
Parti Sözcümüz Saruhan Oluç genel merkezimizde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Partisinin belirlediği 68 il ve ilçenin belediye başkan adayını da açıklayan Oluç, şunları söyledi:
Açıklamamın başında, şu anda açlık grevinin 76’ncı gününde olan Leyla Güven ile ilgili birkaç şey ifade etmek istiyorum. Basına da yansıdı, kendisi tıbbi müdahaleyi red etti. TTB’nin bağımsız bir hekim heyetini kabul edeceğini belirtti. Ama ne hikmetse Adalet Bakanlığı da TTB heyetini kabul etmediğini açıkladı.
Vekilimiz Leyla Güven kritik eşiktedir, devlet ve hükümet bunu bilmelidir. İnsan hakları kurumlarına, barolara, sivil toplum kuruluşlarına, uluslararası kurum ve kuruluşlara çağrı yapıyoruz, Avrupa Parlamentosu’na, Avrupa Konseyi’ne veCPT’ye çağrı yapıyoruz. Kritik eşik aşılmıştır, ciddi sağlık sorunları vardır. Leyla Güven daha da ciddi sağlık sorunları yaşamaya doğru yol almaktadır. Sessiz kalmayın.
Meclis Başkanı'na sesleniyoruz: Son işiniz Leyla Güven'in haklarını savunmak olsun
Şimdiye kadar yaptığımız bütün açıklamalarda, ilk günden bu yana Meclis Başkanı’na çağrı yaptık. Bugün bir kez daha Meclis Başkanı’na sesleniyoruz. Madem istifa etmeden orada duruyorsunuz, bari bir kez olsun vicdanınıza göre karar verin. Yapacağınız son iş, Hakkari halkının iradesi olan, seçilmiş bir parlamenter olan Leyla Güven’in haklarını savunmak olsun. Bir milletvekilinin bir yerel mahkeme tarafından yasama faaliyetlerinin engellenmesine daha fazla izin vermeyin. Adalet Bakanlığı’na sesleniyoruz, durum ciddidir. Adalet Bakanlığı üzerine düşeni yapmadığı gibi, Leyla Güven'in bağımsız doktorlar heyeti tarafından kontrol edilmesini de engellemektedir. Her geçen gün Leyla Güven için daha kritiktir.
Adım atılmazsa büyük vicdani kırılmalar yaşanacak
Hükümet Leyla Güven’in durumuna ilişkin adım atmak, İmralı’daki tecride yönelik bir düzenleme yapmak, bu tecridi kaldırmak yerine, Leyla Güven'le dayanışma yapanlara saldırmaktadır. Daha geçen gün Diyarbakır’da milletvekilimiz Remziye Tosun başta olmak üzere, bu eylemi yapan kadınlara TOMA’lar ile saldırılmıştır.
Meclis Başkanı, Adalet Bakanı, STK’lar, hukuk kurumları bir an evvel adım atmazsa ağır sorunların yaşanacağı bir döneme girilecektir. Büyük vicdani kırılmaların yaşanacağı bir döneme girilecektir. Bunun aşılması gerektiğini vurguluyoruz.
Sizin düşünecek beyniniz var mı, sizin vicdanınız var mı, siz doktor musunuz?
Vicdanların nasıl köreldiğine dair bir örnek daha vereceğiz. Sîsê Bingöl için Mersin Üniversitesi bir rapor düzenlemişti ve o raporda yaşlılıktan kaynaklı sorunlara işaret edilmişti. Hatırlamama, kendine bakamama, unutma durumuna işaret edilmişti.
Bu rapor Adli Tıp Kurumu’na gitti ve Adli Tıp Kurumu bir sonuç raporu yazdı. Bakın, Sîsê Bingöl kendi beyanına göre 85 yaşındadır. Türkçe bilmediği için bazı testler yapılamamıştır. Ama buna rağmen Adli Tıp Kurumu raporu diyor ki, "Sîsê Bingöl’ün kendisini kötü gösterme çabası içinde olduğu düşünülüyor."
