Kuzey Suriye halklarının temiz suya erişiminin engellenmesi savaş suçudur

9 Ekim’de ÖSO çetelerinin TSK ile birlikte yürüttüğü ve halen devam eden Kuzey Suriye İşgali sonucu Serêkaniyê sınırları içiresindeki Allouk su istasyonu ele geçirildi. Kuzey Suriye halkları için son derece kritik önemde olan bu su istasyonu 500 bine yakın nüfusun en önemli içme suyu kaynağı olarak bilinmektedir. 

Korona Virüs başta olmak üzere salgın hastalık riskine karşı Birleşmiş Milletler ve UNICEF devam eden planlı ve süresiz su kesintisine karşı uyarılarda  bulunuyor. Benzer bir uyarı yine işgalden hemen sonra UNICEF tarafından 18 Ekim 2019'da da yapılmıştı. Suriye Kızılay’ı bombardımanlar sonrasında Allouk Su İstasyonu’nu aktive eden elektrik iletimini sağlanmasına rağmen, söz konusu su istasyonu AKP İktidarı tarafından bilinçli olarak çalıştırılmadı. Uluslararası Kızılhaç Örgütü de savaş suçuna dönüşen bu su kesintisi uygulamasının devam etmesine nedeniyle 8 Kasım 2019'da uyarıda bulunmuştu.

AKP İktidarı Kuzey Suriye’de sürdürdüğü gayri-meşru işgalini bölgedeki demografik yapının değiştirilmesi ve yerel halkın göç ettirilmesi üzerine kurarak çok ciddi bir savaş suçu işlemektedir. Sivil halkın en temel ihtiyacı olan suyun kesilmesi insanlığa karşı işlenen son derece ağır bir suçtur. Bununla birlikte Korona salgını ile mücadele etmek için hijyen ihtiyacının kritik bir önemi olduğu bilinmesine rağmen Kuzey Suriye’de insanların temiz suya erişiminin engellenmesi, sadece Kuzey Suriye halklarına değil bütün insanlığa yönelik bir tehdittir ve asla kabul edilemez. Kuzey Suriye’de yaygınlaşacak bir salgın hastalığın sebep olacağı insani krize karşı AKP İktidarını bu vicdansız ve ahlak dışı yöntemlerden vazgeçmeye çağırıyoruz. Küresel ateşkes çağrısında bulunan Birleşmiş Milletler başta olmak üzere bölgedeki insani krizde sorumluluğu olan Rusya’yı ve ABD’yi bu acil durum karşısında yapıcı önlemler almaya çağırıyoruz.

Feleknas Uca-Hişyar Özsoy
Dış İlişkiler Komisyonu Eş Sözcüleri
26 Mart 2020