Sancar: HDP’yi bitireceklerini sananlar bu meydana baksınlar, bu iradeyi görsünler

“Çözüm Biz’de, Savaşa ve Sömürüye Hayır” şiarıyla Diyarbakır İstasyon Meydanı'nda gerçekleştirdiğimiz mitinge binlerce kişi katıldı. Mitingde Eş Genel Başkanımız Mithat Sancar, DTK Eşbaşkanı Berdan Öztürk ve DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz konuştu. Konuşmalar şöyle: 

Hûn bi xêr hatine, ser çavan ser seran hatine. Germ e, ez zêde dirêj nakim. Dixwazim bi kurtasî çend tiştan parve bikim. Gelê me yê hêja îro dewleta Tirkiyeyê di qeyraneke mezin de ye. Desthilatdariya AKP û MHP’ê sedema vê li derve digerin. Sedema vê li derve negerin. Li derve negerin. We biryara şer da, we biryara şer da. Biryara we çi bû? Sedsal berê we got em ê Kurdan qetil bikin, tune bikin. Ev biryara ku we girtiye, îro li qada Îstasyona Amedê vê yekê nîşan dide: Hûn xitimîne. 

Çare Soçî nîne Îmrali ye

Salê carekê hûn diçine derve, diçin Soçiyê. Neçin Soçiyê, muxalefet vê rastiyê bibîne. Çare, derman Soçî nîne. Çare derman Îmrali ye. Çare, derman birêz Ocalan e, azadiya wî ye. Bila her kes hişê xwe bide serê xwe. Bila her kesek vê rastiyê bibîne. Em efendiyan qebûl nakin ne li Rojava ne li Bakur ne Rojhilat ne Başurê Kurdistanê. Binihêrin dîroka Kurd û Kurdistanê bi rastî mînaka wê zindana Amedê ye. Li wir wahşeteke mezin dane meşandin. Xwestin di şexsê girtiyan de, di şexsê Mazluman de Kemalan de Xeyriyan de gelê Kurd dîl bigirin. Xwestin gelê Kurd bibin îxanetê. Lê hevalên me li hemberî van faşîstan bûne bersiveke mezin. Di dîrokê û di dilê gelê Kurd de cih girtin. 

Em ji muxalefetê re jî dibêjin hişê xwe hildin serê xwe

Efendîtiyê daynin aliyekî, gelê Kurd çok danayne, gelê Kurd hemû destkeftiyan bi berxwedanê, bi dest xistiye, îro şûnde jî ev berxwedan dê berdewam bike. Em ji muxalefetê re jî dibêjin hişê xwe hildin serê xwe. "Helalleşme" dibêjin, heya ku hesabê Geliyê Zîlan, Komkujiya Dêrsimê, Roboskiyê hûn hesap nedin, em ê we çawa helal bikin? Ev yek ne mimkun e. Ji îro şûnde ku aramî were Tirkiyeyê divê pirsgirêka Kurd çareser bibe. Bi dijminahiyê êrişên we wê me xurt bike. Em baş dizanin ku ev mesele wê çawa çareser bibe. Di salên 2013-2015’an de we çi bi rêberê gelê Kurd re hevdîtin pêk anî. Nehate hesabê we, we deng winda dikir we pêvajo xirab kir. Çi dibe bila bibe hûn ê dîsa biçin li ser wê masê rûnin. Riyeke din tune ye. Daxwazeke me ye din tune ye. Ez li ser KCD'ê we silav dikin. Bimînin di xêr û xweşiyê de. 

Saliha Aydeniz: Her koşulda HDP fikriyatının arkasında duracağız

Bütün zorluklara, olumsuzluklara, engellemelere, sıcak havaya rağmen Amed halkı, bölge bu faşist iktidara karşı güçlü bir ses vermek için İstasyon Meydanı'nı doldurdu. Selam olsun sizlere, her bijî. Bu iktidarın ağzı açılıyor, “mecalleri kalmamış” diyor. Bütün zulümlere, baskılara rağmen her koşulda ve durumda HDP fikriyatına sahip çıkmak için alanları dolduruyor. Görün iktidarın karşısında diz çökmeyen bu halkın duruşunu, görün iradeyi. Selam olsun bu iradeye, selam olsun mücadele azmine. Bizler her koşulda HDP fikriyatına sahip çıkacağız. Hiç bir kumpas ve kapatma davasının bu fikriyatı bitirmesine izin vermeyeceğiz. Her koşulda bu fikriyatın arkasında olacağız. Bu miting bunun kanıtıdır. 

