Eş Genel Başkanımız Selahattin Demirtaş, Kırşehir mitinginde binlerce kişiye seslenerek, "Ahilik kültürünün merkezinde, yani Neşet Ertaş'ın, yani Hacı Bektaş'ın memleketinde herkes yaşamak ister. Elbette ki her Kırşehirli burada kendi köyünde hatıraları arasında yaşamak ister. Biz bunu biliyoruz ama açlığa, yoksulluğa, gurbete mecbur kalınmışsa, bu Kırşehirlinin kaderi değil bilinçli bir politikadır" dedi. 8 Haziran’da bayram havası yaşamak istediklerini vurgulayan Demirtaş,"8 Haziran'da bizler, hep birlikte büyük bir bayram havasıyla, tıpkı bu günkü gibi büyük bir coşkuyla karşı karşıya kalacağız" dedi.
Kırşehir İl Örgütümüz, kentin Cacabey Meydanı'nda Eşbaşkanımız Selahattin Demirtaş'ın katılımıyla miting düzenledi. Demirtaş, yüzlerce araçlık bir konvoyla ilk olarak kentte tur atıp yurttaşları selamladı.
Kırşehir Milletvekili Adaylarımız Ayşe Merva Aytemur ve Onur Şahin'in yer aldığı mitinge yaklaşık 10 bin yurttaşımız katıldı. Demirtaş, “Kırşehir’in, yiğit halkı, analar, kadın arkadaşlar, genç arkadaşlar, bugün burada Kırşehir’de huzurunuzda bulunmaktan duyduğum onurla, duyduğum şerefle her birinizi ayrı ayrı yürekten selamlıyorum” diyerek konuşmasına başladı.
"Bu zenginliğin üzerinde bir yoksullar ordusu yarattılar"
Kırşehir'de toplanan kalabalığın çok önemli olduğunu vurgulayarak konuşmasına başlayan Demirtaş, "8 Haziran'da bizler, hep birlikte büyük bir bayram havasıyla, tıpkı bugünkü gibi büyük bir coşkuyla karşı karşıya kalacağız" dedi. Türkiye'nin yoksul bir ülke olmadığını, ancak gelirin adaletsiz bir şekilde dağıtıldığı için üzerinde milyonlarca yoksulun yaşadığı bir ülke haline getirildiğini belirten Demirtaş, "Maalesef bu zenginliğin üzerinde bir yoksullar ordusu yarattılar. Sizlerden, alınteriyle çalışanlardan az vergi alacağız. Şimdi tam tersi yapılıyor. Çok kazanalar, yani bankalarda, borsada, odalar dolusu parası olanlar en az vergi verenlerdir. Sizler gibi alınteri ile üretenler, çalışanlar ise verginin yüzde 70'ini ödüyorlar. Öncelikle vergi dağılımında bir adalet sağlamamız lazım" dedi.
Patronun kazanacağı para sizin canınızdan kıymetli değildir
"HDP taşeronluğu kaldıracak"
301 madencinin yaşamını yitirdiği Soma maden faciasının yıldönümü olduğunu hatırlatan Demirtaş, "Taşeron işçiliğin tümden kaldırılması lazım. HDP halkın desteği ile iktidar olursa taşeron işçi diye bir şey kalmayacak. Herkes kadrolu olacak. Herkes iş güvenceli bir şeklide çalışacak. Bütün iş yerlerinde, sadece madenlerde değil, inşaatlarda, tersanelerde, tarlalarda, her yerde iş güvenliğini öncelikli konu yapacağız. Çalıştığınız yerlerde yaşam hakkınız güvenlik altında olmalıdır. Patron bunun maliyetini karşılayacak. Patronun kazanacağı para sizin canınızdan kıymetli değildir. İnsanı merkeze koyan bir siyaseti, bir Hükümeti inşa etmemiz lazım" diye konuştu.
Genç işsizlerin sorunlarına da değinen Demirtaş, “Genç arkadaşlarım, çoğu zaman sizin yaşıtlarınızın bazıları, gemicikleriyle, lüks yatlarıyla, katlarıyla, saraylarda zevk-ü sefa sürerken siz halk otobüsüne, minibüse binecek para bulamıyorsunuz. Öncelikli hedefimiz sizlere istihdam yaratmak olacak, en azından işsizlik sorununu çözene kadar, gençlerin "Genç Yaşam Kartı"yla her birinin aylık 200 TL devlet destekli harcama yapabilecekleri bir güvenceleri olmalı. "Genç Yaşam Kartı"nı 15-25 yaş arası bütün gençlere sorgusuz sualsiz dağıtacağız” dedi.
