Meral Danış Beştaş, Soyluya Abu Mansur al Magrebi’nin MİT ile ilişkisini sordu

Siirt Milletvekilimiz Meral Danış Beştaş, IŞİD’in Türkiye elçisi olduğunu ifade eden Abu Mansur al Magrebi’nin MİT ile ilişkisi olduğuna dair iddiaları Meclis gündemine taşıdı. Beştaş'ın İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesi:

Kamuoyunda yer alan haberlerde IŞİD’in Türkiye elçisi olduğunu ifade eden Abu Mansur al Magrebi’nin"Görevim DAİŞ'in Türk istihbaratıyla ilişkilerini yönetmekti. MİT'le çok sayıda yüz yüze toplantı yaptım. Toplantıların çoğu Türk askeri tesislerinde oldu. Özellikle Antep'te, Ankara'da toplantılar yapıldı" şeklindeki ifadeleri yer almaktadır.Abu Mansur al Magrebi’nin kamuoyuna yansıyan diğer anlatımları ise; Fas'tan İstanbul'a oradan da Suriye'ye geçtiği ve ilk görevinin ise Türkiye sınırındaki geçişleri denetlemek ve Suriye-Türkiye sınırını koruyarak yeni milisleri karşılamak olduğu, Türkiye'ye gelen yabancı mücahitleri karşılayan ajanları yönettiği, Gire Spi (Tel Abyad), Halep, İdlib ve bu şehirlere ait tüm sınırların kendi gözetimi altında olduğu şeklindedir. Kendi yönetimi altında olan ajanların ise İstanbul’a gelen yabancı katılımcıları Suriye sınırındaki Gaziantep, Antakya, Şanlıurfa gibi şehirlere yolculuklarını organize ettikleri, IŞİD'ten para alan fakat ideolojik olarak taraf olmayan kimseler oldukları, tek amaçlarının para kazanmak olduğu iddia edilmektedir. Kendisini IŞİD emiri olarak tanımlayan Abu Mansur adlı kişi onbinlerce kişinin IŞİD’e katılımlarını sağladığını ve görevlendirmeleri de yaptığını iddia etmekte olup "Türk istihbaratıyla IŞİD emniyet güçleri arasında yaralanan milislerin sınırdan geçişi konusunda bazı anlaşmalar ve tolerans vardı. Türk istihbarat teşkilatı MİT'le çok sayıda yüz yüze toplantı yaptım." şeklinde de beyanda bulunmuştur. Ankara'da hükümet yetkilileriyle görüştüğünü de vurgulayan ve kendisini IŞİD'in 'Türkiye elçisi' olarak tanımlayan Al Magrebi, "Sınırı rahatça geçiyordum, bana araç tahsis ediliyordu ve koruma eşliğinde gidiyorduk. Beraberimde iki üç kişi daha oluyordu ve ekibin lideri bendim."demiş ve ayrıca AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan'a bağlı bir istihbarat görevlisinin kendisine "Cumhurbaşkanı'nın kendisiyle bizzat görüşme istediğini" bildirdiğini ancak bu görüşmenin gerçekleşmediğini de iddia etmiştir. Al Magrebi, AKP hükümetin güvenlik işlerine bakan yüksek makamlardan yetkililerle anlaşmalar yaptıklarını ve "Ortak çıkar konusu çok önemliydi" diye belirterek"Pazarlıklar kolay değildi ve çok uzun sürdü. Bazen çok zorlandık"şeklinde ifadeler kullanmıştır. Yine "Aramızda para alışverişi yoktu, sadece ortak çıkarlar vardı" diyerek "Türkiye'nin çıkarı IŞİD'in sınır bölgesini tutarak Kuzey Suriye'yi kontrol etmekti. Hatta tek istedikleri Kürtler üzerinde denetim de değildi, Kessab'dan Musul'a kadar tüm Kuzey Suriye'yi istiyorlardı." biçiminde iddialarda da bulunmuştur. Türkiye’nin iç ve dışişleri hakkında da bilgi sahibi olduğunu belirten Al Magrebi, "Bu Erdoğan'ın İslamcı ideolojisinin bir parçası. Tüm Kuzey Suriye'yi istediklerini ve gelecek için hedefleri olduğunu söylediler. Erdoğan'ın Kuzey Suriye'nin Osmanlı'ya ait olduğu yönündeki demeçlerinden bahsettik. Birinci Dünya Savaşı sonrasına kadar Halep ve Musul Türk Osmanlı İmparatorluğu'nun parçasıydı. Bu şehirlerin kaybedilmesine yol açan Sykes-Picot antlaşması yüz yıl boyunca geçerli. Toplantılarda Osmanlı İmparatorluğu'nun tekrar kurulması konuşuldu, Türkiye'nin vizyonu buydu…..NATO üyesi oldukları için NATO'yu kızdıracak hareketlerde bulunamazlar. Bu yüzden istediklerini doğrudan yapamıyorlar ancak Kürt birliğini yok etmek istedikleri için de DAİŞ'ten faydalanmak istiyorlardı. IŞİD açısından da büyük faydası vardı çünkü Türkiye ile 300 kilometrelik açık bir sınırımız vardı ve her türlü yardımı alabileceğimiz bir kaynaktı." şeklindeki iddiaları da ulusal ve uluslararası kamuoyuna yansımıştır. AKP hükümetiyle sağlık anlaşması yaptıklarını da anlatan Al Magrebi, "Yaralılarımızı Türk hastanelerine göndermek için anlaşma yaptık. Tedavi için gelenlerin pasaportlarına bakılmıyordu, kapılar tamamen açıktı. Ambulanslar hiçbir soru sorulmadan sınırdan geçebiliyordu. Önceden haber verirsek istediğimiz gibi sınırı geçiyorduk. Yaralının durumuna göre Türkiye'nin dört bir yanındaki özel hastanelere gönderildiler. Yardımcı olmak isteyen hem Suriyeli hem de Türk vatandaşı çok sayıda doktor vardı."demiştir. Yapılan toplantıların biçimine ilişkin açıklamalarda da bulunan Al Magrebi, "Toplantılarımız bir Suriye'de, bir Türkiye'de devam etti"diyerek "Bu dönemde Türkiye Menbiç'e operasyon başlatmıştı, IŞİD'ten kendini geri çekiyordu ve ben Ankara'da kalmaya gittim. Türkiye'nin de inişli çıkışlı dönemleri oldu. Aynı şekilde IŞİD içinde de anlaşmazlıklar vardı. Menbiç'ten sonra Türkiye bizden Suriye ile Türkiye arasında bir güvenlik bölgesi kurmamızı defalarca istedi. 10 kilometrelik, Türkiye kontrolünde, hava sahası kapalı bir alan kurmak istediler"demiştir.

