Newroz, geçmişten bugüne, yüzyıllardır özgür ve onurlu bir yaşam için mücadele, zalimlere karşı direniş günüdür. Halkların kimliklerine, kültürlerine ve dillerine güçlü bir şekilde sahip çıktıkları, özgürlük haykırışını en güçlü dile getirdikleri gündür.

2014 Newrozu'nda, ‘Demokratik Kurtuluş, Barış ve Özgürlük Manifestosu’nun, Türkiye halklarının eşitlik mücadelesi için açtığı yeni başlangıcın birinci yıldönümünü de kutluyoruz. Milyonlar, geçtiğimiz yıl sayın Abdullah Öcalan'ın Türkiye halklarının ve Ortadoğu’nun geleceğinin, halkların kardeşliğine dayalı özgür ve demokratik bir yaşamla taçlanacağı müjdesine şahitlik ediyordu.

Ne var ki, AKP iktidarı, bir yılın sonunda, barış ve çözüm sürecinin kendisine yüklediği görevlerin hiçbirini üstlenmedi; halklarımızın barış yürüyüşünün önündeki engelleri kaldırmadığı gibi, Gezi Direnişi’ne karşı giriştiği zalim bastırma harekatıyla barış iklimini yerle bir etti.

AKP, sürecin gereği olan yasal düzenlemelerden kaçındı: TMK’yı kaldırmadı, binlerce KCK tutuklusunun, hasta ve çocuk tutsakların cezaevinden çıkarılması için adım atmadı. Yeni, demokratik, eşitlikçi ve özgürlükçü anayasa çalışmalarını baltaladı. Kısacası, demokratikleşme fırsatını kendi iktidarı için harcadı. Çözüm sürecini zamana yayarak boşa çıkarırken, Rojava’ya karşı her türlü uğursuz politikanın uygulayıcısı oldu.

Buna karşılık Kürt özgürlük hareketi ise gerek İmralı ve Kandil, gerekse TBMM nezdinde Türkiye halklarına karşı sorumluluklarının ve üç aşamalı barış ve çözüm planının gereklerini yerine getirdi. Çözüm sürecinin hasar görmemesi için büyük siyasi fedakarlıklar üstlendi ve süreci bugüne kadar kararlılıkla sürdürdü.

Bir yıl önce, 2013 Newrozu’nda ortaya konan hedefler bugün de geçerlidir. Bu hedefler gerçekleşmeden, Ortadoğu ve Türkiye halklarının özgür ve demokratik bir yaşama kavuşması mümkün değildir. Bu gerçeklik Rojava’da görüldü. Rojava Devrimi, Ortadoğu'da yaşayan halklara barış, demokrasi, eşitlik ve özgürlük mesajı verdi. Halkların demokratik ve özgür geleceğine yol gösteren bir gelişme oldu.

Türkiye’nin demokrasi ve barış güçleri, 2013 Newroz mesajlarını, bugün de güçlü bir şekilde sahiplenip, bu çağrının amaçlarını bir demokrasi ve özgürlük programı etrafında gerçekleştirme mücadelesini sürdürüyor.

Bu yıl bir kez daha tarihi bir Newroz yaşanacak. Kürt halkı ve Türkiye’deki tüm halkların varlığının, kimliğinin ve kültürünün anayasal ve yasal güvenceye alınması; her düzeyde anadilinde eğitiminin kabul edilmesi; halkların kendilerini yerinden yönetmesinin ifadesi olan özyönetimin, demokratik özerk yerel yönetimlerin inşası bu dönemin mücadele hedeflerinin başında geliyor. Bunlar aynı zamanda Türkiye’nin demokratikleşmesi için de gerekli olan adımlardır.

Farklılıkları tekleştiren anlayışı etkisizleştirmek, tüm farklılıkların özgürlüğünü ve eşitliğini, kendini yönetme imkanlarını yaratmak; kadın-erkek eşitliğini yaşatarak toplumsal cinsiyetçiliği ortadan kaldırmak; Hakikatleri Araştırma Komisyonu’nun kurulmasını sağlayarak Türkiye tarihinin karanlık sayfalarının aydınlatılmasını gerçekleştirmek; yıkılan adalet ve hukuk sistemini demokrasiyi temel alarak yeniden oluşturmak; tüm siyasi tutsakların serbest bırakılmasını sağlamak; Kürt halk önderi Abdullah Öcalan ile başlatılan diyalogun yasal çerçeve içinde müzakerelere evrilmesini ve üçüncü bir tarafın kolaylaştırıcı ve sorun çözücü rol oynamasını gerçekleştirmek; AİHM’nin, sayın Öcalan’ın ‘‘ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla ilgili olarak şartlı salıverme olanağı tanınması kararı’’nın takipçisi olmak bugünün acil görevleri arasındadır.

Bu yılki Newroz kutlamaları yerel seçim çalışmalarının da zirvesi olacak. Newroz coşkusu 30 Mart’a taşınacak. HDP-BDP ortaklığına verilecek oylar ve seçimlerde ortaya çıkacak sonuç, barış ve çözüm için mücadele edenlerin elini güçlendirecek.

HDP olarak biliyoruz ki, siyasal, sosyal, kültürel ve uluslararası boyutu olan Kürt sorunu ancak köklü demokratik adımlarla çözülebilir. Ancak demokrasi ve barış güçlerinin sürece güçlü müdahaleleriyle AKP’nin oyalama politikaları geçersizleşir. Emek ve demokrasi güçlerinin ısrarlı ve kararlı mücadelesi barışın kazanılmasını sağlar. Türkiye’nin emekçilerini, aydınlarını, emek örgütlerini, kadın ve çevre hareketlerini, demokratlarını, gençlerini, emeklilerini bu mücadeleyi güçlendirmeye çağırıyoruz.

HDP olarak, ortak ve demokratik bir geleceği gerçekleştirme hedefine sahip çıkarak mücadelemizi sürdüreceğiz. Özgürlük ve eşitlik için mücadele ederek, Türkiye'de barışı ve demokrasiyi kazanacağız.

Bütün diller, kültürler ve inançların özgür ve eşit olduğu, barışın kazanıldığı bir yaşam için bugün daha büyük bir sorumluluk altındayız. Küçük politik hesaplarla demokratik çözüm sürecini baltalamak isteyenleri tarih de toplum da affetmeyecek.

Tüm bölge halklarının Newroz bayramını içtenlikle kutluyor, barış için meydanları coşturan halklarımızın özgürlük ve eşitlik heyecanını selamlıyoruz.

Sebahat Tuncel – Ertuğrul Kürkçü
HDP Eş Genel Başkanları
20 Mart 2014