Nükleer felaketin kapısını açıyorsunuz! Nükleer Santral İstemiyoruz!

Rusya ile varılan anlaşma gereğince ilimizin Akkuyu bölgesinde santral inşaatı için çalışmalara başlanmış durumdadır. Faaliyet başlarken bir kez daha halkımızı yaklaşan nükleer felaket konusunda uyarmayı borç biliyor ve kamuoyunu duyarlı olmaya çağırıyoruz.

Akkuyu Nükleer Santrali sadece Mersin için değil tüm Türkiye ve bölge için ciddi bir tehdittir. Herhangi bir kaza olmasa dahi santralin yarattığı çevresel etkiler bölgemizi derinden etkileyecektir.  Özellikle önemli bir tarihi ve turistik potansiyele sahip olan ilimiz, bundan böyle nükleer santralle anılacak, tarihi ve doğal güzelliklerine karşın turist çekemez hale gelecektir. Limon başta gelmek üzere tüm tarımsal potansiyelimiz bu durumdan olumsuz etkilenecek, bölgeden tarımsal ihracat durma noktasına gelecektir. Yetiştirilen tarım ürünleri ise insan sağlığı açısından risk taşıyor olacaktır. Santralin kullandığı deniz suyu deniz canlılarını olumsuz yönde etkileyecek, balıkçılık durma noktasına gelecek, yediğimiz balıklar ise sağlığımız açısından zararlı olacaktır.

Ayrıca tüm canlı türleri açısından risk taşıyan bu santralin fay hattında yapılıyor olması tehlikenin ne kadar büyük boyutta olduğunun göstergesidir. Olası bir kaza ile yayılacak radyasyonun genetik etkileri, kanser vakaları, yaşam sürecini kısaltan etkiler, anormal doğum vakaları nesiller boyu sürecektir. Kent halkının, sivil toplum örgütü temsilcilerinin, doğa ve yaşam hakkı savunucularının da karşı çıktığı bu santral Akdeniz’i nükleer bataklığa, Mersin ve çevre illeri de radyasyon kaynaklı hastalık yuvası illere çevirecektir.

Akkuyu Nükleer Santrali enerjide dışa bağımlılığı azaltacak bir seçenek asla değildir. Teknolojide, yakıtta hatta teknik personelde Rusya'ya bağımlı olunması dışa bağımlılığı azaltacak değil arttıracak bir faktördür. Santral enerjiden ziyade askeri stratejik açıdan tercih edilmektedir ki bu durumun da ülke ve bölge barışına hizmet etmeyeceği açıktır. Tersine bölgeyi hedef haline getirecektir.

Olası bir nükleer felaketin en canlı örneği Çernobil Faciasıdır. Bu faciada bulutlarla taşınan radyasyon uzun vadede özellikle kanser olmak üzere birçok hastalık çeşidi ile insanların ölümüne neden olmuştur. 1986’da Ukrayna’da meydana gelen facianın etkisi hala sürmektedir, bunu anlamak için Karadeniz bölgesindeki kanser vakalarındaki artışa bakmak yeterlidir. 2011’de Japonya/Fukuşima'da meydana gelen sızıntıda ortaya çıkan radyasyonun bugün tüm dünya denizlerini etkilediği bilimsel verilerle ispatlanmıştır.

Yalnızca Mersin Akkuyu’da değil, Sinop’ta, Tekirdağ’da yapımı amaçlanan nükleer santrallerin yapımlarının, hangi ülke ile anlaşmalı yapılıyor olursa olsun, bir an önce durdurulması gerekmektedir. Yüzyıllar boyunca radyasyon etkilerinin süreceği göz önüne alındığında sadece 15-20 yıllık ekonomik ömrü olan nükleer santrallerin yapılması akıl dışıdır.

İnsan ve doğa katliamının önünü sonuna kadar açan bu santrallerin yapılmasından vazgeçilmelidir.

Bu vesileyle tekrar uyarıyoruz: Nükleer felaketin kapısını açıyorsunuz! Nükleer Santral İstemiyoruz!

Fatma Kurtulan,  HDP Grup Başkanvekili ve Mersin Milletvekili   
Rıdvan Turan, Mersin Milletvekili
17 Eylül 2018