Şimdi bu doktorlara, Adli Tıp Kurumu’nda bu raporu düzenleyenlere sormak istiyoruz; "düşünülüyor" demişsiniz ya, sizin düşünecek beyniniz var mı?Sizin vicdanınız var mı?Siz doktor musunuz? TTB’ye sesleniyoruz, bu kadar gayri ciddi, bu kadar vicdanları yaralayan bir rapor nasıl çıkabilir? Bu doktorlar araştırılmalıdır. İktidarın baskısı altında bu raporların yazıldığı ortaya çıkarılmalıdır.
Bu tür raporlar bize 12 Eylül döneminde, işkence gördükten sonra doktor önüne çıkarılan tutuklular için rapor hazırlayanları hatırlatıyor. “İşkence görmemiştir” raporu verenleri hatırlatıyor. Bu kadar büyük bir vicdansızlık kabul edilebilir değildir. Bunlar her türlü insani duyguyu çiğneyen kişiler haline gelmiştir. Bu durum son derece vahimdir.
Yalan ve korku tacirliği yapmayın
Seçimlerle ilgili kısma gelelim. Bugün epey bir miktarda il ve ilçe eşbaşkan adayımızı açıklayacağız. Ama öncesinde iki konuya dikkat çekmek istiyorum.
Birincisi, AKP Van Milletvekili Arvas’ın açıklamasıdır. Durumun AKP açısından ne kadar vahim olduğunu gösteren bir açıklamadır. Diyor ki Arvas, "AKP Van’da kazanamazsa tüccarlar kaybedecek, başörtülüler sokakta yürüyemeyecek, çeteler şehirde peydahlanacak, esnaf ikinci vergiye tabi olacak..."
Bunlar yalan tacirleri. AKP’nin yerel yönetimde ya da belediyede olmadığı her kentte başörtülüler de baş örtüsüzler de rahatça dolaşıyor. Bu sadece Kürt illeri için değil batı illeri için de geçerlidir. AKP'nin yönetimde olmadığı her yerde tüccar da esnaf da kazanabiliyor. Eğer bugün tüccar ve esnaf kazanamıyorsa, bu AKP’nin uyguladığı yanlış ekonomi politikaları nedeniyle yarattığı krizden kaynaklanıyor.
Kayyum felaketidir asıl konuşulması gereken
Van Milletvekili Arvas bir korku ve yalan iklimi yaratıyor. Oysa Arvas'ın konuşması gereken başka bir şey var. Bekir Kaya’yı neden tutukladınız ve mahkum ettiniz? Çünkü Van halkı Bekir Kaya’yı seviyordu ve onun demokratik belediyecilik anlayışını destekliyordu. Bekir Kaya bugün tutuklu olmasaydı, yeniden Van halkının teveccühünü kazanacaktı.
Şimdi konuşulması gereken nedir sayın vekil, biliyor musunuz? Sizin yönetiminizin Van’a ve diğer 95 kente atadığı kayyumların yaptığı yolsuzluklardır. Sayıştay raporlarında açıkça ortaya çıkarılmış olan yolsuzluklardır. Asıl konuşulması gereken bunlardır, yapılan vurgunlardır. Kayyum felaketidir asıl konuşulması gereken.
Tabii ki siz bunları konuşmak istemiyorsunuz. Siz Sayıştay raporlarını da duymak istemiyorsunuz. Çünkü sizin atadığınız kayyumlar, atandıkları her yerde o kentin varlıklarını yakınlarına peşkeş çektiler, yolsuzluğa bulaştılar. Sayıştay raporları bunların bir kısmını ortaya çıkardı. Konuşulması gereken esas olarak budur.
Seçimler öncesinde böyle korku ve yalan havası yaratarak sonuç alacağınızı düşünmeyin. Van adaylarımız çok iyi bir çalışma başlatmıştır, Van’da kayyuma karşı halkın iradesi bir kez daha ortaya çıkacaktır.
Mızrak çuvala sığmadı
İkinci konu ise malum seçmen taşıma meselesidir. Geçen gün İçişleri Bakanı Soylu bir açıklama yaptı ve dedi ki "26 doğu ve güneydoğu ilimizde seçmen taşıma konusunda 37 bin 710 adres değişikliği haksız, gerçeğe uygun olmayan şekilde yapıldığı tespit edilmiştir".
