Başaran: "Cenazeyi yıkamıyorum" demek siyaset yapmaktır

Batman Milletvekilimiz Ayşe Acar Başaran, Mecliste devam eden bütçe görüşmelerinde söz alarak şu ifadeleri kullandı: 

Antalya'da Emniyette intihar süsü verilerek katledilen Murat Araç’ın ailesi Emniyete gitti, morga yönlendirildi cenazenin orada olduğuna dair, cenazeyi aldı ama cenazeyi camiye götürdüğünde cenazenin yıkanmasına izin verilmedi, cenazenin Ceylanpınar'a götürülmesi için bir ambulans verilmedi. Cenaze Ceylanpınar'a götürüldü yoğun güvenlik önlemleri adı altında, defnedilene kadar her türlü tacize maruz kaldı. Aile taziye yeri istedi, kayyum atanan Ceylanpınar Belediyesi taziye yeri vermedi; aile çadır açtı taziyesini kabul etmek için, çadıra saldırıldı, çadır ortadan kaldırıldı.

Dini vecibelerin yerine getirilmesine engel oluyorsunuz

Tarihte olmayan bir şeyi siz keşfetmiş oldunuz. İnsanların cenazesini defnetmesine, dini vecibelerini yerine getirmesine bile engel oluyorsunuz. Şunu bir kez daha buradaki din adamlarından sormak gerekiyor: Bizim dinimizde ya da İslam dininde aforoz var mı? Siz bir insanın kendi dinî vecibelerini yerine getirmesi için camiye girmesini engelleyebilir misiniz? Bir kişi gitti, talep etti, diyelim; siz camide sela okunmasını engelleyebilir misiniz? Dinen, dinen soruyorum, artık hukuku geçtim; en büyük referansınız İslam dini olduğu için soruyorum. Engelleyebilir misiniz? Engelleyemezsiniz ama sizin iktidarınız bunu engelledi. Diyarbakır'da, Batman'da, Türkiye'nin dört bir yanında insanların cenazelerini yıkamaları için yer tesis etmediniz. İnsanların cenazelerini yıkamamaları için, imamları tehdit ettiğiniz için imamlar gelip cenazeleri yıkamadı. Cenaze arabası vermediniz, taziye yeri vermediniz. Peki, bunun bir açıklaması var mı?

Bir cenazenin duasını engellemek kimsenin aklına gelmemiş 

Bakın, hukukta gömülme hakkı diye bir şey yok, onu söyleyeyim çünkü hiç kimsenin aklına gelmemiş bu. Bir cenazenin defnedilmesinin engellenmesini, bir cenazenin yıkanmasının engellenmesini, bir cenazenin duasının edilmesinin engellenmesini hiç kimse düşünememiş, düşünemediği için de ihtiyaçlara göre oluşan hukuk kuralları düzenlenmemiş, böyle bir ihtiyaç duyulmamış bugüne kadar. Ama anladığımız o ki biz bir gün iktidara gelirsek sırf siz ve sizin gibilerin bir gün iktidara gelme olasılığı üzerinden bir kanun maddesi yapmamız gerekiyor insanların cenazesinin defnedilmesini engellememeniz için.

"Cenazeyi yıkamıyorum" demek siyaset yapmaktır

Birkaç gün önce Anayasa Mahkemesi bir karar verdi, "İmamlar siyaset yapamaz" dedi ama siz, imamlara siyaset yaptırıyorsunuz. "Cenazeyi yıkamıyorum" demek siyaset yapmaktır. O kişi öldükten sonra artık üzerinde hiçbir suç olmadığı kabul edilir dinen. Hiçbir imam dinen "Yıkamıyorum" diyemez, derse siyaset yapar ve siz, o imamlara siyaset yaptırıyorsunuz. Hani, Anayasa Mahkemesinin kararı?

Mezar taşı kıranlar olarak geçtiniz

Siz yine tarihe mezar taşı kıranlar olarak geçtiniz ve mezar taşları için soruşturma açanlar olarak geçtiniz. 10 Ekim’de gar patlamasından sonra 100'den fazla insan hayatını kaybetti IŞİD saldırısı nedeniyle. Bunlardan bir tanesi Aycan Kaya, Batmanlıydı. Bir mezar taşı yaptırdı ailesi, mezar taşı önce değiştirildi, sonra bir soruşturma açılmış kendisine yönelik "Terör örgütü propagandası yapmak." PKK/KCK'ye bağlamış, oradan PYD'ye bağlamış, bütün harfleri yan yana koymuş ve bu aileyle ilgili bir soruşturma başlatmış. 