Bu bağlamda;

1- Kendisini IŞİD emiri ve Türkiye elçisi olarak tanımlayan Abu Mansur al Magrebi’nin ulusal ve uluslararası kamuoyuna yansıyan açıklamalarından haberdar mısınız? Bu konuda kamuoyuna bir açıklama yapacak mısınız?

2- Abu Mansur al Magrebi kimdir?

3- Abu Mansur al Magrebi’nin Türk istihbaratı ve MİT ile ilişkisi nedir?

4- Abu Mansur al Magrebi MİT ile ne sıklıkla toplantılar yapmıştır ve bu toplantıların içeriği nedir? Toplantılar nerelerde gerçekleştirilmiştir?

5- Abu Mansur al Magrebi MİT’ten kiminle ve hangi düzeydeki görevlilerle temas halinde olmuştur?

6- IŞİD, sözü edilen ajanlara ne kadar, ne sıklıkla ve ne ad altında ödeme yapmıştır?

7- Abu Mansur al Magrebi tarafından ifade edilen pazarlıkların içeriği ve şekli nedir?

8- Abu Mansur al Magrebi’nin kontrolünde olan IŞİD üyelerinin sınır geçişlerinin rahatlıkla sağlanması yönünde emniyet birimlerine talimat verdiniz mi? Bu geçişler nasıl sağlandı?Abu Mansur al Magrebi’ye koruma tahsis edildi mi? Korumayı kim tahsis etti?

9- Sınırı kolaylıkla geçebilen ve Türkiye’ye geçiş sağlayan IŞİD üyelerinin Ankara katliamı başta olmak üzere diğer katliamlarla bağlantısı tespit edilmiş midir?

10- Yaralanan IŞİD üyelerinin tedavilerinin gerçekleştirilmesi için bir anlaşma yapıldığı iddiası doğru mudur? IŞİD üyeleri Türkiye’de mi tedavi edildi? IŞİD üyelerinin tedavileri hep özel hastanelerde mi gerçekleşti? Devlet hastanelerinde de IŞİD üyeleri tedavi edildi mi? Bu hastaneler hangileridir ve neden tedavi etme görevini üstlenmişlerdir?

11- Abu Mansur al Magrebi’nin görüştüğünü iddia ettiği hükümet yetkileri kimlerdir? Söz konusu hükümet yetkilileri nedenAbu Mansur al Magrebiile görüşmüştür? Bu görüşmelerin içeriği nedir?

12- Abu Mansur al Magrebi tarafından cumhurbaşkanının kendisi ile görüşme talep ettiği iddiası doğru mudur? Cumhurbaşkanının görüşme talebini Abu Mansur al Magrebi’ye kim iletmiştir? Bu görüşme neden gerçekleşmedi?

13- Türkiye’nin iç ve dışişleri konusunda Abu Mansur al Magrebi hangi bilgilere sahip? Bu bilgileri nereden ve nasıl edinmiştir?

14- Abu Mansur al Magrebi’nin Türkiye’nin Kürt birliğini yok etmek için IŞİD ile işbirliği içinde olduğu yönündeki iddiaları doğru mudur? Türkiye IŞİD ile Kürtlerle savaşmak için mi işbirliği yapmıştır?

15- Abu Mansur al Magrebi, Türkiye’nin Minbiç’e karşı yürüttüğü operasyon sürecinde Ankara’da nerede kalmış ve kimlerle görüşmüştür?

16- Halihazırda IŞİD ve Abu Mansur al Magrebi ile görüşmeler sürdürülmekte midir?

17- Adı katliamlarla anılan IŞİD gibi bir örgüt ile Türkiye neden ve nasıl ortak hareket etmiştir?

18- Daha evvel de pek çok IŞİD üyesinin yakalanmasına mukabil mahkemelerce serbest bırakıldığı nazara alındığında Türkiye IŞİD’i korumaya devam ediyor mu?

22 Mart 2019