Mızrak çuvala sığmadı. Bu seçmen taşıma işinin üzerine gittik. Belgelerini ortaya koyduk. Harap binalara seçmen kaydettiğinizi tespit ettik, bunların şikayetini yaptık. Boş asker ve polis lojmanlarına seçmen kaydettiğinizi tespit ettik ve başvurduk . Ahırlara seçmen kaydettiğinizi tespit ettik. Ama sahtekarlığın bir kısmını açığa çıkardık. Buzdağının görünen yüzüdür bu. Bu şikayetlerimizi ilçe ve il seçim kurullarına yaptık. YSK’ya buradan çağrı yapıyoruz: Çok açık bir şekilde olan bu sahtekarlık ve hile konusunda adım atılmaması demek, açık bir şekilde seçimlerin şaibeli, meşru ve demokratik olmayan bir seçim olacağı anlamına gelir.
Bu kadar büyük bir seçmen taşıma işi var. Bu bir organizasyon işidir. Kim yapıyor bu işi? Soruyoruz, bu organizasyon içinde İçişleri Bakanlığı veya onun bir masası kurum olarak var mıdır? içişleri Bakanlığı bu organizasyondan haberdar mıdır? Belli ki, çalışan bir masa ve organizatör bir odak var ve bu odak bu işi adım adım örgütlüyor.
Uluslararası alan da bu konunun farkındadır. Hileler daha önce de AGİT raporlarına yansıdı. Son 3 seçimdir sahtekarlıklar uluslararası alanda akademik çalışmalara yansıdı.
Kolluk güçleriyle ve seçmeni baskılayarak sandık hakimiyeti kuruluyor
Ne yapılıyor? Olay şu: Binlerce yalan seçmen yazılıyor, kaydırılıyor. Bunlar gerçek hayatta var olan insanlar da olabilir, hayatını kaybeden insanlar da olabilir. Buradaki önemli konu şudur: seçim günü kaydırılan, farklı yerlere yazılan bu seçmenlerin sandık başına gidip oy kullanmaları gerekmiyor. Bunlar oy kullanmışlar gibi ıslak imzalı tutanaklar düzenleniyor ve bu tutanaklarla sahtekarlık ve hile yapılıyor.
Uluslararası alanda bu durum için "sandığı doldurmak" ifadesi, (ballotstuffing) kullanılıyor. Bu ilginç bir tabir, bunun üzerine makaleler yazıldı, istatistiki açıklamalar yapıldı. Nasıl yapılıyor bu iş?
Bakın, AKP Genel Başkanı’nın bir lafı var, ne diyor? “Sandık hakimiyeti” diyor. Kürt illerindeki sandık hakimiyeti silahlı kolluk güçleri ve özel harekat tarafından yapılıyor. Onlar sandıkların başında insanları korkutarak, yıldırarak bu hakimiyeti sağlamaya çalışıyor. Elbette halkımız buna izin vermiyor ve vermeyecek.
Peki batıda nasıl yapılıyor bu iş? Buralarda ise başka bir yol uygulanıyor. Daha çok muhalif gözlemcinin ve sandık üyesinin olmadığı iller, ilçeler ve sandıklar seçiliyor. Buralarda muhalif tek tük gözlemci varsa da, onlar da ya eğitimsiz oluyor ya da korktukları için seslerini çıkarmıyorlar. Seçmen baskılanıyor, sandık kurulu baskılanıyor.
Buna da "seçmeni baskılamak" (voterrigging) deniyor. İşte bu iki husus sandık hakimiyeti adı altında Türkiye'deki son 3 seçimde uygulanan hilenin yöntemidir. Bunu tek tek yerellerde birbirinden bağımsız kişilerin kendi iradeleriyle yaptıklarını düşünmek mümkün değil. Bu işi organize eden bir odak ve irade var. Bu neresidir,işte bunun açığa çıkması gerekiyor.
