
Urfa Milletvekilimiz İbrahim Ayhan, devam eden Anayasa görüşmelerindeki konuşmasında değişiklik paketinin risklerine dikkat çekti.
Ayhan şöyle konuştu:
Toplumun bir kesiminin, siyasal partilerin bir kesiminin bu mevcut değişikliği güçlü itirazlarla kendi yaşam alanlarına, kendi düşüncelerine, kendi siyasal çalışmalarına yönelik bir tehdit olarak algılarken, bu getirilen sistemin baskıya ve kaba güce dayalı bir otorite olmadığını söylemek mümkün müdür?
Türkiye gibi çoğulculuğun sosyolojik olarak gerçekleştiği bir ülkede çok derin fay hatları var. Biz normal bir coğrafya üzerinde yaşamıyoruz. Örneğin, 90 yıllık bir Kürt sorunu var, etnik bir problem var Türkiye'de, bu birinci fay hattı. İkinci fay hattı inançsal; Alevi ve Sünni ekseninde gerçekleşen ve hâlen günümüzde sorun alanı olarak, çatışma alanı olarak yaşadığımız bir fay hattıdır. Bir üçüncü fay hattı da yaşam tarzı üzerinedir, muhafazakârlık ve seküler yaşam tarzı üzerinde toplumda müthiş derecede bir kaygı ve endişe durumu söz konusu. Dolayısıyla, bu kadar güçlü fay hatlarının olduğu bir yerde demokratik otorite, karizmatik otorite, geleneksel otoritelere rağmen baskıya ve kaba güce dayalı bir otorite inşa ettiğiniz zaman bu çok ciddi çatışma ve sıkıntılara sebep olacaktır.
Diyelim ki bir sorun var bu ülkede ve siz bu sorunu ortadan kaldırmak için böyle bir sistem getiriyorsunuz. İyi niyetle yaptığınızı varsayalım. Bu 'iyi niyetle yaptığınız şey' demokratik esaslara göre gerçekleşmiyorsa, yarın öbür gün iktidardan gittiğiniz zaman bumerang gibi size dönecek. Kötülüklerin olması, sorunların olması, sıkıntıların olması yaşamın doğası gereğidir. Alman felsefeci Nietzsche, "İnsanlar en kötü hastalıklarına, hastalıklarıyla mücadele ettikleri yöntemler sayesinde yakalanmıştır" demiş. Yani, siz yöntemi iyi kuramazsanız, hastalığı iyileştireyim derken çok kötü hastalıklara bulaşabilirsiniz.
19 Ocak 2017