
Hukuk ve İnsan Haklarından Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcımız Aysel Tuğluk, partimize dönük saldırılara ilişkin genel merkezimizde basın toplantısı düzenledi.
Toplantının başında partimize dönük gözaltı ve tutuklama operasyonlarına ve saldırılara ilişkin bilgi veren Tuğluk, 15 Temmuz'dan itibaren yürütülen siyasi operasyonlarda toplam 8 bin 432 kişi gözaltına alındığını, aralarında eş genel başkanlarımızın ve milletvekillerimizin de bulunduğu 2 bin 360 partilimizin tutuklandığı belirtti.
Tuğluk konuşmasını şöyle sürdürdü:
Açıkladığımız bu somut verilerle, yapılan saldırıların büyüklüğü açığa çıkmış bulunuyor. Bu tabloda, bizim açımızdan önemli bir nokta da şudur; parti binalarımıza baskınlar yapıldığında özellikle resmi evraklarımıza el konulmak isteniyor. Dolayısıyla siyasi faaliyetlerimiz engellenmeye çalışılıyor. Bununla ne hedefleniyor, ona değinmek isteriz.
-Bombaların sorumlusu AKP İktidarıdır
HDP olarak her zaman barıştan ve yaşamdan yana tutum aldık. Bundan sonra da bu tutumumuzu sürdüreceğiz. Ancak son 1,5 yıldır patlayan bombaların sorumlusu kimdir? Neden barışçıl bir süreç içindeyken, bugün bombalar patlıyor, insanlar hayatlarını kaybediyor? Bunu doğru analiz etmek gerekiyor. Biz bunun, doğrudan sorumluğunun Hükümet’te olduğunu düşünüyoruz. Bombalamaları engelleyemedikleri için, sorumluluğu bir başka yere atmaya çalışıyorlar. Bu olaylarla ilgili gerekli engellemeyi beceremeyenler sorumludurlar. İçişleri Bakanı başta olmak üzere ilgililer istifa etmelidir. Çünkü sorumluluk iktidardadır. Sorumluluğu partimize yüklemek akıl karı değil.
Bu olayları gerekçe göstererek, bunu bir fırsata dönüştürüp HDP’siz bir referandum gerçekleştirmek amaçlanıyor.
HDP birlikte yaşamın güvencesidir
HDP bu saldırılar, bu baskılar, bu tutuklamalar karşısında elbette ki kendi meşru varlığını koruyacaktır. Geri adım attırmak gibi bir niyet varsa bundan kesinlikle sonuç alınamayacaktır.
Biz bu topraklarda birlikte yaşamın güvencesiyiz. Halkımıza verdiğimiz sözün gereği olarak, demokratik siyasette ısrarlıyız ve tüm baskılara rağmen devam ettirmekte kararlıyız.
Şunu öneriyoruz iktidara; eğer gücünüz yetiyorsa, HDP ile siyasi mücadele yürütün. Bunu yapamadıkları için tutuklamalarla sonuç almaya çalışıyorlar. Buradan bir sonuç çıkmaz.
Biz, şuna karşıyız; tek adam rejimi. Bu tutumumuz, iktidar tarafından bir engel olarak görüldüğü için partimize bu kadar büyük saldırılar yapılıyor. Biz tek adamlığı diktatörlük olarak görüyoruz. Karşı çıktığımız budur.
Demokrasiyi, barışı, birlikte yaşamı içeren bir model ortaya konulsa elbette ki destekleriz ama ortada böyle bir proje yok. Biz halklarımızın yararına olmayan hiç bir projede yer almayız.
Halk bu politikadan rahatsız. İktidarın politikaları halk tarafından kabul görmüyor. İktidar, halka rağmen bu operasyonları yapıyor. Halk barış istiyor. Halk, barış sürecine yeniden dönülmesini istiyor. HDP’yi etkisizleştirmek, aslında barışı ıskalamaktır. Aslında birlikte yaşamı ıskalamaktır. Bunun da zararını halklarımız görüyor maalesef.
Ne yazık ki bu politikaları yürüten de bu ülkenin Cumhurbaşkanı. Biz çözümü demokratik siyasette, birlikte yaşamakta görüyoruz. Tüm bu saldırılara rağmen, bu hukuk ve akıl dışı uygulamalara rağmen biz barışta ısrar edeceğiz. Bir an önce, halklarımız arasında kutuplaşmaları oluşturmadan, yol yakınken barışa dönelim. Konuşalım. Konuşarak çözemeyeceğimiz hiçbir şey yok…
Tuğluk gazetecilerin sorularını ise şöyle yanıtladı:
-Milletvekilleriniz birer birer tutuklanıyor. Meclis'te olmaya devam edecek misiniz?
Milletvekillerimizin tutuklanmasını kınıyoruz. Ancak Meclis'teki çalışmalarımız devam edecek. Bizi Meclis’e halk gönderdi. Biz halkla gelişmeleri paylaştık. Halkın, bileşenlerimizin isteği Meclis’te mücadele etmek. İktidar bizi siyasetin dışına atmak istiyor, ancak biz demokratik siyasette ısrar edeceğiz.
-Dün 3 parti bir araya geldi ve bir açıklama yapıldı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ne konuşuluyor, bilmiyoruz. Bir Milli Cephe arayışı söz konusu. Bu Milli Cephe kime karşı, ne oluşturmak istiyorlar, bilmiyoruz. 6 milyon insanın iradesini yok saymak niye? Memleketin hayrına bir şey konuşuluyorsa HDP neden çağrılmıyor?
Umut ediyoruz ki, liderler hayırlı şeyler için bir araya gelmişlerdir. Demokrasiyi özgürlükleri konuşmak için. Ama çok da öyle görünmüyor.
15 Aralık 2016