Güney Kürdistan’da yürütülen ilhak politikalarıdır

Savaştan, baskıdan, kayyımdan beslenen bir iktidar var karşımızda, bu iktidar yüzyıllık ret, inkar, asimilasyon politikalarından gücünü alıyor. Buradan aldığı güçle her yerde savaş ilan ediyor. Bugün Güney Kürdistan’da yürütülen savaşın tam da sebebi aslında bin bir emekle, bedelle elde edilen Kürt kazanımlarını ilhak etmek için sömürge politikalarını hayata geçirmek için Kürtleri ve Kürdistanı sömürge olarak yönetmek için sonuna kadar savaşa sarıldılar. Güney Kürdistan’da, Rojava'da savaş sarılıyorlar, her gün Mexmûr'u, Şengal'i bombalıyorlar. Biz de buradan söylüyoruz, savaş politikalarınız hiçbir zaman tutmadı, hiçbir zaman savaş politikalarıyla bu sorunu çözemediniz, o yüzden bu savaş politikalarından vazgeçin. Bugün Güney Kürdistan’da yürütülen ilhak politikalarıdır. Zaxo'ya yapılan bombardıman bunun başka bir versiyonudur. Zaxo'ya yapılan saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Zaxo’da yapılmak istenen aslında Güney Kürdistan’ı insansızlaştırmak ve Kürt kazanımlarını ayaklar altına almaktır. Bu yüzden her gün saldırıyorlar, kimyasallar kullanıyor ama nafile, bu savaş 50 yıldır sürüyor. Bu savaştan tek bir adım ileri atamadınız. Bu savaştan Türkiye daha çok krizlerle ve kaosla karşı karşıya kaldı. Onun için çözüm savaş değildir. 

Şengal halkının statüsü mutlaka tanınmalıdır

Sadece Güney Kürdistan'da değil Şengal’de de saldırılar sürüyor. Buradan 73 ferman yaşayan Êzidî halkına bin selam olsun. Selam olsun Êzidî halkının direnişine, Şengal halkının statüsüne. Bizler Şengal statüsünü elde edene kadar mücadele edeceğiz, Şengal halkının yanında olacağız. Şengal halkının statüsü mutlaka tanınmalıdır. 73 fermanda Şengal halkını korumayanlar, bundan sonra da koruyamazlar. Bizler Şengal halkının yanındayız. Şengal halkının talepleri net ve açıktır. Bu talepler bir an önce tanınmalıdır. Hem bölgesel devletler hem de uluslararası güçler tarafından tanınmalıdır. Artık 74’üncü fermanın önü açılmamalıdır. Şengal halkını bir kez daha selamlıyorum.

Suriye'ye ve Rojava'ya savaş açmak bu ülkenin daha fazla kriz yaşaması demektir

Güney Kürdistan'da sonuç alamayanlar, milliyetçi dalga oluşturup ayakta kalamayanlar bugün de Rojava'ya savaş açmanın hesaplarını yapıyorlar. Biz diyoruz ki Efrîn'de Serêkanî’de ne yaptınız da bundan sonra da gidip Rojava’da Suriye'de aynı şeyi yapmanın derdine düşmüşsünüz. İşte Efrîn’i, Serêkanî'yi Girêspî'yi nasıl çetelere peşkeş çektiğiniz ortadayken Suriye'ye ve Rojava'ya savaş açmak bu ülkenin daha fazla kriz yaşaması demektir. Biz bu savaşların karşısında duracağız, onlar bu savaşları kendi bekaları için açıyorlar. Bugün Rojava'dan tek bir çakıl taşı buraya atılmamışken kendi bekaları için savaş planlarını gündeme alıyorlar. Bu iktidarın topluma vereceği tek bir şeyi yok o yüzden sonuna kadar savaşa sarılıyorlar, ondan dolayı Rojava'ya saldırmanın planlarını yapıyorlar. Rojava'da Kobanî'de Rakka'da Efrîn’de Kürt halkı DAİŞ’i geriletti. O yüzden bu savaş DAİŞ’i yeniden canlandırmanın ve öcünü alma savaşıdır. Ondan dolayı savaş politikasıyla kendini devam ettirmesine asla izin vermeyecek Kürt halkı. 

