HDP'li vekiller IŞİD çetelerinin saldırılarından kaçarak Mardin'in Midyat ilçesi Güven köyüne (Bacinê) gelen Ezidî yurttaşları ziyaret etti. Ziyarete Mardin Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Ahmet Türk, HDP Batman Milletvekili Ayla Akat Ata, HDP Mardin Milletvekili Gülser Yıldırım, HDP Mardin il yöneticileri, Mazıdağı, Savur, Dargeçit Belediyesi Eş Başkanları, sivil toplum örgütü temsilcileri, Alman Sol Parti Milletvekili Ulla Jelpke ve çok sayıda kişi katıldı.

Çok sayıda araç konvoyu halinde Midyat ilçesinden Güven köyüne giden grup, burada Êzidîler tarafından Güven köyü Êzidî halk evinde karşılandı. Selamlaşmanın ardından grup adına konuşan Mardin Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Ahmet Türk, Kürt halkına karşı yapılan saldırılara dünyanın ve tüm Avrupa'nın buna sessiz kalışına dikkat çekti. Türk, bu saldırıların sadece Arap halkına ya da Êzidî halkına yapılmadığını belirterek, "Bu saldırılar aslında tüm insanlığa karşı yapılan saldırılardır. Aslında bunlara kimse sessiz kalmamalıdır ve hiç kimse de bunlara sessiz kalmasın. Kürt halkının birliği bugün daha da güçlü olmalıdır" dedi.

Rojava'da ve Şengal'de bugün Kürt halkının verdiği direniş ile büyük bir mücadele sergilediğini söyleyen Türk, Rojava'da ilan edilen kantonlara rağmen saldırıların gerçekleştiğini, fakat Türkiye'nin bu saldırıları görmezden geldiğini söyledi. Türk, Şengal'de siyasi bir çalışmanın olmamasına rağmen Şengal'e yapılan saldırılara da dikkat çekerek, "Bugün Şengal'de hiçbir siyasi çalışma olmamasına rağmen Êzîdî halkına yönelik çok büyük saldırılar gerçekleşmektedir ve orada bulunan KDP kendi askerini çekmiş orada kendi halkını yalnız bırakmıştır. Bu durumdan da tüm halkımız sıkılmıştır. Bizler her zaman elimizi birbirimize vermeli ve beraber olmalıyız. Aynı zaman da şunu unutmayın ki Kürt halkı hiçbir zaman bu katliamları unutmayacaktır" dedi.

Başbakan Erdoğan'ın gece gündüz İsrail'in Filistin'e dönük saldırılarından bahsettiğini belirten Türk, sözlerine şöyle devam etti: "Erdoğan gece gündüz Filistin'den bahsediyor. Ama hemen yanı başında aç ve susuz bir şekilde yaşamını yitiren Kürt çocuklarını görmüyor. Eğer ben bugün başkan olsaydım bu çetelere 48 saat içinde ellerindekileri serbest bırakmalarını, aksi takdirde onlara saldıracağımı söylerdim. Fakat Erdoğan ne yapıyor, sessiz kalmayı tercih ediyor. Sessiz kalmak zulme ortaklıktır. Erdoğan her sözünde 'ben zulüm görenin arkasınayım' diyor ama aç ve susuz bir şekilde ölen Kürt çocuklarını görmüyor. Erdoğan Somali ve Filistin halkına sahip çıkıyor, fakat mesele Kürt halkı olunca sessiz kalmayı tercih ediyor. O zaman bizden nasıl oy talebinde bulunabiliyor."

Kürt halkının verdiği mücadele ile bugün dünyada büyük bir aktör rolünü aldığını ifade eden Türk, Kürt halkının bu durumundan dolayı yalnız bırakmak isteyen güçlerin olduğunu vurguladı. 21 yüzyılın Kürt halkının yüzyılı olduğunu dile getiren Türk, "Êzidî kardeşlerimiz bugün yaşanan çatışmalardan dolayı buraya ulaşmışlar. Biliyoruz ki yaşanan bu zulümlerden dolayı elbet kardeşlerimiz birbirine kavuşacak. Aynı şekilde bizler bu zulümden dolayı buraya gelen ve orda olan kardeşlerimize sahip çıkalım onları koruyalım ve onların sesine ses verelim. Şunu hiçbir zaman unutmayın. Siyasetimiz ve ruhumuz her zaman sizinle beraberdir" dedi.

Midyat Ezidî Evi Başkanı Ferhan Karaca ise, Kürt halkının Êzidî halkını kucaklamasından dolayı büyük bir memnuniyet duyduklarını belirterek, "Doğrusu Rojava'da bir Kürdistan kurulduğu zaman bizler artık yaşanan katliamlardan ve zulümlerden kurtulacağımızı düşündüğümüz için çok sevinmiştik. Ey Êzidî ve Kürt halkı, hepimizde biliyoruz ki bu vahşet planlı ve organizeli bir şekilde yapılmıştır. Aynı şekilde tarih bizi iyi biliyor ki eğer bizim silahlarımız elimizden alınmamış olsaydı, Şengal halkı teslim olmaz savaşırdı. Bundan 2 saat önce tüm silahlarımız alınıyor ve aradan geçen dört saatin ardında peşmergeler geri çekiliyor. Ne yazık ki namusumuz ayaklar altına alınıyor. Aynı şekilde YPG ve PKK olmasaydı bizler bu katliamlardan kurtulamazdık herkes bunu bilsin" diye konuştu. Karaca, pasaportları olmadığı gerekçesiyle dağlarda ve sınırlarda bekletilen Êzidî halkına da dikkat çekerek, bu konuda hemen bir yardımın yapılması gerektiğini, binlerce Êzidî halkının şu an tehlikede, ölümle burun buruna olduğunu vurguladı.

Alman Sol Parti Milletvekili Ulla Jelpke de, buradan Rojava'ya geçeceğini belirterek, Avrupa'da bu vahşet karşısında yaşanan sessizliğin kırılması gerektiğini kaydetti. Jelpke, "Avrupa'da bu sessizlik kırılmalı ve bu vahşete bir dur demelidir. Aynı zaman da bu halka yardım edilmelidir. Yardımlar gönderilmelidir. Ben buraya Şengal kadını, çocuğu ve Kürt halkı ile birlik olmak için geldim. Ben sizin sesinizin Avrupa'da her yere yayılmasını sağlayacak ve sizlere yardım edilmesi için her şeyi yapacağım" dedi.

Yapılan konuşmaların ardından misafirler Êzidî Evi'nin konuk odasına geçerek Şengal'den gelen grubun sorunlarını dinledi. Burada grup adına kısa bir açıklama yapan Avrupa Êzidî sözcülerinden Yılmaz Güney, Şengal'de yaşananların bir vahşet olduğunu belirterek, orada yüzlerce çocuğun katledildiğini, kadınların satıldığını ve bir insanlık dramının yaşandığını söyledi. Güney, Şengal ve Rojava içinde bir seferberlik olması gerektiğini belirterek, aynı zaman da gelen milletvekillerinden bu saldırılara ilişkin konuyu parlamentoya taşımalarını istedi.

Yapılan görüşmenin ardından misafirler Êzidî halkı ile bir daha selamlaşarak ayrıldı.

08.08.2014