
Mardin Milletvekilimiz Ali Atalan, Meclis'te yaptığı konuşmada gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Anayasa değişikliği teklifinin tartışılma şekli ve usulü açısından tarihe kara bir leke olarak geçeceğini belirten Atalan şöyle konuştu:
Ülke gündemini gölgeleyen ve domine eden Anayasa değişikliğiyle ilgili bazı hususlara dikkatinizi çekmek istiyorum. Malum, ikinci tur oylama da eğer birinci tur gibi sonuçlanırsa 18 maddelik bu paket halk oylamasına sunulacak; sunulacak ama nasıl? Konunun teknik içeriğine ve olası sonuçlarına ilişkin birçok şey konuşuldu ama hangi şartlar altında, nasıl bir atmosferde seçim olacak, seçmen sandık başına nasıl gidecek? Bu konu yeterince dikkate alınmamaktadır.
Ortalama demokratik bir ülkede sıradan bir anayasa değişikliği veya yasa değişikliği teklif edildiğinde öncelikle komisyonda etraflıca ele alınıp farklı görüşteki uzmanlardan, farklı görüşteki STK'lardan görüş alınır, kamuoyunda ve basında farklı kesimlerce kapsamlı bir şekilde tartışılır. Bu, maalesef yapılmamıştır. Bu teklifin Parlamentoya getirilişi, Parlamentoda tartışılma şekli ve usulü açısından tarihe kara bir leke olarak geçeceği aşikârdır. Hedeflenen referandumun gerçekleşmesi durumunda içinden geçtiğimiz koşullara bir bakalım. OHAL rejiminin ülkenin bütününde egemen olduğu daha geçenlerde Meclisin önündeki müdahaleden de anlaşılacağı üzere, insanlar özgürce gösteri ve toplantı yapamıyorken bu referandum nasıl demokratik koşullarda gerçekleşebilir, merak ediyorum.
AKP, devlet eliyle partimizi tasfiye etmeye çalışmaktadır
Türkiye'nin üçüncü büyük partisinin eş genel başkanları, grup başkan vekilleri, milletvekilleri, belediye eş başkanları, partimizin yüzlerce yöneticisi ve üyesi çökertme operasyonlarıyla tutuklanmışken, bölgede partimizin il ve ilçe kongrelerini bile rahat yapamıyorken, seçim bölgem Mardin başta olmak üzere birçok bölgede özel güvenlik bölgeleri ilan edilmişken bu referandumun demokratik geçeceğini ve sonucun meşru olacağını kim söyleyebilir, kim garantileyebilir? Bu bağlamda, daha geçen hafta Nusaybin'de başta belediye eş başkanlarımız Sara Kaya ve Cengiz Kök olmak üzere birçok arkadaşımız gözaltına alınmıştır. Siyasi operasyonlarda AKP'nin il ve ilçe teşkilatları âdeta devlet eliyle partimizi tasfiye etmeye çalışmaktadır.
"Biat et, rahat et" diyen uysal bir Başbakan...
Ahmet Türk gibi hümanist bir kişiliğe yönelik sergilenen tutum ortadayken, kurgulanan bu tekelci siyasi sistemle neler yapılabileceğini öngörmek için kâhin olmak gerekmiyor. Burada sormak istiyorum: Bu Anayasa değişiklik süreci normal demokratik ve olağan koşullarda, yani ülke belirli bir normalleşme sürecine girdikten sonra olmuş olsaydı ne zararı olurdu, merak ediyorum. Her şeyden önce sormak lazım: Neden bu acele?
Hemen hemen herkes, mevcut Anayasa'dan yani 82 Anayasası'ndan haklı olarak şikâyet eder, herkes değiştirilmesinden yanadır ama burada görülmesi gereken bariz ve aleni bir tutarsızlık mevcuttur. Anayasa'nın en antidemokratik, en çağdışı ve günümüzle hiç uyuşmayan yasaları mevcutken ve öncelikle bunlar değiştirilmesi gerekirken, özellikle mevcut durumda siyasi bir hükûmet krizi ortada yokken, üstüne üstlük "Biat et, rahat et." diyen uysal bir Başbakan Hükûmetin başındayken bu türbülanslı dönemde mutlak iktidar hırsıyla Anayasa'nın bu bölümünü değiştirmeye kalkışmak ne anlama gelir?
Eskiye takılmayan, köhnemiş bir anlayışı savunmayan özgürlükçü, demokratik, uygar bir cumhuriyet anayasası oluşturmak isteyen bizim partimizdir.
18 Ocak 2017