
Meclis Grubumuz, Eş Genel Başkanlarımız ve milletvekillerimizin tutuklanmasının yıl dönümüne günler kala tepkilerini her platformda dillendirmeye devam ediyor. TBMM’de Meclis Başkanı’nın makam odasının önünde bir araya gelen milletvekillerimiz burada yaptıkları kısa açıklamada Meclis Başkanı’na hukuksuzluklara son vermesi yönünde çağrıda bulundu. Ardından Meclis Basın kapısının önüne yürüyüş gerçekleştiren milletvekiller, burada açıklama yaparak HDP’ye yönelik hukuksuzluklara dikkat çekti. Milletvekilleri adına söz alan Grup Başkanvekilimiz Filiz Kerestecioğlu ve Mardin Milletvekilimiz Mithat Sancar, şöyle konuştu:
Filiz Kerestecioğlu:
Bu hafta 4 Kasım’ın, HDP Eş Genel Başkanları ve milletvekillerinin hukuksuz ve planlı bir operasyonla tutuklanmasının birinci yıl dönümü. 4 Kasım 2016’dan bu yana Eş Genel Başkanlarımız dâhil, 15 milletvekilimiz tutuklandı, 9 milletvekilimiz ise hala cezaevinde. Bu süreçte 27 milletvekili, bir kısmı birden fazla olmak üzere, gözaltına alındı. Sadece tutuklu milletvekillerinin cezaevlerinde bulundukları bir yıllık süreçte 309 duruşma yapıldı.
Ülke milletvekili hapishanesine dönüştü
Artık ülke, bir milletvekili hapishanesine dönüştü. Bir ülkede en güçlü muhalefet nereden çıkar? Parlamentodan, basından, akademiden, işçilerden, kadınlardan ve sokaktaki muhalefetten çıkar. Şimdi bir de kimler yargılanıyor bakınız. Nerede muhalefet varsa onlar mahkemelerin karşısında. Ülke milletvekili hapishanesi, ülke gazeteci hapishanesi, ülke akademisyen, eğitimci hapishanesi… Sokaklarda hiçbir eyleme izin verilmediğinden zaten sokakların kendisi hapishaneye dönmüş durumda!
Bunca baskının nedeni hükümetin bulaştığı yolsuzluk, rüşvet, çıkar ilişkileri içinde iktidarı kaybetmenin maliyetinin çok büyük olmasıdır!
Bildiğiniz gibi tüm milletvekillerimiz tek bir yerden gelen emirle ve operasyonla gözaltına alındılar ve tutuklandılar. Milletvekillerimiz hakkında, 2007 yılından 2015 yılına kadar geçen sekiz yıllık süreçte 182 fezleke hazırlanmışken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 28 Temmuz 2015’deki “dokunulmazlıklar kaldırılmalı” ve “bedelini ödemeliler” açıklamalarından sonraki 10 ay içinde jet hızıyla 328 adet fezleke hazırlanarak bu sayı 510’a ulaşmıştı.
Kısa bir zaman zarfında hazırlanan bu 328 fezlekenin 154 adedi, Anayasa değişiklik teklifinin Meclis’e sunulduğu 21 Nisan 2016 ile kabul edildiği 20 Mayıs 2016 tarihi arasındaki bir aylık dönemde hazırlandı.
Yargıya sesleniyoruz: Bağımsız olun, biat etmeyin
Biz yargının talimatla görev yaptığını defalarca ifade ettik. Bunun bu ülkeye maliyetinin çok ağır olacağını söyledik ve söylemeye devam ediyoruz. Nitekim bu hafta da Selahattin Demirtaş’ın duruşmalarına getirilmemesine ilişkin mahkemelere gönderilen gizli ibareli talimat yazısı, bunu bir kez daha gözler önüne serdi. Hukukçu vekiller olarak yargıya tekrar seslenmek istiyoruz. Bağımsız olun, biat etmeyin. Yürütme organının sizi etkilemesine izin vermeyin.
