1978 Nazilli doğumlu olan Eskişehir Milletvekili Adayımız Barış Sulu, Muğla Üniversitesi Restorasyon bölümünü bitirdi. Ardından Hacettepe Üniversitesi Sınıf Öğretmenliği, Akdeniz Üniversitesi Sahne ve Dekor Tasarımı bölümlerini bitiren Sulu, şu an Anadolu Üniversitesi İç Mimarlık bölümünde eğitimine devam etmektedir.

2000-2012 yılları arasında Kaos GL Derneği’nde ve LGBTİ Derneklerinin yönetim kurullarında yer alan Sulu, Öteki Erkekler kitabının editörlüğünü üstlenmiştir. 2013 yılında 6 trans erkeğin eğitim hayatlarını anlatan ve 5 ülke, 25 ilde gösterilen "Dikkat! Okulda Trans Var" belgeselini çeken Sulu, Trans Danışma Merkezi’nde çalışmalarını sürdürüyor.

"Konunun öznelerinin kendi dertlerini anlatması bambaşka bir şey” diyen Sulu, “Mevcut parlamentoda birkaç vekil LGBTİ hakları için çok çalıştı. Bu çalışmalar çok değerli ama etkili olamıyor. Mecliste açık eşcinsel kimliğiyle bir vekil olursa, diğer vekiller de ağızlarından çıkan lafları, söylemlerini ona göre seçecek. Değişim daha hızlı gerçekleşecek" dedi.

Eskişehir Milletvekili adayımız Barış Sulu, “Seçmen ziyaretlerinde diğer adaylar LGBTİ anlatıyor, ben başka konuları. Zaten en önemlisi de bu. Herkes birbirinin sorununu dillendirmeye başlayınca sorunlar çözülecek” diyor.

“Amacım LGBTİ görünürlüğü sağlamak” diyen Sulu sözlerini şöyle devam ettiriyor:

“20 yıldır kendi kendimize toplantılar düzenleyip duruyoruz, kendimiz konuşup kendimiz dinliyoruz. Ama milletvekili adaylığı, iki ay boyunca görünür bir şekilde LGBTİ meselesini konuşmak anlamına geliyor. Altıncı sıradan aday olmama rağmen ulusal ve uluslararası medyaya en çok röportaj veren adaylardan biriyim. Tabii bunun yanı sıra son iki aydır hiç olmadığı kadar tehdit ve hakaretle karşılaştım. Demek ki doğru bir şey yapıyoruz.”

Eskişehir Milletvekili adayımız Barış Sulu ile bir günlük seçim çalışması yapan bianet’ten Çiçek Tahaoğlu’nun söyleşisinin devamı şöyle:


Peki, seçim çalışmaları kapsamında Sulu’nun bir günü nasıl geçiyor?

"Dün Ankara’daydım. Güne adliyede başladım. Beni hedef gösteren Yeni Akit hakkında suç duyurusunda bulundum. Ardından Hacettepe Tıp Fakültesi’nde cinsiyet geçişi konusunda bir panelde konuşmacıydım."

Benimle buluştuğu gün ise sabah Ankara’dan Eskişehir’e yola çıkıyor ve Sulu ile Eskişehir’de metal işçilerinin basın açıklamasına katıldıktan sonra tren garında buluşuyoruz. Ardından HDP il binasına uğrayıp diğer adaylarla iletişime geçiyor ve seçim bildirilerinden bir avuç kapıp sokağa çıkıyoruz.

Ülkedeki gergin siyasi atmosfer dolayısıyla, Eskişehir’de seçim çalışmalarını tüm adaylar bir arada gerçekleştiriyor. Sulu, daha önce seçim araçlarının lastiklerinin patlatıldığını, dolayısıyla araçları seçim ziyareti yapmayacakları zaman bir park yerinde tuttuklarını anlatıyor.

Bildirileri dağıtmaya başlamak için diğer adayları ve HDP gönüllülerini bekliyoruz. Adaylardan Rukiye Güven ve HDP Kadın Koordinasyonu’ndan Benevş Beyaz gelince, üçü bildirileri dağıtmaya başlıyor.

