Milletvekili adayımız Şerife Erbay, mecliste gençliğin mücadelesini temsil edecek adaylar arasında yer alıyor. Yıllardır mecliste gençlik adına hep başkalarının söz söylemesinden duyduğu rahatsızlığı dile getiren Erbay, "Artık yeter, kendi sözümüzü kendimiz söyleyeceğiz" diyor.

Gençlik Koordinasyonu kontenjanından İstanbul 2. bölge 4. sıradan milletvekili adayı gösterilen Şerife Erbay uzun yıllar yürüttüğü gençlik mücadelesini, meclise taşımak için yola çıkıyor. Sadece Erbay değil, bütün HDP'li gençler omuz omuza, meclisteki temsiliyetleri için çalışıyor. O nedenle Erbay, adaylığını tarif ederken, "Gezi'yi, Kobanê'yi yaratan gençliğin gücüne dayanarak buradayım" diyor.

Erbay ile Gezi Parkı'nda gerçekleştirilen söyleşiden öne çıkan noktalardan bir tanesi de Manisalı, Türk, Sünni, emekçi bir ailenin çocuğu olması. Emekçi bir ailenin çocuğu ve kadın olması dışında, ezen ve ezilen çelişkisini bu yüzden yoğun olarak yaşamadığını belirten Erbay, neden kendi inancından, ulusundan olmayanların mücadelesine böyle sıkı sarıldığını da bizlere anlatıyor.

Şerife, politika ile öğrencilik yıllarında tanışıyor. 2006 yılında Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi'nde yürüttüğü gençlik mücadelesini daha sonra politik çalışmaların ihtiyacı doğrultusunda Ankara ve İzmir'de gençlik mücadelesinin içerisinde sürdürüyor. Sosyalist mücadele geleneğinden geldiğini belirten Erbay, gençleri de bu doğrultuda mücadeleye katma amacıyla yıllarca hareket ettiğini anlatıyor. Bu yıllardan itibaren hem gençlik hem de kadın mücadelesi alanlarında mücadele veriyor.

Erbay, konuşmasına neden devrimci mücadelede yer aldığını anlatarak devam ediyor. Erbay'ın hangi çelişkiler yaşayarak mücadelede yer aldığına ilişkin bir soruya verdiği yanıt ise şöyle oldu: "Birçok insan kendi bireysel ezilmişliği üzerinden mücadele etme kararı alıyor. Ulus, mezhep, cinsiyet çelişkisi gibi pek çok çelişkiyi yaşayarak mücadeleye katılmış. Ancak ben Türk Sünni bir ailenin çocuğuyum. Emekçi bir ailenin çocuğu ve kadın olma dışında yoğun bir şekilde ezen ezilen çelişkisini yaşamadım. Ama ailenin yetiştiriş koşulları ile ilgisi var. Ailem hümanist, tüm ulusları seven, tüm inanç gruplarına eşit seviyede yaklaşan bir aileydi. Bu bakış açısı ile yetiştirdikleri için hiç dokunmadığım Kürtlere, LGBTİ'lere, Alevilere çok rahat yaklaşabildim. Üniversiteye gittiğimde ise bu ezilenlerin mücadeleleri ile tanışmış oldum. Bunun bende yarattığı etki çok büyük oldu. Özellikle bir genç kadın olarak, daha çok mücadelenin içerisinde bulunma ihtiyacı hissettim. Üniversitede yaşanan eğitime dönük hak gaspları, eşitsiz eğitim sistemi, gençlerin isteğine dönük bir eğitim planlaması olmadığı için üniversitede akademik demokratik mücadele ile de buluşmuş oldum."

