Grup Başkanvekillerimiz Pervin Buldan ile İdris Baluken, mecliste “iç güvenlik paketi”ne ilişkin basın toplantısı düzenledi. Toplantıya milletvekillerimiz Nursel Aydoğan, Hasip Kaplan, Ertuğrul Kürkçü, Sebahat Tuncel, Adil Zozani, Ayla Akat Ata, Selma Irmak ve Aysel Tuğluk katıldı. Toplantıda konuşan Baluken, Türkiye’de toplumun daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlük ve daha fazla barış talebine karşı AKP Hükümeti’nin ve grubunun topyekün bir saldırısı ile karşılık verdiğini belirterek, “Bu saldırılara karşı her geçen gün büyüyen toplumsal muhalefeti sindirmek amacıyla AKP, hukuk devletini tamamen ortadan kaldırarak, polis devleti uygulamalarını meşrulaştıracak, ülkenin dört bir tarafını OHAL sıkı yönetimini aratmayacak yasalara teslim edecek ‘İç güvenlik’ yasasını zorba yöntemlerle dayatmaya devam etmekedir” dedi.

‘Parlamentoda yaşananlar kara bir leke’

Yasanın Meclis Genel Kuruluna geldiği günden itibaren parlamento çatısı altında yaşananların ülke tarihine kara bir leke olarak geçecek kadar vahim boyutlara ulaştığını vurgulayan Baluken, “Bir taraftan AKP’li milletvekillleri, muhalefet vekillerine sayısal çoğunluklarına güvenerek baskı ve şiddetin tüm aşağılık yöntemleriyle saldırmakta, diğer yandan da AKP’li Meclis Başkanvekilleri, İç Tüzük ve Anayasayı hiçe sayarak, Genel Kurul’u AKP iradesine tamamen teslim eden uygulamaların altına imza atmaktan imtina etmemektedirler. İç Tüzüğün ve hukukun AKP’li Meclis Başkanvekilleri tarafından ortadan kaldırılması, Meclis işleyişine inen otoriter bir darbenin ta kendisidir, açık bir faşizm arayışıdır” ifadesinde bulundu.

21 Şubat 2015 tarihinde Genel Kurul çalışmasının tüm oturumlarında ortaya çıkan tablonun egemenliğin kayıtsız şartsız milletten alınıp, AKP’ye teslim edilmek istenmesinin açık bir göstergesi olduğuna vurgu yapan Baluken, muhalefetin İç Tüzük’ten kaynaklı yasama çalışmalarını tartışma hakkı, usul ve esasla ilgili söz hakkının gaspından, kapatılması gereken oturumların devam ettirilmesine kadar AKP’li Meclis Başkanvekilleri tarafından korsanvari yöntemlerle tamamen ortadan kaldırılmak istendiğini söyledi.

‘Meclisbaşkanvekilleri AKP’nin talimatıyla hareket ediyor’

Cumartesi günü yapılan oturumların birçoğunun, diğer usulsüzlükleri bir kenara, sadece İç Tüzük 68’inci maddeye göre bile gürültü ve kavgadan dolayı Genel Kurul’un kapatılmasını gerektiren oturumlar olduğuna işaret eden Baluken, “Burada AKP’li Meclis Başkanvekilleri İç Tüzük yerine AKP grubunun talimatları doğrultusunda hareket ettikleri için oturumları devam ettirmiş, Genel Kurul’u adeta AKP grup salonuna çevirme konusunda biran bile tereddüt etmemişlerdir. Grubumuz, bu durumu günlerdir Meclis Başkanı ve Başkanvekilleri ile yaptığı görüşmelerle aşmaya çalışmaktadır. Ancak tüm çabalarımıza rağmen taraflı ve yanlış uygulamalar devam etmekte, bu durum Meclis’te tansiyonu her gecen gün daha fazla yükseltmektedir” diye konuştu.

Yasanın önümüzdeki günlerde devam edecek olan görüşmeleri esnasında yükselen bu tansiyonun daha büyük sorunlara yol açabileceğini, can kaybı dahil olmak üzere telafisi mümkün olmayan ağır sorunlar yaratabileceği konusundaki kaygılarını kamuoyu ile paylaşmak istediklerini kaydeden Baluken, “Yaşanacak tüm olumsuzlukların vebalinin AKP’li Meclis Başkanvekilleri başta olmak üzere yasa tasarısını zorba yöntemlerle geçirmeye çalışan AKP Hükümeti ve grubunda olduğunu açık bir şekilde ifade ediyoruz. Ağır toplumsal ve siyasal sonuçlara yol açabilecek bu gerilimin düşmesi için AKP’li Meclis Başkanvekillerini İç Tüzüğe ve hukuka uygun bir şekilde tarafsız bir yönetim sergilemeye AKP Hükümetini ve grubunu ise Meclis iradesini teslim almaya çalışan zorla şiddet yöntemlerine son vermeye çağıryoruz” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı ve Başbakanın tavrına rağmen HDP grubu olarak gerilimin artmaması ve tansiyonun düşmesi adına şiddet yaklaşımlarından uzak durmaya çalıştıklarını, vekillerine ve gruplarına yönelen şiddet karşısında meşru savunma hakkını kullanma dışında azami bir çaba içerisinde olduklarını belirten Baluken, “Bu çabamızın bundan sonraki oturumlarda da devam edeceğini, grubumuza ya da vekillerimize yönelecek şiddet konusunda ise boyun eğmeyeceğimizi ifade ediyoruz” dedi.