Müzik seti yok ama Rukiye Güven “Biz’ler HDP, Biz’ler Meclise” diye şarkılar söyleyerek dağıtıyor bildirileri. Yaşanan gerginlikleri de aynı neşeyle tatlıya bağlıyorlar.

Tepki gösterenler çoğunlukla 16-20 yaşlarında genç erkekler. Kendilerine uzatılan kağıtların üzerinde HDP’yi görünce, Kurtlar Vadisi’nden çıkma bir beden diline bürünüyorlar, gerinerek yürümeye, kaş göz işaretleri yapmaya başlıyorlar. Ama herhangi bir sorun yaşanmıyor.


Biz okuyup sonra başkasına veririz

Seçim bildirisi dağıtılırken dışarıdan gözlem yapmak gerçekten eğlenceli. Bildiriyi okuyup geri verenler, yırtıp atanlar, adayların boynuna atlayıp sarılanlar, “Bize çok uzak değil ama çok yakın da değil” diyenler…

HDP seçmeni ise kendiliğinden geliyor. Genç Kürt bir erkek grubu, adayları tanıyor ve “Bizim köye gelmiştiniz siz” diyerek bildirilerden birer tane daha alıyor.

Kızlı-erkekli bir grup, oylarını zaten HDP’ye vereceklerini söylüyor, biraz sohbetten sonra tam ayrılırken, bildirileri dağıtanların milletvekili adayları olduğunu duyunca seviniyorlar, hepsini tek tek ve tekrar tekrar sarılıp öpüyorlar.

Başka bir genç grup, adayların elindeki bildirilerin azaldığını görünce “Bizler okuyup sonra başkasına veririz, merak etmeyin” diyorlar.

Adaylarla seçmenler uzun uzun siyaset konuşuyor. En çok gündeme gelen konular: Eskişehir’deki Kürtlerin hepsi HDP’ye oy verirse bir milletvekili çıkacağı, şehirlerdeki tüm Kürtler HDP’ye oy verirse barajın çok kolay aşılacağı, Selahattin Demirtaş’ın sempatikliği ve Batılıların HDP’ye oy verip vermeyeceği.

Herkes birbirinin sorununu dillendirmeye başlayınca sorunlar çözülecek

Herkes kandırılmış hissediyor

Ellerindeki bildiriler bitince bir çay molası veriyoruz. Adaylar 27 Mayıs’ta Eskişehir’de düzenlenecek mitingde Figen Yüksekdağ’ı yüzlerce bisikletle karşılayacaklarını konuşuyorlar. Bisikletlerin nereden bulunacağı, bisiklete binmeyi bilmeyenlere üç tekerli bisikletlerin nasıl bulunacağından bahsediyorlar neşeyle.

Saat 18:00 olunca, Eskişehir Kadın Koordinasyonu Adalar’da seçim standı kuruyor. Sulu da LGBTİ kontenjanından kadın standında takılabiliyor.

Sulu, yoldan geçenleri çevirip eşcinsel olduğunu söylemiyor tabii ki. “LGBTİ konusunu seçmen ziyaretlerinde konuşuyoruz. Hatta çoğu zaman benim anlatmama gerek olmuyor. Bazen Rukiye (Güven) LGBTİ anlatıyor, ben yoksulluk. Zaten en önemlisi de bu. Herkes birbirinin sorununu dillendirmeye başlayınca sorunlar çözülecek” diyor.

Kurulan standa “LGBTİ hakları için, kent için, çocuklar için, gençlik için, kadınlar için, hayvan hakları için, eğitim için, barış için SOR” yazılı bir pankart açılı. Sokaktan geçenlerin en çok ne sorduğunu merak ediyorum. Sulu yanıtlıyor:

“'Barajı geçtiğinizde AKP’yle koalisyon mu yapacaksınız?' diye soruyorlar. AKP’ye en çok kim muhalefet yapıyor? Biz. Ama artık herkes sürekli olarak kandırıldığını düşünüyor. Toplumda bir yılmışlık söz konusu. Bunun yanı sıra, yanımıza gelip ‘O barajı aşın, bu adamı ancak siz durduracaksınız’ diyen de o kadar çok insan var ki.”