Bu seçmen kaydırmalara baktığımız zaman, özellikle Kürt illerine baktığımız zaman, asker ve polis kaydırmalarına baktığımız zaman, aklımıza İçişleri Bakanlığı’ndan başka bir yer gelmiyororganizatör kurum olarak. Şaibeyi yaratan kimse, onları açığa çıkarın. Öyle "biz şu kadar tespit ettik, üzerine gidiyoruz" demekle olmuyor. Suç işleyenin suç mahalline geri dönmesi anlamına gelir, İçişleri Bakanlığı’nın açıklaması.
YSK'nin müdahale etmediği, hileye karşı demokratik kararlar almadığı seçimler elbette demokratik olmayan, şaibeli seçimler olacaktır. Biz bulunduğumuz her yerde sandıkların güvenliği için mücadele edeceğiz. İnsanların attığı oyların sandıklardan sonuç olarak çıkması için elimizden geleni yapacağız. Bu konuda en büyük hassasiyeti göstereceğiz. Bütün muhalefet partilerine de çağrı yapıyoruz, AKP ve MHP dışındaki bütün partilere sesleniyoruz; sandıklarda bu hilelerin yapılmasına izin vermeyin. Sizler de sandık kurulu üyeleriniz ve müşahitlerinizle gereken denetimi yapın.
Gelelim il ve ilçe adaylarımızın açıklanmasına. Daha önce bir kısım adaylarımızı açıklamıştık, şimdi devam ediyoruz. Eşbaşkanlık ve eşit temsil anlayışımız gereği bir kadın bir erkek aday açıklıyoruz. Şu ana kadar netleşen isimler şöyle:
DİYARBAKIR
BÜYÜKŞEHİR: Hülya Alökmen Uyanık / Adnan Selçuk Mızraklı
KAYAPINAR: Kezban Yılmaz / Necati Pirinçioğlu
HAZRO: Gülistan Ekti / Ahmet Çevik
KULP: Fatma Ay / Mehmet Emin Ay
KOCAKÖY: RojdaNazlıer / Kasım Pervane
ÇERMİK: Makbule Çakın / Muharrem Şahin
ÇINAR: Necla Tamriş / Ozan Kardaş
PİRAN: Yasemin Üçer / FelatAygören
ERGANİ: Meryem Yıldız / Ahmet Kaya
HANİ: Cemal Satı /
VAN
TUŞBA: Ayşe Minaz / Yılmaz Berki
MURADİYE: Leyla Balkan / Yılmaz Şalan
ERCİŞ: Yıldız Çetin / Mahmut Pala
SARAY: Caziye Duman / Şahabettin Bilmez
BAHÇESARAY: Gülistan Önver / Garip Aykut
MARDİN
ARTUKLU: Nurettin Turgay /
DARGEÇİT: Mevlüde Çelebi / Ahmet İnci
MAZIDAĞI: Nalan Özaydın / İbrahim Çoko
MİDYAT: Rezan Tasman / Osman Demirci
KARS
DİGOR: Guljin Kaya / Mustafa Özyağcı
KAĞIZMAN: Çiğdem Özlü / Memet Alkan
PAZARCIK: Münevver Subaşı / Ebubekir Erkmen
SARIKAMIŞ: Zeynep Çelik / Yaşar Aras
BATMAN
BEKİRHAN: Gülistan Sönük / Fırat Karabulut
KOZLUK: Nazime Avcı / Ayhan Eren
BEŞİRİ: Felek Özbek / Mustafa Öztürk
İKİKÖPRÜ: Hatice Taş / Osman Karabulut
GERCÜŞ: Zeynep Aslan / Abdulkerim Kaya
BİTLİS
HİZAN: Dilek Aslan / Erkan Çetin
MUTKİ: Belgin Korkmaz / İrfan Hülagü
AHLAT: Leyla Aslanargın
HAKKARİ
MERKEZ : Seher Kadiroğlu Ataş / Cihan Kahraman
ESENDERE: Semra Aktan / Mustafa Işık
AĞRI
PATNOS: Müşerref Geçer / Emrah Kılıç