Herkesin farklı çeşitlemelerle tarif ettiği, "AKP faşizmi," "AKP diktatörlüğü," "Erdoğan'ın baskısı" vs, nasıl ifade edilirse edilsin, halkların artık bıktığı, uğruna isyanlar yarattığı bu politikalar, Erbay'ın da hayatta, mücadelede durduğu yeri oldukça etkilemiş. Tüm bu baskılara karşı HDP'nin bir alternatif olarak ortaya çıktığını belirten Erbay, neden HDP'nin içerisinde yer aldığını şu sözleri ile anlatıyor:


"Gençlik yüzünü HDP'ye dönüyor"

"AKP'nin diktatörlüğü, baskısı, emperyalist politikaları, katliamları, Gezi ve tüm toplumsal hareketlere yönelik saldırılarına karşı ezilenlerin bir isyanı vardı. HDP bir alternatif olarak ortaya çıktı. Ciddi anlamda AKP'yi korkutan ve onun politikalarına ket vuran bir bileşim oluştu. HDP'nin kendisini demokrasi temelinde var eden ve tüm uluslara, inançlara eşit seviyede duran bir politikası var. Aynı zamanda Yeni Yaşamla buluşturan bir stratejisi ve programı var. Ben herkesin yüzünü HDP'ye döndüğünü düşünüyorum. Biz kuruluşundan itibaren yüzümüzü HDP'ye dönmüştük, seçimler ile bu talepler daha da fazla somutlaşmış oldu. Yeni yaşamı somutlaştırarak ilk adımı atmak istiyoruz, gençlerden doğru da bunun yansıması olacaktır. Ekonomi, sağlık, politik özgürlükler kapsamında ne varsa, AKP'yi aşan nasıl talepler varsa hepsinin HDP'de karşılık bulduğunu düşünüyorum."

HDP kurulduğunda yeni yaşam çağrısı yaptı, bu yeni yaşam çağrısını yaptığı en önemli kesimlerden birisi de gençler oldu. Yeni Yaşam Çağrısı gençler için ne anlam ifade ediyor?

Erbay, geleceğe dair bir anlatım olmasına rağmen, HDP'nin yeni yaşam fikrini bugünden hareketle, hayal olarak değil somut planlar olarak anlatıyor. "Yeni Yaşam Çağrısı tüm ulusların, inanç gruplarının, gençlerin, tüm canlıların demokrasi çerçevesinde birbiri ile fikir alışverişi yapabildiği, aynı zamanda eşit haklara sahip olduğu özgürlükler temelinde bir yaşamı ifade ediyor. Kimsenin kimse üzerinde hakimiyet kurmadığı, demokratik bir öz yönetim biçimini ifade ediyor. Bugün gençler, üniversitelerde kendi öz yönetimlerini oluşturdukları, tüm üniversite bileşenlerinin yani öğrencilerin, akademisyenlerin, işçilerin eşit bir şekilde kendilerini temsiliyet düzeyi yarattığı, meclise dayalı bir üniversite yönetimi istiyoruz. Bu herkesin kendi iradesini yansıttığı özerk bir üniversite modeli olmuş oluyor. Parasız, nitelikli, bilimsel bir eğitim istiyoruz. Aynı zamanda transfobik, homofobik, cinsiyetçi eğitimin olmadığı, tüm kimliklerin özgürce kendilerini var edebildiği bir eğitim sistemi istiyoruz. Liselerde ise sınav sistemi en çok mağduriyet yaşanan uygulama. Sürekli şifre skandalları ile sınava giriyor liseliler. Bu sınav sisteminin kaldırıldığı daha eşit nitelikli bir sistem istiyoruz. Aynı zamanda genç işsizler ve çocuk yaşta çalıştırılan insanlar var, çok sayıda işçi katliamı yaşanıyor. Biz çocuk işçiliğinin son bulduğu, iş güvenliğinin alındığı, katliamların önlendiği bir biçim istiyoruz.

Kadın ve trans katliamlarına çok fazla şahit oluyoruz. Özgecan Aslan'ın katledilmesi ile kadınların öfkesi doruğa ulaştı, kadın isyanı sokakta kendisini gösterdi. Genç kadınlar da bu isyanın bir parçasıydı. Biz katliama uğruyoruz, öldürülüyoruz, her gün tacize tecavüze uğruyoruz, devlet yargı işbirliği ile bu sürdürülüp gidiyor. Bunun son bulmasını istiyoruz. HDP tam da bu taleplerimizi ortaklaştıran bir zeminde duruyor.

