Nefret suçlarının engellenmesine ilişkin önergemiz

Grup Başkanvekillerimiz Meral Danış Beştaş ve Saruhan Oluç, son dönemde artan nefret suçlarının nedenleri, nefret suçlarıyla hukuki ve demokratik mücadele konusunda gerekli çalışmaların yapılması, toplumdaki nefretin engellenmesi ve Nefret Yasası çıkarılması için ön hazırlık olması amacıyla araştırma önergesi verdi:

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Türkiye’de son dönemlerde nefret söylemi giderek artmakta ve devletin üst düzey temsilcileri dahil olmak üzere toplumun bazı kesimlerince nefret söyleminin giderek daha çok kullanılması büyük bir endişe kaynağı olmaktadır. Bu sorunlar doğrultusunda özellikle hükümetin son günlerde dile getirdiği nefret söylemi, ayrımcılık ve nefret suçlarının nedenleri ve buna karşı hukuki ve demokratik mücadele konusunda gerekli çalışmaların yapılması, toplumdaki nefretin engellenmesi ve Nefret Yasası çıkarılması için ön hazırlık olması amacıyla Anayasanın 98. ve TBMM İç Tüzüğün 104. ve 105. maddeleri uyarınca Meclis araştırması açılması için gereğini arz ve teklif ederim.

GEREKÇE

Özel ve kamusal alanlarda, medyada, siyasi propaganda ve söylemlerde sıklıkla karşılaştığımız ötekileştirme, ‘düşman’ algısı yaratma, kalıp önyargıları meşrulaştırma ve hedef gösterme nefret söylemi üretirken, beraberinde ayrımcılığın ortaya çıkmasına ve nefret suçlarına da zemin oluşturmaktadır.

Anayasanın 10’ncu Maddesi herkesin dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım gözetmeksizin kanun önünde eşit olduğunu belirtmektedir. Benzer şekilde 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 3’ncü Maddesi de adalet ve kanun önünde eşitlik ilkesini koruma altına almaktadır. Ancak tüm bu yasal düzenlemelerin hayata geçirilmemesi, nefret saikiyle işlenmiş suçların nefret suçları kapsamında cezalandırılmaması nedeniyle benzer suçlar artarak devam etmektedir. Nefret suçları mağdura ya da mağdurun ait olduğu gruba ilişkin önyargıdan kaynaklanan şiddet içerikli eylemlerdir. Demokratik bir toplumda olması gereken, farklı olana saygı, diyalog ve hoşgörü kültürüne zarar veren bu tür eylemlerin cezasız kalması toplumsal gerginliklerin artmasına ve toplumsal güvenliğin bozulmasına da yol açmaktadır.

Türkiye’de son dönemlerde nefret söylemi giderek daha çok artmakta, devletin ve iktidarın üst düzey temsilcileri dâhil olmak üzere yetkililerce nefret söyleminin giderek daha çok kullanılması büyük bir endişe kaynağı olmaktadır. Ayrımcılık ve dışlanmaya en yaygın biçimde uğrayan toplumsal kesimler artarak nefret suçlarının da mağduru olmaya devam etmektedir.

Tarihimizde yaşanan çok fazla olay, nefret söyleminin nefret suçuna dönüştüğü olaylardır. Özellikle son yıllarda nefret suçları endişe verici seviyelere ulaşmış, siyaset dilinde nefret söylemi yaygınlaşmıştır. Farklı ırk, mezhep, inanç ya da yaşama biçimlerinin hedef gösterildiği kamplaştırıcı mesajlara sıkça tanık olunmuştur.
Bugün de hem siyasi partiler arasında hem de devlet kurumları içinde tehdit dili ve nefret söylemi yaygındır. Bunun toplumun bazı kesimlerinde, belli medya kuruluşlarında, hükümet ve hükümet ortaklarının içinde yansımaları sınırları aşmaktadır.

Bu sorunlar doğrultusunda nefret söylemi, ayrımcılık ve nefret suçlarının nedenleri ve bunlara karşı hukuki ve demokratik mücadele konusunda gerekli çalışmaların yapılması, toplumdaki nefretin engellenmesi ve Nefret Yasası çıkarılması için ön hazırlık olması amacıyla bir araştırma komisyonu kurulmasını arz ve teklif ederim.

18 Şubat 2021