Eninde sonunda bu Kürt düşmanlığı sizin bitişiniz olacak

Bugün bu iktidar nereye gidiyorsa heybesinde Kürt düşmanlığı var, Soçi’ye, Madrid’e gidiyor Kürt düşmanlığı, Astana’ya, Tahran’a gidiyor Kürt düşmanlığı. Eninde sonunda bu Kürt düşmanlığı sizin bitişiniz olacak. Bundan vazgeçin diyoruz. Bugünkü iktidar Lozan’ın yüzüncü yılında ikinci Lozan’ı Kürt halkına yaşatmak istiyor. Yüzyıl önce nasıl ki Kürt halkı tarih sahnesinde uluslararası güçlerin desteğiyle silindiyse aynı politikalar AKP ve MHP öncülüğünde bu yüzyılı daha Kürt halkına kaybettirmek istiyorlar. Kürtler, özgürlük mücadelesi veriyorlar ve bugün Orta Doğu'da ve Türkiye’de de siyaseti belirleyen duruma gelmişlerdir. Bugün asla bir daha Lozan yaşanmayacak, çünkü Kürtler 100 yıl önceki Kürtler değil. Daha örgütlü ve kararlı bir durumdalar ve özgürlüğe kilitlenmiş durumdalar. 

Tecrit bitirilmeden bize durmak yok

Kürtlere yönelik zulüm devam ediyor. Cezaevleri Kürtlerle dolu, hasta tutsaklara zulüm ediliyor. Çevik Bir tahliye edilirken Aysel Tuğluk Kürt olduğu için tahliye edilmedi. Buradan cezaevindeki rehinelere selam olsun. Aysel Tuğluk’un tahliye kararı kadınların mücadelesi sayesinde olsun. Aysel Tuğluk ve bütün siyasi tutsaklar tahliye edilene kadar her alanda mücadele edeceğimizin sözünü veriyoruz. Bütün bu politikaların dayandığı yer tecrit politikalarıdır. Bugün İmralı'da başlayan ve bütün topluma yayılan bir tecrit gerçekliği var. Bu tecrit bitirilmeden bize durmak yok. Sonuna kadar mücadele edeceğiz. Tecrit bir insanlık suçudur. Kendisine insanım diyen, demokrasiyi savunan herkesi bu tecrit politikasına karşı sesini yükseltmeye çağırıyoruz. Milyonlarca insanın irademdir dediği ve özgürlüğünü savunduğu Sayın Abdullah Öcalan’ın üzerindeki tecride muhalefet ne diyor? Buradan soruyoruz. 

Kürt sorunun çözümünün yolu İmralı'dan geçer, bunu iktidar ve muhalefet böyle bilsin

Öyle Kürdistan’a gelip helalleşeceğim diyerek, demokrasinin yolu Diyarbakır’dan geçiyor diyerek, Ankara’da da sözünü değiştirmeyi Kürt halkı görüyor. Kürt halkının kırmızı çizgisi Sayın Abdullah Öcalan’ın özgürlüğüdür. Biz buradan Türkiye'nin demokratikleşmesi için, cumhuriyetin yüzüncü yılında, cumhuriyetin demokratikleşmesi için, çözüm savaş değil, Kürt düşmanlığı değil, kadın düşmanlığı değil, ormanları yakmak, talan değil, bütün bunlara ilişkin çözüm iradesi olan Sayın Abdullah Öcalan’dır diyoruz. Öcalan’ın bütün bu sorunlara karşı net çözümü var. Bugün bütün dünyada Sayın Öcalan’ın özgürlüğü için eylemler yürütülmektedir. Herkes bu paradigmanın kapitalist sisteme alternatif, umut, çözüm olduğunu görüyor. Cumhuriyetin yüzüncü yılında cumhuriyetin demokratikleşmesi ve Kürt sorunun çözümünün yolu İmralı'dan geçer. Bunu muhalefet de iktidar da bilsin. 

