1 Mayıs ilk dileğimiz

2016 1 Mayısı, savaş koşulları altında, diktatörlüğün kitle eylemlerine yönelik canlı bomba saldırılarının yarattığı psikolojik baskı ortamında gerçekleştirildi. Tıpkı Newroz gibi, 1 Mayıs'ta da mitinglerin düzenleneceği her ilde "canlı bomba söylentileri" bilinçli biçimde devlet tarafından yayıldı. Polis Adana, Mersin, Antep ve Urfa'da kutlamaların iptalini dayattı. Antep'te sabah saatlerinde patlayan DAİŞ bombası, 1 Mayıs'a yönelik tehditlerin somut bir ifadesi oldu.

Lenin, egemen sınıfların, çıkarlarını tehlikede gördüklerinde kendi koydukları yasaları tanımayacaklarını söylerken haklıydı. 2013 1 Mayısından başlayarak Taksim-Gezi Ayaklanmasına varan süreçte milyonlara ulaşan bir kitle dinamiği, diktatörlüğün "toplantı gösteri yürüyüşleri" yasaklarını tanımama, fiilen boşa çıkartma ve kitle mücadelesini bu temelde geliştirme pratiğini sergiledi. Politik özgürlük talebinin somut ifadesi, toplantı ve gösteri özgürlüğünün polis zorbalığına inat sökülüp alınması oldu. Gezi'de somutlaşan "özgürlük bilinci", aylara, giderek yıllara yayılarak kitle eylemine yön verdi. 7 Haziran'da HDP'nin etrafında birleşen ezilenler cephesine güç veren temel dinamiklerden birisi de, Gezi'nin açtığı bu kitle damarıydı. Aynı damar, Erdoğan tarafından müzakere masası devrilip savaş başlatıldığında Kürt halkının yanında saf tuttu.

10 Ekim Ankara Barış Mitingi, bu birleşik duruşun somut kitlesel bir ifadesi olacaktı. Diktatörlük, MİT aracılığıyla büyük bir katliam örgütledi. İlk anda hedefin 1 Kasım seçimlerini etkilemek olduğunu düşündürten bu katliamın esas hedefi, kitle hareketini devletin çizdiği sınırlara doğru geriletmekti. "Yasal" polis şiddeti yetersiz kaldığında, devreye canlı bomba saldırıları sokuldu. Faşizmin baskı ve yasaklarına meydan okuma, onları fiilen aşma hattı kırılmak istendi. Polis, TOMA, gaz bombası korkusunu yenmiş kitleler, canlı bomba korkusuyla geri itilmek istendi.

Bu yıl bahara bu koşullarda girdik. 8 Mart'ta, Newroz'da devletin bu konsepti kırıldı. 1 Mayıs'ta da ülkenin her yanında meydanlara çıkan milyonlar bu korku duvarını yıktılar. Bir olmanın birlikte mücadelenin gücünü açığa çıkarttılar. Mücadeleci kitleler, uzun süredir eksikliğini hissettikleri kitlesel birleşmeyi 1 Mayıs meydanlarında gerçekleştirdiler. Emekçi kitleler inadına meydanları doldurarak demokrasi bloğunu meydanlarda oluşturdular.

Bu koşullar altında, Taksim'den Bakırköy'e doğru atılan geri adımın önemi asla küçümsenmemelidir. Çünkü Taksim, tam da 2013'ten bu yana gelen fiili meşru kitle mücadelelerinin sembolüdür. Bakırköy'de gerçekleşen kitlesel birleşme, Taksim'i yeniden kazanmanın manivelasına çevrilebilirse anlamlı olacaktır. Yoksa, 1996 Kadıköy 1 Mayısının ardından, 1 Mayısların Çağlayan'a hapsedildiği sürecin bir benzerini yaşamak kaçınılmazdır. Emek düşmanı siyasetini Taksim Meydanı'na konulan yasak üzerine inşa eden AKP'nin bu zinciri kırılmadan, emek düşmanı politikaları da geriletilemez. Bu bakımdan, Bakırköy'deki kitlesel buluşma kadar, Taksim ısrarının sürdürülmesi de önemlidir.

İkincisi, 1 Mayıs meydanları, AKP diktatörlüğüne karşı bir demokrasi bloğunu inşa etme çalışmalarına yeni bir canlılık kazandıracaktır. Diktatörlük karşıtı bütün demokratik kesimlerin birliği zorunludur. Halen Saray diktatörlüğünü durdurmak ve demokrasiyi kazanmak mümkündür. Bunu başarmanın yegane yolu, emek ve demokrasi güçlerinin bir araya gelerek bir mücadele programı çıkartması ve bunu hayata geçirmesidir. Bunu gerçekleştirmekten uzak durmanın bedeli çok ağır olacaktır.

Kentli eğitimli kitlelerin ve Alevi inancından halklarımızın "laiklik" temelli duyarlılığının doğru anlaşılması da bu bloğun inşası bakımından yaşamsal önemdedir. Bu talep, 28 Şubat döneminin otoriter anlayışını yansıtmıyor. Halk kitlelerinin, kamusal alanı giderek DAİŞ'vari bir AKP dinciliğinin istila etmesine karşı demokratik bir duruşunu yansıtıyor. Hiç kuşkusuz, demokratik ve özgürlükçü bir içerik taşıyor. Dolayısıyla "Laiklik" talebi etrafında sokağa çıkanlara burun kıvırmak, demokrasi bloğunun gerçek bir olanağına sırt dönmekten başka bir anlama gelmiyor.


Alp Altınörs

Halkların Demokratik Partisi
Genişlemeden Sorumlu
Eş Genel Başkan Yardımcısı

Etiketler: #taksim , #ankara , #daiş , #1 mayıs , #newroz