.png)
Van Milletvekilimiz Adem Geveri, 2017 bütçe görüşmelerinde söz aldı. Geveri konuşmasında şunları söyledi:
7 Haziran seçimlerinden beri sahada günden güne kaybeden ve yeni yenilgilere maruz kalan AKP iktidarı bütün hıncını Kürt siyasetinden çıkarma yoluna gitmiştir. Bizleri, çerçevesini Cumhurbaşkanı ve Hükümetin belirlediği sınırlar içinde hapsetmeye, yandaşlar gibi hizaya getirmeye çalışanlar büyük bir yanılgı içerisindedir. Unutmayın! Adalet er ya da geç bir gün tecelli eder.
Bu bütçe kimin için yapılıyor?
Gördüğümüz ve anladığımız kadarıyla; bütçe hazırlık sürecinde, bütçe gelir ve harcamaların asıl muhatabı olan yoksul halk, farklı toplumsal kesimler, meslek örgütleri, emekçiler, sendikalar, üretenler her yıl olduğu gibi bu yıl da bütçe sürecinin dışında bırakılmış, istişare ve demokratik katılımcılık esası tamamen göz ardı edilmiştir.
Hükümetin ekonomi politikalarının güvenirliği kaybolmuştur. Cumhurbaşkanının ve AKP hükümetinin ısrarla sürdürmeye çalıştığı savaş dili ve politikaları güven bunalımını tamir edilemez bir noktaya taşımıştır. Ülke adım adım geri dönülmez felaketlerle dolu bir iç savaşa sürüklemiştir. Bu işin suçlusu ve siyasi sorumlusu da Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP hükümetidir.
AKP iktidarının uygulamaları intihar ve çöküşün habercisi
AKP iktidarının, darbe girişimini bahane ederek kendisine muhalif ve tehlikeli gördüğü kimseleri kamudan atması, totaliter ve otoriter rejimlerde görülen baskı ve sansür mekanizmasını etkin bir biçimde işletmesi, bağımsız medya kuruluşlarını kapatma, gazetecileri, yazarları, aydınları, akademisyenleri tutuklamaları, Kürdistan’da iletişim kanallarını, iletişim araçlarını ve iletişimi engelleme, gündelik hayatı inkıtaya uğratan uygulamaları ve millet iradesinin gaspı anlamına gelen belediyelere kayyum ataması yalnızca bir intiharın ve çöküşün habercisi değil, aynı zamanda kalıcı bir barışın ve istikrarın önündeki engeldir.
Türkiye taşeron köle cenneti haline geldi
AKP Hükümetleri tarafından uygulanan yanlış politikalar yüzünden sürekli olarak iş kazaları artmaktadır. İş kazalarının nedenleri arasında işçi sağlığı ve güvenliği konusunda gerekli önlemlerin yeterince alınamayışı ve taşeronlaşma sistemine gidilmesidir. Bakın, her özelleştirmeden sonra, yani ülke kaynaklarının yandaşlara peşkeş çekilmesinden sonra Türkiye’de taşeronlaşma ve köleleştirme sistemi yerleşmiştir. Türkiye, AKP döneminde neredeyse bir taşeron köle cenneti haline gelmiştir.
Nükleer macerasından vazgeçilmeli
Kurulumu uzun süren ve yüksek maliyetli olan, aynı şekilde ömrünü tamamlayan tesislerin sökülmesi işlemi de uzun süreli ve oldukça riskli olan Nükleer Santralleri kurma macerasından vazgeçmelisiniz. Nükleer Santralleri, gelişmişliğin, refahın ve insanları mutlu etmenin bir aracı olarak sunmanız yalnızca bir kandırmacadır. Nükleer enerji halihazırda dünyada yenilebilir enerjilerden daha az enerji üretiyor ve önümüzdeki yıllarda nükleer enerji payı da azalacaktır. Nükleer faaliyetlerden ders alan ülkeler, nükleer santrallerini kapatıyor ve yeni projelerini iptal ediyor.
Aynı şekilde yenilebilir enerji kaynaklarının kullanımı ile bir yandan ihtiyaç duyulan enerjinin temini ve arzı sağlanırken diğer yandan temiz yöntemlerle enerji üretimi yapılabileceğinden küresel iklim değişikliğinin önlenmesi veya en azından yavaşlatılması mümkün olabilecektir. Bu nedenlerle yenilebilir enerji kaynaklarından olabildiğince yararlanma bir tercih değil, zorunluluk olarak değerlendirilmelidir.
Bu milletin sırtında yük olmayın
Dağı, taşı, toprağı, dereyi metaya ve kâra dönüştürme hırsından bir an önce vazgeçmelisiniz. Halkın ve doğanın kendi yaşam alanlarını katletmeye ve yandaşlara peşkeş çekmeye hakkınız yoktur. Sözüm ona kalkınma adı altında üç beş sermaye elitini kalkındırmaktan başka bir amacı olmayan politikalarınızdan vazgeçmelisiniz. Bu milletin sırtında yük olmaktan vazgeçmezseniz eğer, bu millet en kısa sürede sizden hesap soracaktır.
8 Aralık 2016