AKP darbeye devam ediyor
Milletvekillerimizi tutuklamakla kalmıyorlar, HDP grubunun sayısını da milletvekilliklerini düşürerek azaltmaya çalışıyorlar. AKP, milletvekillerini tutuklayarak demokrasiye karşı darbe yaptı, bu darbeye milletvekilliklerini düşürerek devam ediyor. Milletvekillerinin yasama faaliyetinden alıkonulması, yurttaşa “sen seç ben tanımam” demektir. Bugün zaten hem bizim seçilmiş belediye başkanlarımıza yaptıklarını kendi belediyelerine de yapıyorlar. “Sen seç ben tanımam” diyorlar. İşte bu darbedir. Bugün bu ülkenin hem seçilmiş milletvekilleri hapiste olduğu gibi ülkenin yerelde %43ü kendi seçmediği insanlar tarafından yönetiliyor. Bunun 97 yıllık Parlamento tarihinde de ülke tarihinde de benzeri yoktur.
Tarih bu günleri istibdat, baskı, sansür, jurnalcilik günleri olarak yazacak. Fakat bizler bu ülkeyi seven insanlar, bu ülkedeki insanlar sevenler olarak, bu toprakların daha fazla acı çekmemesi, geri dönülmez bir sürece girmemesi için tüm milletvekillerimizin serbest kalması ve milletvekili görevlerine dönmeleri gerektiğini ifade ediyoruz.
Meclis Başkanı açıklama yapmalı
Özellikle Meclis Başkanı’na sormak isteriz: Tutuklu milletvekillerinin Anayasa Mahkemesi’nde görüşülmeyi bekleyen dosyalarına Adalet Bakanlığı tarafından gönderilen görüş yazısında, milletvekilliğinden kaynaklı hakların engellenmediği belirtilmiştir. Oysaki milletvekillerinin tutuklandığı tarihten bu yana onlarca grup toplantısı yapılmış, Meclis’te 117 birleşim, 665 oturum yapılmış, 276 kanun geçmiştir. Cumhurbaşkanlığı sistemine geçişi öngören Anayasa değişikliği ile İçtüzüğün değiştirilmesi gibi çok önemli iki düzenleme yapılmıştır. Bu süre boyunca ne eş başkanlarımız ne milletvekillerimiz burada seçmenlerine, topluma seslenebildi ne bir tane kanun için oy kullanabildiler.
Şimdi biz Meclis Başkanına soruyoruz, milletvekillerimiz yasama faaliyetlerini yerine getirebilmekteler mi? Başkanı olduğunuz Meclis çatısı altında 10 milletvekili tutuklu, 5 Milletvekilinin vekilliği düşürüldü! Halkın verdiği oyu tanımayan bir Meclise Başkanlık ediyorsunuz. Halkların Demokratik Partisi olarak, bu parlamento tarihimizde görülmemiş demokrasi katliamıyla ilgili Meclis Başkanlığını bu konuyla ilgili bir açıklama yapmaya davet ediyoruz.
Mithat Sancar:
8 Haziran halkların baharı idi. Bu baharın boğulması kararı verildi. Bu kararın verilmesini emreden AKP, Ergenekon ve karanlık güçlerdi. Şantajla tehditle toplumu rehin aldılar. Dokunulmazlıkları kaldıran anayasa değişikliği ve ardından 4 Kasım darbesi geldi.
Bizim arkadaşlarımız Türkiye’de halkların baharının öncülüğünü yaptıkları için rehin alındılar. Bakın bu operasyona ortak olan bütün aktörler çürüdü. Meclis çürüdü. Meclis kendi kendini inkar ediyor. Kendileri gözlerini kapatmışlar toplumu gerçek dışı açıklamalarla kandırabileceklerini sanıyorlar. Yargı kendini tüketiyor. AYM içtihadı varken hala tutuklu milletvekillerimiz için kararı açıklamıyor. Korku yüzünden, ama korku insan ruhunu kemirir!
Bu bahar bastırılamaz
Bir yıldır yargıyı etkileyecek müdahalelerde bulunuyorsunuz. Bütün bunların temelinde abartısız bu siyasi darbe vardır. Biz arkadaşlarımızın özgürlüğü için elbette mücadele ediyoruz ama biz diğer bütün kurumların da onurlarını kurtarabilmeleri için yürütüyoruz.
Halkların eşit, barış içinde yaşamaları için yürütüyoruz. Bu bahar bastırılamaz. Biz toplumu çürümekten kurtarmaya çalışıyoruz. Bu ülkenin barışa, adalete, huzura, demokrasiye özgürlüğe kavuşması için yürütüyoruz. Eşbaşkanlarımızın ve milletvekillerimizin durduğu yer onurlu bir yer. O nedenle mutlaka kazanacağız bundan hiç şüphemiz yok.
2 Kasım 2017