Akat: Sayın Öcalan projeleriyle Ortadoğu’nun önündeki savaşı durduracağını net olarak gösterdi

Kobanî Kumpas Davasının 36’ncı duruşmasının birinci günü Sincan Kapalı Cezaevi Kampüsünde bulunan Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Duruşmada tutuklu siyasetçi Ayla Akat Ata savunma yaptı.

Tutuklu siyasetçiler duruşma salonunda hazır bulunurken, farklı cezaevlerinde bulunan siyasetçiler duruşmaya Ses Görüntü ve Bilişim Sistemi ile (SEGBİS) katıldı. Duruşmayı, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) avukatları ve Yeşil Sol Parti milletvekilleri de takip etti. 

Herkes 'vurun' derken biz 'yaşatın' dedik

Ayla Akat Ata, savunmasında şunları söyledi:

“Küresel bir şiddet sarmalının içerisindeyiz. Bugün Ukrayna, Rusya, Kosova ve Ortadoğu’da yaşanan çatışma tesadüf değildir. İsrail ve Filistin arasında çatışmalar yaşanıyor. Bu oyunları bozacak kişiler demokrasi ve barıştan yana olanlar olacaktır. Ülkenin kaosa çekilmemesi için sokaklarda olmak lazım.”

“Çözüm çadırlarını kurduğumuz ve çözüm talep ettiğimiz için açılan dosyalar var. Batman’da yargılandığım dosyalar halkımızın 9 Ekim, 15 Şubat ve 21 Mart Newroz’da barış talebi için yaptıkları eylemlere ilişkindir. Sayın Öcalan için özgürlük talebi eylemlerine katıldığım içindir. Batman dosyalarına dair yapmış olduğum savunmamı tekrar ediyorum. İddianameler hazırlanmadan önce fezlekeler tarafıma ulaştı. Söylenecek ekstra bir söz yok. Kürt sorunu vardır, Kürt sorunu için mücadele eden bir parti vardır. Herkes ‘vurun’ derken biz 'yaşatın' dedik.”

Aradan geçen bunca yıla rağmen değişen tek şey yok, çözülen tek şey yok

“9 Ekim 2009 tarihinde yaptığım bir konuşma yoktu ama olaylı bir gün olduğu için yargılama konusu yapıldı. İki dönem parlamentoda görev almış biri olarak,  9 Ekim 2012’de yapılmak istenilen yürüyüşü ve engellenmesini burada ifade etmeyi borç biliyorum. Halkımız bugün yine sokaktadır. 9 Ekim’de ne oldu diye soranlar sokakta bugün. Aradan 11 yıl geçmiş ama değişen tek şey yok. Geçen hafta Ankara'nın göbeğinde patlayan bir bomba var, ölen gençler var, çözülen tek şey yok. Biz farklı baktığımız için kriminalize edilmekle, yargılanmakla karşı karşıyayız. Her yaptığımız eylem, polis kamerası tarafından çekiliyor ama bir itirafçı kalkıp, ‘İl binasının arkasında eylemi örgütlüyordu’ diyor. E o zaman bizi her açıdan çeken polis de bizimle eylemi örgütlüyordu.”

Öcalan barış projeleri olan bir siyasi liderdir

“Bugün Sayın Öcalan şahsında Kürt halkı üzerinde geliştirilen komployu kınıyorum. Kürt halkı, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde 29 defa isyan etti. Bu gerekçeleri ortadan kaldırmayanlar, halkımızın özgürlük iradesi karşısında zulmü kullanıyorlar. Bugün heyetiniz de neden bu komployu kınadığımızı anlamıyordur. Bugün Kürt halkının bu topraklarda birlikte yaşama iradesinin önüne set çekmek isteyenlere karşı verdiği mücadele gerçekliği vardır. Tazyikli suyu ve gazı bunları söylediğimiz için yedik. O gün söyledim bugün de tekrar ediyorum; Sayın Öcalan Türkiye’ye getirildiğinde ortaya koyduğu projelerle Ortadoğu’nun önündeki savaşı durduracağını net olarak gösterdi. Ortaya konulan bir barış iradesi, bir halkın 'benim önderim' dediği Sayın Öcalan gerçekliği ve PKK’nin lideri var. Aynı zamanda barış projeleriyle siyasi bir lider oldu.” 

İmralı heyetinde yer alan devlet yetkilileri yargılanmıyor

“Sayın Öcalan iç barışın teminatıdır. Halklar kararını vermiştir. Halkın benim önderim dediği kişiyi siz bir odaya koysanız dahi Sayın Öcalan özgür olacaktır” sözlerinden dolayı yargılandığını ifade eden Ayla Akat Ata, “Sayın Öcalan bir önder olarak kabul ediliyor. Buna işaret eden kadınlar, aktivistler yargılanıyor ama İmralı heyetinde yer alan devlet yetkilileri yargılanmıyor. Hakan Fidan ve Oslo’da görüşmelere katılan heyet ifadeye çağrıldı ama sonradan anlaşıldı ki arkalarında devlet iradesi olduğu için ifade vermiyorlar. Sözümüz ve emeğimiz demokratik çözüm için. Barış süreci emekçisi olmuşsuz, şiddete çağrı yapacak bir sözümüz olmamış. Ya oturma eylemi yapıyoruz ya da darp edilip yerdeyiz. Geldiğimiz nokta bu. Bütün açıklamalarım ifade ve düşünce özgürlüğü kapsamındadır” şeklinde konuştu. 

Akat Ata, ayrıca Demokratik Özerklik Çalıştayında yaptığı sunumu okudu ve şöyle devam etti:

“Aradan yıllar geçmesine rağmen Türkiye halen yeni bir anayasa hazırlığı içinde. AKP’nin taslağında başkanlık vardı bizde de demokratik özerklik var. Kimin ne dediği komisyon tutanaklarında var. 2016’da yine bir darbe süreci yaşadık. O darbenin ardından ilan edilen OHAL ve hızlı bir şekilde başkanlık sistemi sonrasında tüm yetkiler cumhurbaşkanına geçti ve yeni bir cumhuriyet oldu. Demokratik bir cumhuriyet mi oldu, hayır. Üzerinden 13 yıl geçti. Cumhurbaşkanı hafta sonundaki kongresinde bir kez daha yeni anayasa dedi. Türkiye halkları yeni anayasa söylemleri ile kandırılıyor. Darbe anayasasını savunur duruma geldik. Yapım süreci önemsenmez, halk dinlenmez. Siyasi iktidar değişiyor, gelip anayasalarda rötuş yapıp gidiyorlar. Onların yaptıklarından dolayı biz yargılanıyoruz ama onlar iktidardalar.”

“Savunmanın devamında Kürt ve Kürdistan değerlendirmeleri de yer alacak. Kendi kaderini tayin hakkı açısından önemli bir konu olduğunu düşünüyorum. Bu konuda farklı tebliğlerde farklı yorumlarla bilgiler verildiğini görüyoruz. Ancak verilen bilgiler yorum farkı olsa da bir gerçeğin altını çizmektedir: Kürtler vardır ve Kürdistan’da yaşamışlardır” diyen Akat Ata, taleplerinin hiçbirinin tarihten ve gerçeklikten uzak olmadığını dile getirdi. 

9 Ekim 2023