AKPM, Türkiyeyi referandum sürecini uluslararası ilkelere uygun olarak yürütmeye çağırdı

Avrupa Parlamentosu Parlamenterler Meclisi (AKPM) İzleme Komitesi, Anayasa reformuna ilişkin dün bir bildiri yayınladı.

Cumhurbaşkanı'na geniş yetkiler veren Anayasa değişikliğine dair kaygılarını dile getiren AKPM İzleme Komitesi, bildiride tutuklu seçilmişlere, gazetecilere ve OHAL sürecine dikkat çekti.

Bildiride şu ifadeler kullanıldı:

İzleme Komitesi, Nisan 2017 başlarında yapılması öngörülen bir referandumun önünü açan, anayasa değişiklik teklifinin 18 maddesinin TBMM'de oylanması sürecini büyük bir ciddiyetle izledi. Türk halkının onaylaması durumunda, Anayasa değişikliği, parlamentodan başkanlık sistemine geçişle, Türkiye'nin siyasi sisteminde derin bir değişime neden olacak.

Geçmişte,15 Temmuz 2016'da askeri darbe girişimine karşı koymak da dahil olmak üzere demokrasiye olan bağlılığını göstermiş olan Türk halkı, siyasi geleceği konusunda bir karar verecek ve bu karar tam bir saygıyı hak ediyor.

Olağanüstü hal altında bir referandum yapılması ve Türkiye'nin güneydoğusundaki güvenlik operasyonlarının sürdürülmesi konusunda ciddi şüpheler bulunuyor.

Komite, teklifin parlamentoda kabul sürecinin hızlı, gergin tartışmalar ve gizli oylama ihlallerine sahne olmasına, önerilen değişiklikler konusundaki tüm parlamento tartışmalarının televizyonda sürekli yayınlanmamasına endişe ile dikkat çekiyor.

Komite, cumhurbaşkanına geniş yetkiler verecek olan anayasa değişikliğinin demokratik toplumlar için bir ön şart olan güçler ayrılığı, denge denetleme ve yargının bağımsızlığının garanti edeceği konusunda derin kaygılar taşıyor. Bu anayasa değişikliği, yasaların oluşturulması ve yürütmenin denetlenmesindeki temel rolünü büyük oranda parlamentondan alacaktır. İzleme Komitesi bu nedenle Venedik Komisyonu'ndan 10-11 Mart 2017'de yayınlanmak üzere bu temel meseleleri ele almak için anayasa değişiklikleri hakkında bir görüş hazırlamasını istemiştir.

Vatandaşlar, sözü edilen konular hakkında usulüne uygun olarak bilgilendirilme hakkına ve muhalif görüşler de dahil olmak üzere tüm görüşlere yeterli bir şekilde ulaşma hakkına sahiptir. Bu bağlamda komite, geçmiş seçimler sırasında gözlemlenen, özellikle de tüm siyasi güçlerin medyaya eşit olarak ulaşması veya idari kaynakların kötüye kullanılması şeklindeki eksikliklerin giderilmediğini hatırlatır.

Mayıs 2016'da 154 milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılmasıyla, muhalefet partisi HDP’li 11 parlamenterin tutuklu olması caydırıcı bir etki yarattı ve bu durum referandum sürecinde demokratik tartışmaların ciddi şekilde kısıtlanmasına yol açacaktır. Temmuz 2016'da olağanüstü hal ilan edilmesinden bu yana alınan orantısız önlemler (150 bin memurun işten çıkarılması, 100 bin kişinin yargılanması, 40 bin kişinin gözaltına alınması) ve KHK’lerin bireyler ve aileleri üzerindeki sonuçları son zamanlarda yetkililer tarafından yasal yollara başvurma adımlarını atılmış olmasına rağmen şüphe ve korku ortamı yarattı.

Haziran 2016 AKPM 2121 (2016) kararını hatırlatarak Komite, medya özgürlüğünün olmaması, halen gözaltında tutulmakta olan çok sayıdaki gazeteci (140'dan fazla), medya üzerinde önemli siyasi bir etkinin olması, TV ve radyo yayınlarında yeterince editoryal bağımsızlığın olmaması, ceza kanununun ve terörle mücadele yasası hükümlerinin sorun yaratacak şekilde keyfi olarak yorumlanması ve gazeteci ve insan hakları savunucuları üzerinde baskı olması konularındaki derin endişelerini yineliyor.

Yayınlanan 19 KHK ile çok sayıda STK, dernek, vakıf ve medya kuruluşlarının kapanması, anayasa değişikliği ile gündeme gelen karmaşık konuların güvenli bir ortamda tartışılması olanağını olanaklarını daha da zayıflatmıştır.

Türkiye'deki temel özgürlükler özellikle de ifade, medya ve örgütlenme özgürlüğü konusundaki mevcut kısıtlamalar ışığında, İzleme Komitesi, Türk yetkilileri referandumu Avrupa Konseyi ve Venedik Komisyonu yönergeleri ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde yer alan ilkelere uygun olarak organize etmeye ve yürütmeye çağırıyor. Yetkili makamlar bu konuları dikkate almazsa, Komite sürecin ve yeni anayasanın kendisinin genel meşruiyetinin sorgulanabileceğinden endişelenmektedir. Komite, Parlamenterler Meclisinin referandumu gözlemlemeye davet edileceğini ummaktadır.

Son olarak, İzleme Komitesi, gerek Siyasi İşler Komitesi gerekse de İzleme Komitesi tarafından önerilen acil Türkiye tartışma talebinin oy kullanan AKPM üyelerinin yaklaşık % 60'ının desteğine rağmen 23 Ocak 2017'deki oturumda üçte ikilik çoğunluğa ulaşamamasından esef duymaktadır. Bu nedenle İzleme Komitesi, Nisan 2017 oturumu sırasında "Türkiye'de demokratik kurumların işleyişi" üzerine bir tartışma yapılmasını istemiştir. Bu AKPM’nin Türkiye’deki son gelişmeleri tartışmasına, diyaloğa devam etmesine ve en üye devletlerden biri olan ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin ilk imzacısı olan Türkiye’nin Avrupa Konseyine yönelik yükümlülüklerini yerine getirmesini ve ülkenin demokratik istikrarının ve güvenliğinin artmasını sağlayacaktır.

26 Ocak 2017