Aynı zamanda kritik noktalardan birisi de şudur; bizim adımıza hep başkaları politika yaptı. Biz Gezi'de, Kobanê serhildanında hep sokaktaydık ama bizim mecliste temsiliyetimiz hiç gerçekleşmedi. Şimdi HDP'de yüzde 20 gençlik kontenjanı var, aynı zamanda gençlerin kendi sözünü söylediği, politikanın da deneyime ve yaşa bakmaksızın gençlerin de bu alanda söz söyleme hakkı olduğunu söylüyor. Biz gençler olarak kendimizi HDP'de var ederek, 'Yeter artık' diyoruz. Artık kendi sözümüzü söyleyeceğiz."

HDP'nin genç adaylarının çoğunluğunu kadınlardan oluşmasını yorumlayan Erbay, kadınların mecliste olmasının önemini vurguluyor.

"Diğer partilerin aday listelerine baktığımızda bırakalım kadın kotası uygulamasını, çok sınırlı sayıda kadın aday var. HDP'de ise yüzde 48 oranında kadın temsiliyeti var. Bu kadınlar arasında ise çok fazla genç arkadaşımız var. HDP'nin aday listesine tam bir renk cümbüşü diyebiliriz. Şu ana kadar hiçbir partinin adaylarında olmadığı kadar farklı kesimden, rengarenk adaylar var. HDP'nin kendini var ediş biçimi zaten böyle ancak bu bugün sokağa da yansımış durumda. Bizim görüştüğümüz gençlik örgütleri de bunu ifade ediyor, bugüne kadar HDP'yi hiç düşünmemiş kesimler de bunu ifade ediyor, özellikle genç kadınlar bunu ifade ediyor. 'Bizi çok heyecanlandırıyor, özellikle genç kadınların mecliste olması çok önemli' yorumları alıyoruz."

Artık çok daha geniş kitlelere sesleniyorsunuz, bu sizde nasıl bir değişime yol açtı?

Erbay, soruyu bir yandan heyecanla, bir yandan almış olduğu sorumluluğun farkındalığı ile yanıtlıyor. Adaylığının söz konusu olduğu zaman kendisini sorgulama sürecine girdiğini ifade eden Erbay, konuşmasını şu şekilde sürdürüyor:

"Bugün genç arkadaşlarımızla buluşurken, 'Sizin temsilciniz olacağız' diyoruz. Onca genç Gezi'den Rojava'ya tüm direnişte yer aldılar, biz bu direnişin sesiyiz diyoruz, Özgecan'ın, Ali İsmail'in hesabını soracağız diyoruz. Bize büyük bir sorumluluk yüklüyor, aynı zamanda çok onurlandırıcı bir sorumluluk bu. Bireysel bir çıkış benim yapabileceğim bir durum değildi, HDP'ye gönül vermiş tüm arkadaşlarla kolektif bir çalışma. Özgüvenliyim, bu özgüven politik birliğimizden geliyor. Nasıl ki isyanlarda, barikatlarda, zindanlarda gençlik kendini var ettiyse onların gücüne yaslanarak buradayım. Gezi'nin Kobanê direnişinin gücüne yaslanarak buradayım. Bunları düşündükçe daha fazla umutlu oluyorum, kendimi daha güçlü hissediyorum."

Milletvekili adayımız Şerife Erbay, mecliste gençliğin mücadelesini temsil edecek adaylar arasında yer alıyor. Yıllardır mecliste gençlik adına hep başkalarının söz söylemesinden duyduğu rahatsızlığı dile getiren Erbay, "Artık yeter, kendi sözümüzü kendimiz söyleyeceğiz" diyor.

Gençlik Koordinasyonu kontenjanından İstanbul 2. bölge 4. sıradan milletvekili adayı gösterilen Şerife Erbay uzun yıllar yürüttüğü gençlik mücadelesini, meclise taşımak için yola çıkıyor.