Ali Atalan: Bilinmeyen dillerin ve dinlerin ülkesi: Türkiye


Son MGK toplantısından çıkan kararları eleştiren Mardin Milletvekilimiz Ali Atalan, 2017 bütçe görüşmelerinde şahsı adına aleyhte yaptığı konuşmada, yüz binlerce Êzidî’nin Türkiye tarafından tanınmadığına dikkat çekti. Birleşmiş Milletler ve Avrupa Parlamentosu gibi kuruluşların jenosit olarak tanımladığı 3 Ağustos Şengal-Êzidî soykırımının AKP tarafından halen kınanmadığını belirten Atalan, soykırımın Türkiye tarafından da tanınması amacıyla Meclise sunduğu kanun teklifinin Komisyonda bekletildiğini hatırlattı.

Atalan, konuşmasında şunları ifade etti:

BM ve AP Êzidîler için harekete geçti ama AKP’den ses yok

MGK'nin son toplantısında Êzidîlerin kadim yerleşim bölgesi Sincar'a yani Şengal'e gerekirse müdahale edilebileceğinden söz edilmiştir. Dün Dış İşleri Bakanı, bugün de Savunma Bakanı aynı şekilde operasyonların yapılabileceğini ima ettiler. 3 Ağustos 2014 yılında IŞİD tarafından binlerce Êzidî'nin hunharca katledildiği ve binlerce kadın ve çocuğun da aynı şekilde kaçırılıp başına neler getirildiği hepinizce malum. Bu soykırım dünyayı harekete geçirmiş, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Parlamentosu gibi kuruluşlar bunu jenosit olarak tanımlamışlardır. Nadia Murad gibi, IŞİD elinden kurtulan bir Êzidî kızı Birleşmiş Milletler tarafından iyi niyet elçisi seçilmiş ve Avrupa Parlamentosu tarafından da Saharov Ödülü'ne layık görülmüştür. Fakat nedense AKP Hükümeti şimdiye kadar bu soykırıma yönelik eleştirel bir söz söylemiş değil, kınamış değildir. Konuyla ilgili Meclise kanun teklifi verdik, maalesef halen Komisyonda bekletiliyor. Umarım yakın bir zamanda gündeme alınır ve kanunlaşır. 

Êzidîler farklı inançlarla hep barış içinde yaşamıştır

Bir Êzidî milletvekili olarak soruyorum ve Hükümetten net yanıt bekliyorum: Êzidîlerin size ne kötülüğü olmuş? Ne kötülüğü vardır? Gerek Osmanlı İmparatorluğu döneminde gerekse cumhuriyet tarihinde, yaşadıkları halklarla ve inançlarla birlikte barış içinde yaşamış, hiç kimseye zararı dokunmamıştır.  Doğrudur, Êzidîler kendi geleneksel direniş mazisine uygun ve saldırılara karşı savunmak amacıyla kendilerini örgütlemişlerdir. Ayrıca, bu örgütlülük hem Irak Merkezî Hükümeti tarafından hem de Kürdistan Bölgesel Hükümeti tarafından da resmen tanınmış ve kabul edilmiştir. Bunun neresi kötüdür, neresi tehlikelidir? Acaba AKP'li milletvekilleri biliyor mu, Türkiye'den Avrupa'ya göç eden, genellikle halen vatandaş olan yüz bine yakın Êzidî yaşamaktadır.

Bilinmeyen dillerin ve dinlerin ülkesi: Türkiye

Bu zihniyetin ne kadar tehlikeli ve çağ dışı bir zihniyet olduğunu göstermek açısından yaşanmış iki örnek vermek istiyorum. Êzidîlik Türkiye'de halen bir din olarak kabul edilmemektedir. Çünkü Diyanet İşleri Başkanlığı bir rapor hazırlamış, Êzidîlik bir din değilmiş(!) 

Sayısı 100 bini bulan kendi yurttaşlarının dinini kabul etmiyor ama ilginçtir, listede Taoizm ve Hinduizm var. Kürtçenin tutanaklara "X" olarak geçmesi gibi Êzidîlerin de dini, kimliklere "X" olarak yazılıyor. Yani "bilinmeyen", yani "dinsiz" anlamına gelecek bir işaret. İşte maalesef realitemiz budur. Acıdır ama gerçektir. Bilinmeyen dil ve dinlerin yaşandığı, belki dünyada tek ülke biziz. Bir kurumun, yani Diyanet İşlerinin, hangi inancın din olup olmadığına karar verme yetkisi ve hakkı da yoktur. Laiklik, bu devletin neresinde?

11 Aralık 2016