‘Giderek büyüyen bir toplumsal gerilim var’

Meclis’teki gerilimle beraber giderek büyüyen bir toplumsal gerilimin işaretlerini gördüklerini, bu gerilimin getireceği bütün ağır sonuçlardan da AKP Hükümeti ve grubunun sorumlu olacağını açık bir şekilde deklare ettiklerini vurgulayan Baluken, “Bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra bu yasaya karşı demokratik tepkisini ortaya koyan STK’ler ve halkımızla birlikte olacağımızın bilinmesini istiyoruz. HDP olarak toplumsal barışımızı tehdit eden çözüm süreci üzerinde demoklesin kılıcı şeklinde duran demokrasi karşıtı bu yasanın biran önce Genel Kurul’dan çekilmesi çağrımızı bir kez daha yinelemek isteriz” ifadesinde bulundu.

Öte yandan AKP Hükümetinin bir taraftan yaklaşan genel seçimlerle ilgili içerisine girdiği dramatik düşüşü engellemek ve HDP’nin yükselişini önlemek, diğer taraftan da gündemde olan güvenlik yasasını meşrulaştırmak için tehlikeli provakasyonları devreye koyduğunu vurgulayan Baluken, Ege Üniversitesi’nde geliyorum diyen bir can kaybının yaşanması sonrasında birçok merkezde ırkçı, linçci güruhların polis işbirliği ile HDP teşikilatlarına ve halka saldırılar yapılmasını bu kapsamda değerlendirdiklerini söyledi.

‘Saldırıların sorumlusu AKP’dir’

Baluken şu ifadelerde bulundu: “İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Mersin, Kocaeli, Kayseri, Eskişehir, Adıyaman ve Erzzurum’da düğmeye basılmış gibi eş zamanlı olarak devreye giren bu saldırıların sorumluluğunun AKP Hükümetinde olduğunu açık bir dille ifade ediyoruz. Bu saldırıları ve bu saldırıların arka planındaki kirli zihniyeti şiddetle kınıyoruz. HDP’nin demokratik siyaset yapma hakkına yönelecek tüm saldırıların gerek çözüm süreci açısından, gerekse de ülkemizin demokratik geleceği açısından ne anlama geleceğini en iyi AKP Hükümeti bilir. AKP Hükümetini toplumsal barış ve demokratik geleceğimiz için bu provokatif saldırılardan vazgeçmeye çağırıyoruz. Tüm halkımıza bu provakasyonlara karşı uyanık olma ve tahriklere kapılmama çağrımızı, meşru savunma hakkını saklı tutmak kaydıyla burada yinelemek istiyoruz.”

Baluken AKP’nin saldırılarından derhal vazgeçmesi gerektiğini vurgulayarak, “Yol yakınken kendinden önceki hükümetleri de alaşağı eden zorba yöntemleri biran önce terk etmelidir” dedi.

Çözüm süreci ile ilgili soruları da yanıtsız bırakan Baluken, arkadaşlarının Kandil dönüşü bir açıklama yapacağını açıklamada çözüm sürecinin geldiği nokta ve AKP’nin yaklaşımının geniş bir şekilde ele alınacağını söyledi.

‘Türkiye politikalarında köklü değişime gitmelidir’

Şah Fırat operayonuna ilişkin sorulara da cevap veren Baluken, operasyonun Türkiye’nin Suriye ve Rojava politikasının ne kadar yanlış olduğunu ortaya koyduğunu belirterek, “Türkiye Suriye ve Rojava politikasında köklü dğeişimlere gitmesinin tam zamanıdır. Orada oluşan öz yönetimlerin Türkiye karşıtı ollmadığı düşmanlık taşımadığı görülmüştür. Türkiye’ye düşen yanlış algı ile Türkiye halkını yönetmekten vazgeçmektir. Oradaki halkın öz yönetimini tanıma yeni bir Suriye ve Ortadoğu politikasını şekillendirme en iyi yöntem olacaktır” dedi.

İç Güvenlik tartışmaları ile ilgili olarak AKP’nin uzlaşma yoluna girmeye çalıştığını söyleyen gazetecilere Baluken, Eğer AKP samimiyse uzlaşma yolu aramakta, tek yol paketin geri çekilerek komisyona verilmesidir” dedi. Baluken AKP’den böyle bir yaklaşımı görmedikelrini söyledi.
,
23.02.2015