Eş Genel Başkan Yardımcımızın açıklaması:

Anadolu Ajansı Ankara Bürosu'nun dün akşam saatlerinde yayınladığı "Teröriste AB himayesi" başlıklı haber, AKP ve Saray kurmayların politik patolojisini yansıtmasının ötesinde tarafsız haberciliği gerektiren basın etiği ilkelerine de uygun değildir. Eş Genel Başkanlarımıza yönelik saygısız bir üslup kullanan ve insan zekasına hakaret niteliğindeki bu haberin derhal yayından kaldırılmasını talep ediyor, böylesi bir dil kullanan bir haber yayınladıkları için sorumluları kınıyoruz.

Bilindiği üzere Demokratik Çözüm ve Barış Süreci, bir "tek parti iktidarı ve Başkanlık" sevdası uğruna tıkanmış, tekrardan yoğun çatışma ve can kayıplarının yaşandığı günlere girmiştik. Partimizin tüm kurumları, çözüm sürecinin tekrar başlaması ve tüm siyasi sorunların siyasetle çözülmesini sağlamak amacıyla var güçleriyle çalışmakta, bunu öncelikli görevleri bilmektedirler.

Eş Genel Başkanımız Sayın Selahattin Demirtaş da heyetlerimizle birlikte gerçekleştirdiği diplomatik görüşmelerle, tıkanan Çözüm Süreci'nin önünü açmak, savaşı ve ölümleri sonlandırmak ve siyaseti sorunların çözümünde tekrar belirleyici düzlem, "müzakere"yi de temel siyasi araç olarak ön plana çıkarmak için çaba sarfetmektedir.

Konumu gereği tarafsız olması gereken Anadolu Ajansı, ilgili haberinde haber metni içinde "terör örgütü PKK ile arasına mesafe koymaktan kaçınan HDP yöneticileri" gibi bir ifadeye yer verebilmiş, AKP propagandistlerinin doktrinlerini objektif bilgiymişcesine kamuoyuna sunmuştur. Haberde görüşüne başvurulan iki uzmanın da ilgi alanlarının "barış" ya da "çözüm" süreçleri değil de "terör" olması Hükümetin Kürt meselesine bakışını yansıtmaktadır. Söz konusu uzmanlardan Emekli İstihbaratçılıktan Algı Yöneticiliğine terfi etmiş geçmişi karanlık ve şaibeli şahsın şu sözleri de "uzman görüşü" olarak aktarılmıştır: "Bölücü terör örgütüyle bağı olan HDP'nin Eş Genel Başkanları..."

İktidarını gayrimeşru bir çatışma ve kutuplaştırma politikasına sığınarak korumaya çalışan, bu uğurda Çözüm Süreci'ni ve onunla birlikte parlamenter demokratik rejimin işleyişini de tıkayan Saray-AKP çevrelerinin elinde bir propaganda aracına dönüşmüş bir kamu kurumu olan Anadolu Ajansı, yaptığı bu haberle, siyaset kurumunun kendisini kriminalize eden ve devlet aygıtına nüfuz etmiş otoriter zihniyeti de açığa vuran, Sarayın sivil darbesi dışında hiçbir şeye hizmet etmeyen bir yayına imza atmıştır.

Anadolu Ajansı sivil darbe yayıncılığına son vermelidir. Kurumun yöneticileri, faaliyetlerinin tüm yurttaşların ödediği vergilerle finanse edildiğini, savcılık ya da yargıçlık için değil gazetecilik için orada olduklarını ve ajans sayfalarının mahkeme yeri olmadığı gerçeğiyle bir an önce yüzleşmelidirler. Bu yayın çizgisinden sorumlu AKP üst akılları bilmelidir ki tıpkı Cumhurbaşkanı ve Başbakan gibi, uluslararası diplomatik görüşmeler yapmak, varlığıyla bir türlü barışamadıkları 6 milyon seçmenin oylarıyla seçilmiş HDP temsilcilerinin de en meşru hakkıdır.

Yine söz konusu haberde, halkıyla kavgalı bütün müflis muktedirlerin alamet-i farikası olan "Türkiye'ye düşman dış güçler" söyleminin kullanıldığı görülüyor. Haberi kaleme alan zihniyetin, ABD, Almanya, Avusturya, Yunanistan, Belçika, Hollanda ve İsveç devletlerini ve AB'yi "Türkiye'yi hedefine koyan ülkeler" olarak niteleyecek derecede uluslararası siyasi gerçeklikten kopmuş olduğu ve kirli bir psikolojik harp lügatında debelendiği görülmektedir.

Muhteşem bir düşüşün banal bir sahnesi olarak karşımıza çıkan bu haber ve bir parçası olduğu kampanya, IŞİD ve benzeri tecavüz ve katliam ordularına karşı hoşgörüsü ve Suriye politikalarının doğurduğu sonuçlar dünya kamuoyuna mal olmuş AKP'nin, elinde kalan Bakanlıklar aracılığıyla yürütebildiği umarsız bir PR faaliyetidir. Ulusal ve uluslararası basına yönelik sansür ve baskı politikalarıyla desteklenen toplumu sindirme amaçlı bu gayrımeşru propagandanın, öncelikle temel insanlık değerlerine aykırı olduğu ve insani potansiyelleri küçük gördüğü için, ama nihayetinde kararlılıkla yürüttüğümüz demokrasi ve barış siyaseti sonucu boşa düşmesi kaçınılmazdır.

Halklarımızı, iradelerini zehirlemeye kasteden bu dile rağmen Türkiye ve Ortadoğu'nun bir barış coğrafyası olacağına dair umutlarını kaybetmemeye, sorumluları Eş Genel Başkanlarımız, milletvekillerimiz ve yöneticilerimize yönelik bu saygısız ve kabul edilemez tutumlarını terk etmeye çağırıyoruz.

Halkların Demokratik Partisi
Basın ve Yayından Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı
Saruhan Oluç
1 Eylül 2015