin ve dünyanın hafızasında bir katliam olarak yer aldı

6’ncı kez milletvekilleriyle beraber İmralı’daki tecridi gündeme getirmek ve kaldırılması için girişimlerde bulunmak için buradayız. Söze başlamadan önce acılarımıza acı katan bir acıyı, savaş politikalarının ve güvenlikçi politikaların getirdiği bir acıyı paylaşmak istiyoruz. 28 Aralık 2011 Roboski’de 34 cana kıyıldı. Roboski Kürtlerin ve dünyanın hafızasında bir katliam olarak yer almaktadır. Bu süre zarfında hiçbir ilerleme kaydedilmedi, katliama ilişkin bir açıklama yapılmadı. Roboski hafızalarda bir acı olarak kaldı ama bu acı hiçbir zaman unutulmayacak, hesabı sorulacaktır.

Bu ülkede kim itiraz ediyorsa tecrit ediliyor, ablukaya alınıyor

Tecritle de bu süreç iç içedir. Çünkü Türkiye’de hesap sormak, sorunları gündeme getirmek, iktidarı rahatsız edecek söylemlerde bulunmak engelleniyor. Özellikle Sayın Abdullah Öcalan ile başlayan süreçle beraber mutlak tecrit yaşama geçirildi. Bu süreçle birlikte iktidar kendi yaşamını sürdürmek için kim itiraz ediyorsa onu tecride ve ablukaya almak istiyor. Özgürlükten, barıştan, eşitlikten, adaletten söz etmek; demokratik haklardan söz etmek bu ülkede tecride neden olmaktadır. Savaş ve güvenlikçi politikalar, baskı ve zulüm, iktidarın işine yarayan her etkinlik teşvik edilmektedir. İşçi, memur, öğrenci, çiftçi, kadın, öğretmen, emekli, EYT’li kim itiraz ediyorsa iktidar tecride almak istiyor.

İmralı’da çözümün ve barışın sesi tecrit ediliyor

Bütün bunlar aslında getirilen sistemle iç içedir. Bütün baskılar, Kürt meselesiyle iç içe konuşulduğunda peyderpey bütün muhalefete uygulanmaktadır. İmralı’da Sayın Öcalan ile beraber başlayan mutlak tecrit süreci nedir? Gerek ulusal ve gerekse uluslararası bütün hukuk normlarında, evrensel sözleşmelerde, insanlar cezaevlerine girdikten sonra avukatlarıyla ve aileleriyle telefonda görüşmeleri haktır. Ama biz biliyoruz ki 22 aydır İmralı ile hiçbir temas yok. 22 ay önce yapılan da bir telefon görüşmesidir. Avukatlar ve aile her hafta başvurmakta ve hiçbir görüşme yapılmamaktadır. Çünkü görüşme barış için olacaktır, çıkacak mesaj barış için olacaktır. Çatışma için olsa, huzuru bozmak için olsa, iktidarın işine gelse buna izin verilir. Ama iktidar biliyor ki oradaki görüşme iktidarın devamı için bir ortam sağlamayacaktır.

Cumhuriyetin ikinci yüzyılında çözüm isteniyorsa tecrit kaldırılmalıdır

Türkiye’de bizler bunu dile getirirken hep bize “Neden?” diye soruluyor. Asıl sorulması gereken neden tecride karşı çıkılmıyor. İnsan hakkı ihlallerini, suçları seyretmek suça ortak olmaktır. Türkiye’de adaletsizliğe karşı çıkıp adalet isteyenler bu duruma sessiz kalmamalıdır. Çatışma değil demokratik çözüm isteniyorsa, asıl karşı çıkılması gereken tecrittir. Bugün Türkiye’de insan hakları alanında, muhalefet alanındaki bütün sendikalar ve insan hakları örgütleri itirazlarını gündeme getirirken karşılaştıkları uygulama da bu süreçle iç içedir. Türkiye’nin geleceği, ikinci cumhuriyet dedikleri ikinci dönem barışa evriltmek isteniyorsa, sorunlara çözüm isteniyorsa tecridin kaldırılması lazım.

Kaos ortamı yaratılmak isteniyor

Burada cezaevlerini 2 ayda bir inceleyen komisyonlar açıklama yapmıyorsa, kamu denetçiliğinden bir açıklama gelmiyorsa, ismi İnsan Hakları Eşitlik Kurumu olan kurumdan bir açıklama gelmiyorsa, vekillerimizin eylemlerine ve Eş Genel Başkanlarımızın başvurularına yanıt verilmiyorsa, 775 avukatın ve baroların başvurularına yanıt verilmiyorsa, 22 ülkeden 300 tanınmış avukatın başvurusuna yanıt verilmiyorsa kaos ve buhran ortamı yaratılmak isteniyor demektir. Asıl sorulması gereken şudur: Niye yanıt vermiyorsunuz, niye buna seyirci kalıyorsunuz? Niye bir suça ortak oluyorsunuz? Keyfiyet iktidarın devamından yanadır. Tümüyle otoriter faşizan yöntemleridir.

Tecride karşı sessizlik suça ortak olmaktır

Tecrit, insan hakları belgelerinde insanlık suçudur, işkence olarak tanımlanmaktadır. Bizler barış ortamının gelmesi için, eşitlikçi ve özgürlükçü bir gelecek için tecridin kaldırılmasını ve müzakere ortamının sağlanmasını istiyoruz. Öncelikle aile, avukatlar ve vekillerin başvurusu için bunun gündeme getirilmesi lazım. En son CPT’nin ziyaretine ilişkin hiçbir yanıtın verilmemesi, giderek toplumda bir endişe ve kaygıya neden olmaktadır. Eğer endişe ve kaygılar giderilmek isteniyorsa, Türkiye’nin güvenlikçi politikalardan kurtulması isteniyorsa bir an önce tecridin kaldırılması lazım. Bizler bu konudaki ısrarımızı sürdürüyoruz, taleplerimizi dile getiriyoruz ve bunlar meşrudur, adalete uygundur. Asıl adaletsizliği uygulayanlara herkesin karşı çıkması lazım. Bize sormak yerine onlara soru sorulması lazım. Sessizlik suça ortak olmaktır. Etkinliğimiz devam edecektir, Adalet Bakanlığının bir an önce cevap verip görüşme ortamını sağlaması lazım. Roboski de tecrit politikalarının bir sonucudur. Buna benzer olayların yaşanmaması için çözüm bulunması ve görüşmelerin başlaması lazım.

28 Aralık 2022

Etiketler: #tecrit , #adalet nöbeti