Vefatının 69’uncu yıl dönümünde Celadet Alî Bedirxan’ı saygıyla anıyoruz

Eğitim Politikaları, Spor, Kültür ve Sanat Komisyonu Sözcümüz Sevtap Akdağ Karahalı'nın açıklaması:

Siyasetçi ve dilbilimci Celadet Alî Bedirxan 15 Temmuz 1951 yılında Şam’da yaşamını yitirdiğinde, geride siyasi mücadelesiyle ve dilbilimsel çalışmalarıyla büyük bir miras bırakmıştır. Bu vesileyle 69’uncu ölüm yıl dönümünde kendisini saygı ve minnetle anıyoruz.

Celadet Alî Bedirxan’ın yaşamı, Kürt halkının sürgünlük tarihinin ayrılmaz bir parçasıdır. Çünkü Botan Beyi Mîr Bedirxan Paşa’nın Osmanlı Devleti’nin merkezileştirme politikalarına karşı çıkması, Bedirxanîlerin sürgün edilmesiyle sonuçlanmıştır. Sürgün edildikleri İstanbul’da 1893 yılında dünyaya gelen Celadet Alî Bedirxan, Cumhuriyet’in kuruluşuyla birlikte ikinci defa sürgün olmuştur. Buna rağmen Kürtlerin varlığının ve haklarının tanınması amacıyla her alanda mücadelesini yürütmüş, bu amaçla ortaya çıkan direnişlere de kayıtsız kalmamıştır.

Siyasal mücadelenin yanında Celadet Alî Bedirxan, bir müddet sonra Kürt dili ve edebiyat çalışmalarına ağırlık vermiş, 15 Mayıs 1932’de Hawar dergisini çıkarmıştır. Türkçe “İmdat” anlamındaki “Hawar”, Bedirxan ve arkadaşlarının Kürtlerin maruz kaldığı sosyo-politik zorluklara ve saldırılara verdiği bir cevap olduğu kadar, dergi etrafında Kamuran Alî Bedirxan, Osman Sebrî, Nurettîn Zaza, Qedrîcan, Cegerxwîn gibi birçok Kürt aydınını bir araya getirmesi bakımından da önemlidir. Hawar’ın 27. sayısında, “Xwediyê Hawarê” mahlasıyla yazdığı yazıda gençlere “Dilsiz bir Kürtlük size hiçbir saygınlık kazandırmaz, bu bizim için büyük bir utançtır” diye seslenen Bedirxan, ömrünü Kürt dilinin gelişmesine adamıştır. Latin alfabesiyle yayınlanan ilk Kürtçe dergi olan Hawar’la birlikte Kürtçenin standartizasyonu ve gelişimi konusunda önemli bir temel atılırken bugün de her yıl 15 Mayıs’ı “Kürt Dil Bayramı” olarak kutlanmaktadır.

Tam da Hawar’ın çıkışının 88’inci yıl dönümünde, 15 Mayıs 2020’de AKP iktidarı tarafından Siirt Belediyesi’ne atanan kayyımın ilk işinin kentteki “Celadet Alî Bedirxan Kütüphanesi”ni yıktırması, elbette boşuna değildir. Kayyımların ilk işi hep Kürt dil kurumlarını kapatmak, Kürtçe gördüğü her tabelayı sökmek ve Kürt şahsiyetlerin anıtlarını yıkmak! Kürt dili ve edebiyatı için bir kilometre taşı olan Celadet Alî Bedirxan’ın adının verildiği bir kütüphanenin yıktırılması, iktidarın Kürtlerin tarihsel ve kültürel varlığına bakışını yansıtmaktadır. Buna rağmen Celadet’in “Bilûra min (Kavalım)” şiirinde bahsettiği özgürlük türküsü bugün de halkımızın yüreğinde yankılanmaya devam etmekte, tam da o yıkılan kütüphanenin enkazının altında yepyeni Kürtçe sözcükler mayalanarak yeni kuşakların kalplerine doğru akmaktadır.

Yüzyıllardır süren kültür ve dil kırımına ve asimilasyon politikalarına karşı Celadet Ali Bedirxan’ın şahsında bütün Kürt şahsiyetleri tekrar saygıyla anıyor, halkımızı onların bıraktığı mirası anlayarak yeni kuşaklara taşımaya davet ediyoruz.

Sevtap Akdağ Karahalı
Eğitim Politikaları, Spor, Kültür ve Sanat Komisyonu Sözcüsü
15 Temmuz 2020