7 Ağustos 2019’da avukatlarıyla yaptığı son görüşmede “bir haftada çözerim” iradesi ortaya koyan Sayın Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için her zaman mücadelede olacağız. Her zaman bu iradenin yanında olacağız. An serkeftin, an serkeftin.

Mithat Sancar: HDP’yi bitireceklerini sananlar bu meydana baksınlar, bu iradeyi görsünler

Merhaba Amed, gelê me yê bi rûmet, jinên azad, ciwanên têkoşer hevalên hêja merhaba ji we re, hûn hemû bi xêr hatin, ser seran ser çavan hatin. Sevgili Diyarbakır halkı yüreği özgürlük ve barış için atan değerli ve onurlu halkımız hepiniz hoş geldiniz. Bu meydana özgürlüğün sesini, barışın iradesini taşıdınız. Zor şartlara, bu kavurucu sıcağa rağmen buradayız dediniz. Özgürlük için buradayız, barış için buradayız, adalet için buradayız dediniz. İşte HDP’yi bitireceklerini sananlar kumpas davaları kuranlar, her gün operasyonları sürdürenler bu meydana baksınlar, bu iradeyi görsünler. Utansınlar, utanmazlar ama korksunlar bu halkın bu kararlı duruşundan. Hepinize binlerce kez teşekkür ediyoruz, size minnettarız. Halkımız sizinle varız, sizinle yürüyeceğiz. Sizinle yürüdükçe bu ülkede her soruna çözümü biz getireceğiz. Çözüm biziz, sözümüz var diyoruz. Sözümüz, çözüm için sözümüz var. Bu ülkede her sorunu çözecek birikimimiz var. Bu ülkenin aydınlık geleceğe taşınması için güçlü bir irademiz var. 

Savaşa karşı çıkarken emekçilerin alın terini de savunuyoruz

Bu iktidar bir yandan bu ülkeyi soyuyor, rant ve talan politikalarıyla halkın ekmeğini alıyor, yoksulluğu derinleştiriyor, açlığı yaygınlaştırıyor, bu ülkedeki insanları felakete sürüklüyor. Bunu yaparken dayandığı en büyük kaynağı ve en büyük silahı savaş politikalarıdır. Savaş politikalarıyla yürütüyor bu talan ve sömürü düzenini. Savaş politikalarıyla ayakta tutuyor. Onun için diyoruz ki savaşa ve sömürüye hayır. Biz savaşa karşı çıkarken bu ülkedeki halkların, emekçilerin, alın terini ve ekmeğini savunuyoruz. Savaşa ve sömürüye hayır diyoruz. 

Kaos planlarına da dur diyeceğiz, savaş senaryolarını da bozacağız

Ekonominin durumunu rakamlarla anlatmayacağız. Sizler çarşı pazar gezerken nasıl bir sömürü düzeninin hakim olduğuna bizzat hakim oluyorsunuz, gözlerinizle görüyoruz. Enflasyon resmi rakamlara göre bile yüzde 80. İşsizlik almış başını gidiyor. Peki neden? Bu sömürü düzeninin temelinde ne var? Şunu iyi görelim ve her yerde herkese anlatalım. Ne zaman ki ülkedeki iktidarlar sömürü düzenini kalıcı kılmak isterlerse en çok başvurdukları yol nefret, düşmanlık ve savaş siyasetidir. İşte AKP ve MHP iktidarı aynı yolu izliyor. Bu politikalarla aynı zamanda sömürüyü süreklileştiriyorlar. Asla bu politikaların işletilmesine izin vermeyeceğiz. Bütün inançlarla, bütün halklarla bir araya geleceğiz, en geniş demokrasi ittifakını kuracağız. Kaos planlarına da dur diyeceğiz, savaş senaryolarını da bozacağız. Buna sözümüz var buna gücümüz yeter. 