Biz halkın içinden çıkmış siyasetçiler değiliz. Hala halkın içindeyiz. Oradan çıkıp bir yere gitmiş değiliz. Halkın partisiyiz, halkın siyasetçileriyiz
Kadını güçlü bir sesle savunan tek parti
Kadınların gerektiği kadar önemsenmediğine, kadının yaşamın her alanında eşit haklara sahip olması gerektiğine dikkat çeken Demirtaş, “Kadın arkadaşlar ve özellikle ev kadınları, anneler, sizler dünyanın en zor işini yaparken, size çalışmayan, işsiz muamelesi yapılamasını kabul etmeyeceğiz. Sizler çalışan emekçi kadınlarsınız. Evde çalışırken sigortanız olmalı, emeklilik hakkınız olmalı. Ve kadının sosyal yaşamda, ekonomik yaşamda, siyasal yaşamda her alanda eşit temsili olmalı. Kadın tıpkı erkek gibi eşit, onurlu bütün haklara sahip bir yurttaş olarak toplumun içinde bulunabilmeli. Bunu da HDP dışında hiçbir parti bu kadar cesaretle, bu kadar güçlü bir sesle savunamaz değerli kardeşlerim.”
Halktan kopuk siyaset yapmadıklarını, halkın partisi olduklarını söyleyen Demirtaş, “Sağlıktan eğitime kadar, hayvancılıktan tarıma kadar insan odaklı, insan onuru odaklı bir politikayı savunmak her şeyden önce halkçı olmayı gerektirir. Halktan olmayı gerektirir. Halkla birlikte olmayı gerektirir. Ben hep diyorum ya, biz halkın içinden çıkmış siyasetçiler değiliz. Hala halkın içindeyiz. Oradan çıkıp bir yere gitmiş değiliz. Halkın partisiyiz, halkın siyasetçileriyiz” dedi.
"Açlık, yoksulluk, gurbet Kırşehirlinin kaderi değildir!"
Demirtaş, Kırşehir halkının ağırlıklı olarak tarım ve hayvancılıkla geçimini sağladığını, ancak, Hükümetin politikaları sonucu kendi memleketlerinde açlığa mahkum edildiğini belirtti. Köylerde tarımı bitiren politikalar nedeniyle Kırşehir halkının göç etmek zorunda kaldığını ifade eden Demirtaş, şöyle konuştu: "Ahilik kültürünün merkezinde, yani Neşet Ertaş'ın yani Hacı Bektaş'ın memleketinde herkes yaşamak ister. Elbette ki her Kırşehirli burada kendi köyünde hatıraları arasında yaşamak ister. Biz bunu biliyoruz ama açlığa, yoksulluğa, gurbete mecbur kalınmışsa bu Kırşehirlinin kaderi değil bilinçli bir politikadır. İstiyorlar ki burada tarım yapamaz hale gelin. Köyünüzü terk edin. Büyük şehirlerde fabrikalarda işsizlik kuyruğunda bekleyin. Çünkü dışarıda bir işsizlik ordusu varsa, içeride çalışan işçileri az ücretler, köle gibi çalıştırmak kolay olur."
Kırşehir’in değerli yiğitleri, o gün mühür sizde, mühür kimdeyse Süleyman odur. O gün sultan sizsiniz. Sultanlığınızı gösterin ve doğru karar verin istiyoruz.
"Bir oyla çok şey değişir"
Demirtaş, Kırşehirlilere vereceklerin oyun çok önemli olduğunu ve çok şeyi değiştireceğini söyleyerek şöyle seslendi:
“Sizler Kırşehir’den destek verirseniz, bu selama selamla cevap verirseniz, uzattığımız bu eli tutarsanız, işte o zaman hep birlikte Yeni Yaşam'a doğru bir adım daha yaklaşmış olacağız. Siz hazırsanız biz hazırız. Siz görev verirseniz inşallah size layık bir siyaseti size layık bir performansı çizgiyi elbette ortaya koyacağız. Onun için biraz daha çalışmaya, biraz daha sabıra, biraz daha emeğe ihtiyaç var. HDP’nin barajı aşması için sizin o bir oyunuza ihtiyacımız var. Her oy kıymetlidir. Benim oyumla ne değişir demeyin, elinizdeki mühür, çocuklarımızın, torunlarımızın geleceğini belirleyecek mühürdür. Bir oyla ne değişir demeyin, bir oyla çok şey değişir. Beş yıl boyunca seçimden seçime sizi hatırlayanlara bir ders vermek için o mührü doğru kullanın, Kırşehir’in değerli yiğitleri. O gün unutmayın ki sultanlar falan para etmez. O gün mühür sizde, mühür kimdeyse Süleyman odur. O gün sultan sizsiniz. Sultanlığınızı gösterin ve doğru karar verin istiyoruz.”