Partimizin Eş Genel Başkanlarının ve milletvekillerinin bir gece yarısı operasyonuyla gözaltına alınıp tutuklanmaları Türkiye siyaset tarihine 4 Kasım siyasi darbesi olarak geçmiştir.
15 Temmuz darbe girişimi sonrasında, AKP içindeki darbecilerle hesaplaşmak yerine partimize ve demokratik siyasete yönelik gerçekleştirilen bu operasyonla parlamento fiilen bağımlı ve taraflı olan yargıya teslim edilmiştir. Yasama, yani Meclis kendi temsilcilerine ve halkın demokratik iradesine sahip çıkamamıştır. Kuvvetler ayrılığı yok sayılmıştır.
Halen Dokunulmazlıkları olan Eş Genel Başkanlarımız ve milletvekillerimiz hukuksuzca rehin alınmıştır. Anayasa Mahkemesi'nin, vekillerin yasama faaliyetlerinin engellenemeyeceğine dair emsal kararına rağmen tutukluluk halleri devam etmektedir. Mahkemeler bu tutumları ile hem AYM'nin kararını tanımamakta hem de Türkiye'nin imzaladığı Uluslararası Sözleşmeleri görmezden gelmektedir. Mahkeme heyetleri adil değil siyasi davranmaktadır.
Eş Genel Başkanımız Sn. Selahattin Demirtaş’ın duruşma tarihi tutukluluğunun 175. gününde ve referandumun sonrasında olacak şekilde belirlenmiştir. Eş Genel Başkanımız Sn. Figen Yüksekdağ’ın duruşma tarihi ise belirsizliğini korumaktadır.
Çok değil yakın bir zaman sonra bütün sonuçları ile daha iyi anlaşılacak olan bu hukuksuzluklara karşı mücadelemize devam etmekteyiz.
Partimize yönelik gerçekleşen bu saldırıların bir hedefi de HDP’siz bir referandum yapma isteğidir. Ancak bizler, Türkiye halklarını on yıllar sürecek bir cendereye sıkıştırmak, 'tek adam yönetimi'ne mahkum etmek isteyenlere karşı dün olduğu gibi bugün de en güçlü karşı duruşu ortaya koyacağız.
Bir kez daha belirtiyoruz ki bu hukuksuzlukları asla kabullenmeyeceğiz.
Halkların Demokratik Partisi
Merkez Yürütme Kurulu
11 Şubat 2017