Kürtlerin iradesini kırmak için kapı kapı dolaşıp savaş izni istiyorlar

Bu iktidar çözüldükçe yeni savaş politikalarına sarılıyor. Güney Kürdistan'da yürüttükleri politikalar bu coğrafyayı bir savaş meydanına çevirme hedeflerinin bir parçasıdır. Şimdi de Rojava'ya saldırı planları yapıyorlar. Şimdi de Kürtlerin oradaki iradesini kırmak için kapı kapı dolaşıp savaş izni istiyorlar. Tahran’dan Soç’iye her kapıyı çalıyorlar ama şunu bilsinler bu ülkede savaşı durduracak milyonlar var, bunu biliyoruz. Bu milyonları bir araya getirecek siyasete ve mücadeleye ihtiyaç var. O siyaset bizdedir. O mücadelenin öncülüğünü biz yapıyoruz. Yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz. Herkese çağrımızdır. Bu iktidarın Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik savaş planları milli güvenlik meselesi değildir. Bu iktidarın Kuzey ve Doğu Suriye'ye müdahale senaryoları bu ülkenin beka meselesine dayanmıyor. Nedir sebebi? İktidarın varlığın sürdürmesidir. Evet bir beka sorunu varsa o da bu iktidarın beka sorunudur. 

Savaş planlarına karşı çıkmadan kimse bu ülkeye demokrasi getiremez

Bu iktidar gidiyor, gidicidir. Sizin iradenizle, bu iradeyi Türkiye halklarının, ezilenlerinin ve emekçilerinin gücüyle birleştirerek bu iktidarı göndereceğiz. Fakat giderayak elinde başka çare kalmadığı için savaş politikalarına başvuruyor. Bütün demokrasi güçlerine çağrımızdır: Bu planların, amaçlarının farkında olalım. Bu planları boşa çıkarmak için ortak mücadelede buluşalım. Diğer muhalefet partilerine de çağrımızdır; bu ülkede gerçekten demokrasinin en asgarisini getirmek istiyorsak bu planların farkında olalım. Diğer muhalefet partileri bu iktidarla milliyetçilik yarışına girerlerse bu ülke bu kısır döngüden kurtulamaz. Bu muhalefet, bu kısır döngüyü milliyetçilik yarışıyla kıramaz. Kim kıracak? Halkların eşitliğini, birlikte, gönüllü yaşamını savunan bizler ve sizler kıracaksınız bu kısır döngüyü. İktidarın savaş planlarına karşı çıkmayan hiçbir gücün, çevrenin, partinin bu ülkeye demokrasi getirmesi mümkün değil. Bu ülkede sömürüyü sonlandırması da mümkün değil. 

Büyük bir mücadele ortaklığı örüyoruz: Demokrasi ittifakını büyütüyoruz

O nedenle diyoruz ki gelin hep birlikte savaşa karşı en geniş birlikteliği kuralım, bu iradeyi gösterelim. Savaş karşıtlığında buluşalım. Eğer bunu başarırsak, bu iktidar çaresizlik içinde boğuşacak ve büyük bir fark ile önümüzdeki seçimlerde gidecek. Gidecek ama biz sadece iktidarı göndermekle yetinemeyiz. Savaş ve sömürü düzenini değiştirmemiz lazım. İşte bunun için demokrasi ittifakını büyütüyoruz. Halklarla, inanç gruplarıyla, emekçilerle kadınlarla, gençlerle, büyük bir mücadele ortaklığı örüyoruz. Bu ittifak bu ülkenin geleceği, aydınlık geleceği, bu ülkenin gelecekte demokrasi ve barışı yaşaması için hayati önemdedir. O nedenle buluşalım, birleşelim, güçlerimizi ortaklaştıralım diyoruz. Bizim bu ülkeye vereceğimiz en büyük armağan büyük barışı sağlamaktır. Büyük barış. 

