Parti Sözcümüz Ebru Günay İzmirden seslendi: Yurttaşlara sokakta kalmalarını tavsiye edip Sarayda kalmak aymazlıktır

Parti Sözcümüz Ebru Günay, İzmir’de depremden etkilenen yurttaşları ziyaret etti:

Parti Sözcümüz Ebru Günay, HDK Eş Sözcüsü İdil Uğurlu, Eş Genel Başkan Yardımcımız Tuncer Bakırhan, MYK Üyelerimiz Emin Orhan, Mahfuz Güleryüz, PM Üyelerimiz Aydın Çetinkaya, Berna Çelik, Doğan Erbaş, Hacay Yılmaz ile Partimiz ve HDK İl Eş Sözcülerinden oluşan heyet, İzmir’de depremden etkilenen yurttaşları ziyaret etti.

Depremden etkilenenlerin olduğu Bornova Aşık Veysel Rekreasyon Alanı’na giden heyet yurttaşlardan sağlık ve barınma durumlarına ilişkin bilgi aldı. İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne ait itfaiye çadırını ziyaret ederek yetkililerle görüşen heyet aynı zamanda İzmir Barosu Avukat Çalışma Alanı’nda avukatlarla bir araya geldi. 

İncelemelerinin ardından açıklama yapan Partimiz ve HDK'den oluşan heyet şunları söyledi:

HDK Eş Sözcüsü İdil Uğurlu: 

İzmirlilerin hepsi biliyor ki buralar bina yapmaya uygun yerler değil, buralar bataklık bölgeler. Bunu bile bile buraya imar izni verenler ve buna sessiz kalanlar, bu insanların yaşamını kaybetmesinin ve perişan olmasının sorumlusudur. 

Yaralarımızı birlikte saracağız 

Biliyoruz ki deprem öldürmüyor. Bunu gördük. İhmaller ve suistimaller öldürüyor. Toplumsal örgütlenme ve dayanışma ile bu acıları aşacağız, yaralarımızı birlikte saracağız.

İktidar halktan alınan vergileri nereye harcadığını açıklanmak zorunda 

Fakat halktan alınan deprem vergilerinin nereye kullanıldığını devlet açıklamak zorunda. Halkın bu binalara girmemesi gerekiyor, tedbirleri de almaları gerekiyor ama bunu açıklamaları gerekiyor. Tekrar buradaki halka, bu zorlukları dayanışma ile aşacağımızı söylüyorum. 

HDP Sözcüsü Ebru Günay:  

Bugün 4 Kasım, partimize yönelik darbenin 4’üncü yıldönümü. Buradan bir kez daha bu darbe girişimini kınadığımı belirtmek istiyorum. 

Bizler deprem olduğu andan itibaren her saat ve her an halkımızla dayanışma içinde olduk, ilk günden itibaren eş genel başkanlarımız ve beraberindeki heyetle İzmirli halkımızın yaralarını sarmak için buradaydık. Bugün de MYK üyelerimizle birlikte buradaydık, halkımızı ziyaret ettik, İzmir Barosu'nu ziyaret ettik. Burada insanlarımızın yaşadığı mağduriyeti kendi gözlerimizle gördük. 

Depremzedeleri ayakta tutan tek şey dayanışma

Gittiğimiz her çardırda temas ettiğimiz herkes şunu ifade etti; bizi ayakta tutan, yaralarımızı saran birbirimizle olan dayanışmamızdır. İzmirlilerin ve İzmir dışından gelen halkın depremzedelerle olan dayanışması ile bu zorlu günleri aşacaklarının farkındaydılar. Her depremzede ve her mağdur ayrı ayrı dayanışma gösterenlere teşekkürlerini ifade ettiler. 