TUTAK: Selma Şahin / Baran Öztürk
TAŞLIÇAY: Betül Yaşar / Mehmet Umut Doğruer
ELEŞKİRT: Derya Oğul / Rıfat Yerlikaya
ARDAHAN
GÖLE: Nizamettin Öztürk /
ŞIRNAK
ŞIRNAK MERKEZ: Nurcan Altürk / Hişyar Uysal
BEYTÜŞŞEBAP: Sabiha Akdağ / Cahit Özkan
GÜÇLÜKONAK: Zilan Ecevit / M. Emin Kılıç
KUMÇATI: Zozan Aksu / Dursun Çakır
SIRTKÖYÜ: Asiye Arslan / Mehmet Ballicak
BALVEREN: Zahide Erk / Musa Sidar
BİNGÖL
GENÇ: Şefika Doğan / Sadullah Ürkün
SOLHAN: Ayşe Kaya / M. Sıdık Çeliker
IĞDIR
MERKEZ: Eylem Çelik / Yaşar Akkuş
TUZLUCA: Ayşe Aras / Kemal Savaş
HALFELİ: Hasan Sefa
ERZURUM
BÜYÜKŞEHİR: Barış Kemaloğlu
TEKMAN: Müzahit Karakuş / Yanes Çelik
HINIS: Nurcan Felekoğlu / Bedir Fırat
KARAYAZI: Melike Göksu / Burhanettin Şahin
KARAÇOBAN: Remziye Sönmez / Halit Oğun
URFA
VİRANŞEHİR: Servet Kılıç / Hıdır Oktay
HALFETİ: Emel Çiftyürek / Abdurrahman Çiftçi
SİVEREK: Emine Çetiner / Turan Tüysüz
BİRECİK: Fatma Korkmaz / Hakan Arıcı
ADIYAMAN
KÖMÜR: Zilan Erbay / Erkan Karataş
PINARBAŞI: Meral Çalışkan / Hüseyin Uzun
SİİRT
GÖKÇEBAĞ: Serhat Çiçek
BEĞENDİK: Dijvar Ulaş
KURTALAN: Esmer Baran / Baran Akgül
KAYABAĞLAR (belde): Netice Petek / Abdulkerim Polat
BAYKAN: Özden Yılmaz - Hekim Duva
ZİYARET: Hevin Kınay / Hüsnü Sevimli
ELAZIĞ
KARAKOÇAN: Serap Doğan Mutlu / Mahmut Ercan
SARICAN: Mihriban Tağtekin / Bekir Polat
Değerli basın emekçileri bugün açıklayacağımız isimler bunlar. Perşembe günkü MYK toplantısından sonra diğer il ve ilçeleri açıklamaya devam edeceğiz.
Soru: 7 Ocak’ta Kürdistani partiler ile yaptığınız ittifakın listesi hazırlandı mı? HDP’nin Türkiye illeri için stratejisi kesinleşti mi? CHP ile ittifak gündemdeydi, böyle bir ittifak gerçekleşecek mi?
Kürdistani partilerle yapılan ittifak yerlerinin açıklanması onlarla birlikte olacak. Bu yüzden bugün burada açıklamadık. Perşembe günü Diyarbakır'da bir aday tanıtım toplantısı olacak. Orada da bunlar konuşulacak. Ama esas itibariyle ittifak yaptığımız partilerle açıklamayı uygun görüyoruz.
Batı ile ilgili çalışmalarımız sürüyor. Hazırlıklarımızı tamamlıyoruz, önümüzdeki Pazar günü Parti Meclisi toplantımız var, ondan sonra da MYK toplantımız olacak.Orada batı ile ilgili çalışmalarımızı konuşacağız ve bilahare onları da açıklayacağız.
CHP ile yaptığımız resmi bir görüşme olmamıştır. Yerellerde çeşitli il ve ilçelerde herkes birbirini ziyaret etmektedir. Bu sadece CHP ile ilgili de değildir, diğer siyasi partilerle de görüşülmektedir. Bu yerel ziyaretlerin bilgisi bize geliyor, ama merkezi olarak yaptığımız bir çalışma mevcut değil.
22 Ocak 2019