Barışı kurmak için demokratik siyaseti sonuna kadar ayakta tutacağız

HDP olarak bizim barış için de sözlerimiz var, bütün halklara da barış sözü veriyoruz. Barışın kurulabilmesi için savaş politikalarını durdurmak en önemli ve öncelikli adımdır. Bunun üzerine barışı kuracağız. Barışı kurmak için bütün gücümüzle mücadele edeceğiz. Bu bizim görevimiz ve sorumluluğumuzdur. Size karşı, Türkiye halklarına karşı, Orta Doğu halklarına karşı siyasi ve vicdanini yükümlülüğümüzdür barış. Barışı kurmak için demokratik siyaseti sonuna kadar ayakta tutacağız, savunacağız, büyüteceğiz. Savaş politikaları hukuku çökertiyor, biz barış yolunu açmak için adalet mücadelesini en geniş kesimlerle vereceğiz. Barışın kolay kurulmayacağını biliyoruz. Savaş sanıldığı gibi cesaret işi değildir. Savaş politikaları korkak iktidarların sığınağıdır. Barış demokrasi ve özgürlük isteyenlerin cesaretiyle mümkündür. Asıl cesaret, barış için ve özgürlük için mücadele etmektir. Savaştan medet umanlar, halklardan korkanlardır. Savaş çığırtkanlığı yapanlar gençliğe ölümden başka bir şey vaat etmeyenler. Biz gençlere de özgür ve onurlu bir gelecek vaat ediyoruz. Bunu da barışla gerçekleştireceğiz. Barış kolay değildir. Hani Nazım Hikmet’in Abidin Dino’ya söylediği sözler vardır. “Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin” ama işin kolayına kaçmadan. Yani barışı kurmak işin kolayına kaçmakla olmaz. Çalışmakla olur. Siyaset üretmekle olur, bu siyaseti hayata geçirecek şartları yaratmakla olur. Bunlar zorluklarla dolu yolu oluşturur. Biz o zorlu yolu yürümeye hazırız, çünkü arkamızda, yanımızda sizler varsınız. Bu ülkenin onurlu insanları var. Onun için başaracağız. 

Çözüm ve barış için tecrit kalkmalı, Öcalan'ın rolünü oynayacağı şartlar oluşmalı

Barışın önündeki engelleri kaldıracağız diyoruz. Barışın önündeki en önemli engel bu savaş ve çatışma siyasetidir. Düşmanlaştırma oyunlarıdır. Buna karşı mücadeleyi sürdüreceğiz. Bu çatışma, bu ülkede 40 yıldır sürüyor. Yüzyıldır süren bir Kürt sorunu var. Kürt sorunun çözümü ve çatışmanın bitirilmesi birbirinin içine girmiş iki önemli ayrılmaz olaydır. Çatışmayı bitirmeden çözüm, çözüm gelmeden barış olmaz. Peki bu çatışmayı nasıl bitireceğiz. Biraz önce Saliha arkadaşım da söyledi. Tam 3 yıl önce bugün İmralı'da Öcalan avukatlarıyla görüşürken “bir haftada çatışma durumunu sona erdiririm” demişti, “bu çatışma ihtimalini bitiririm” demişti. 20 yıldır süren tecrit tam da Öcalan’ın çatışmanın bitirilmesindeki önemli rolünü engellemek içindir. Bu tecrit, savaş politikalarını sürdürmek ve çözümsüzlükte ısrar etmektir. Çözüm ve barış için tecridin mutlaka kalkması lazım ve Öcalan'ın rolünü oynayacak şartların oluşması lazım. Bunun için HDP olarak rolümüzü oynayacağız. 

Savaşın olmadığı bir geleceği hep birlikte kuracağız

Söyleyecek sözümüz, yapacak gücümüz var. Bunu her şart altında ve her yerde yerine getirecek birikimiz ve kararlılığımız var. Arkamızda on yılların birikimi, bugün cezaevinde rehin olarak tutulan arkadaşlarımızın ödediği bedeller, halkımızın büyük fedakarlığı var. Biz buna layık olmaya çalışıyoruz. Başka hiç bir derdimiz, amacımız, beklentimiz, hesabımız yok. Size layık olalım yeter. Bedel ödeyenlere layık olalım yeter. Bu ülkenin halklarına demokratik bir cumhuriyeti kuralım yeter. Bunu yapacak gücümüz var, o nedenle diyoruz ki çözüm biziz, çözüm bizdedir. Savaşı durdurmadan sömürüyü durduramayız. Kanı durdurmadan talanı durduramayız. Savaşın, çatışmanın, silahın, talanın, kanın olmadığı bir geleceği hep birlikte kuracağız. Buna inanalım. Em dibêjin bijî azadî, aştî û serkeftin. Bîminin di xêr û xweşiyê de. 

6 Ağustos 2022