İktidarın koparmaya çalıştığı dayanışma ağı Van'dan İzmir'e uzadı 

Bizler daha önce Van'da, Bingöl'de, Elazığ'da depremler yaşadık. Oralarda yapılan dayanışma şuan İzmir için gerekli. 6 yıl önce Van'a gönderilen dayanışma battaniyesi bugün İzmir'e geri geldi. Bu aslında iktidarın engellemeye çalıştığı, koparmaya çalıştığı dayanışma ağımızın, halkımızın birlik ve bütünlüğünün ifadesi oldu. Bugün de İzmir'de bunu gördük. Yaralarımız dayanışmayla sarılıyor, iyileşiyor. 

Binlerce insan Çevre ve Şehircilik Bakanlığının keşmekeşliği ile muhatap oluyor

TMMOB verilerine göre 12 binanın yıkıldığı tespit edilmiş. Ama 12 binayı aşan onlarca bina ağır hasarlı, orta hasarlı. Ve aslında binlerce insan sokaklarda, evlerini kullanamaz halde. Tabi bir taraftan da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın keşmekeşliği ile muhatap olmuş durumdalar. Önce ağır hasarlı denilen binalar birkaç saat sonra orta hasarlıyla dönüşebiliyor, eşyaların taşınabileceği belirtilen binalar için bir saat sonra başka bir yetkili 'taşınamaz' diyor. Tam bir keşmekeşlik var. 

Ülkeyi yönetemedikleri gibi krizleri de yönetemiyorlar  

Bu iktidarın ülkeyi yönetemediği gibi kriz anlarını da yönetemediğine buradan tanıklık ettik. Tabi onların ülkeyi yönetememesi halkımızı ve İzmirlileri mağdur ediyor ve bu mağduriyet bir an önce giderilmeli. 

Hukuk büroları ve adliye hasarlı ama işlemler devam ediyor 

Bir diğer temel ve elzem konu ise baroya yaptığımız ziyarette ortaya çıktı. Şuan adliyenin bir kısmı hasarlı ve bulunduğumuz bölgede avukat meslektaşlarımızın büroları var. Bu bürolar maalesef ağır hasarlı olduğu için kullanılamıyor ama adliyede işlemler devam ediyor. Hem vatandaşlar hem avukatlar bu konudan kaynaklı mağdur ediliyor. Adalet Bakanlığı bir an önce sürelerin durdurulmasını gerçekleştirmeli. 

Görüşme yaptığımız avukat arkadaşlarımızdan biri, "yakınlarım enkaz altında ama adliyede duruşmaya girmek ya da mazeret göstermek zorundayım" diyor. Bunun giderilmesi gerekiyor. İnsanlar bir yandan yaşam imkanı yaratmaya çalışırken, sevdiklerini enkaz altından çıkarmaya çalışırken, yakınlarını tedavi etmeye çalışırken bu işlerin devam etmesi başka bir mağduriyet yaratıyor. Bu mağduriyetin giderilmesi gerekiyor. 

İzmirlilere henüz bir yol haritası çizilmemiş 

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İzmirlilere ağır hasarlı binalarda oturmamalarını tavsiye etti. İktidar hep yaptığı gibi sorumluluğu, yükü vatandaşın omuzuna yıktı. İnsanlar ağır hasarlı binalarda değil de nerede otursunlar? Bizim İzmir'de gözlemlediğimiz; İzmirlilere henüz bir yol haritası çizilmemiş. 

Yurttaşlara sokakta kalmalarını tavsiye edip Saray'da kalmak aymazlıktır 

İşin kötü tarafı mevsim kışa doğru evriliyor. Birkaç gün sonra yağmur başladığında, soğuklar başladığında bu çadırlar işe yaramayacak. İktidar ve bakanlar Saray'da oturup yurttaşa sokakta kalmayı tavsiye ediyor; bu aymazlıktır. Deprem vergilerini ranta kendi yandaşlarınıza peşkeş çekmek yerine bir an önce çözüm sunmalısınız. Tekrardan depremde yaşamını yitiren herkese rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz. 

4 Kasım 2020