Mezar taşından propaganda çıkarıyorsunuz

Bir mezar taşının neresi propaganda? Bir cenazenin neresinden propaganda çıkarıyorsunuz? Bakın hem yerel mahkemelerin hem uluslararası ve Anayasa Mahkemesinin verdiği bu yönde kararlar var. Siz, bir mezar taşından propaganda çıkarıyorsunuz. Bu da tarihte bir ilktir ve siz bu başarının altına imza atmış oldunuz, kendinizi tebrik edin ve bununla övünün. Daha kaç tanesini saymamız gerekiyor bunun için?

Cenazeler günlerce bekletiliyor. Aileler gidip cenazelerini istiyorlar, "Gidin, kurda kuşa yem oluyor." diyorlar. Bu sadece sizin iktidarınız döneminde var. Savaş olur, çatışma olur, çatışmada ve savaşta hayatını kaybedenler olabilir ama onlar üzerinden siz ailelere ceza veremezsiniz. Siz şu anda onların yanında ayrıca aileleri cezalandırıyorsunuz ve buraya her geldiğinizde de eşit yurttaşlıktan söz ediyorsunuz. Ve her buraya geldiğinizde de Kürtlerin ve Türklerin eşitliğinden söz ediyorsunuz halkların. Nasıl bir eşitlik anlayışı bu? İnsanlar kendilerini nasıl eşit hissedecekler? İnsanlar cenazelerini alamazken, insanlar cenazelerini gömemezken, insanlar cenazeleri için sela bile okutamazken, insanlar cenazeleri için taziye çadırı bile kuramazken, her gün hedef gösterilirken, kendi cenazesine gittiği için gözaltına alınıp tutuklanırken, kendi mezar taşı için, çocuğunun mezar taşı için soruşturmaya maruz kalırken nasıl kendini eşit bir yurttaş olarak hissedecek bu ülkede? Nasıl bu Hükümet, bu iktidar benim yanımda diyecek? Bu kadar gündür konuştuğunuz bütçe nasıl benim diyecek? Nasıl böyle hissedecek? Hissedemiyor işte.

Duygusal bağlar her geçen gün biraz daha kopuyor

Ondan sonra insanların tercihlerini sorguluyorsunuz. Daha kötüsü olur, daha da kötüsü olur, siz bunu yaptıkça insanlar arasındaki kalan küçücük bağlar da, kalan o duygusal bağlar da her geçen gün biraz daha kopuyor; her geçen gün biraz daha kopuyor. Bütün bunların sonucu olarak Ankara'da, birkaç metre ötemizde, çok yakınımızda bir cenaze mezardan çıkartıldı. İşte bu politikaların sonucu. Eğer siz cenazeleri ayrıştırırsanız, eğer siz mezarları ayrıştırırsanız birileri de gelir cenazeleri çıkartır. Birileri de gelir, bunun üzerinden bir linç politikası uygular. Bu yol, yol değildir. Bence işte tarihimize sürdüğünüz bu kara lekeyi bir an önce temizleyin. Bunun ne size ne bize ne Türkiye halklarına faydası yoktur. Bu yanlıştan, bu kafa karışıklığından, bu çıldırmışlık halinden bir an önce vazgeçmeye davet ediyorum sizi.

Batman olarak biz sizden vazgeçtik  

Batman olarak biz sizden vazgeçtik, siz de bizden vazgeçin. Batman kendine yetebilecek bir şehir, yeter ki oradaki kaynaklara dokunmayın, bırakın oradaki kaynaklar Batman'a harcansın. Biliyorsunuz ki Batman petrolüyle ünlü bir şehir. Batman aslında petrolle şehir olan bir şehir. Keşke Bakanımız da burada olsaydı, o da dinleseydi de. Batman'ı şehir yapan, dediğim gibi, petroldü. Siz ne yaptınız? Son dönem içerisinde, aslında Batman'ın kalkınmasına en büyük katkıyı sağlayan TÜPRAŞ özelleştirildi. Türkiye Petrolleri kalmıştı, günbegün küçültülüyor, küçültülüyor, küçültülüyor, onun da özelleştirme yolunda gittiğini biliyoruz. Yani Batman'ın tek kaynağı olan petrole de el uzatmış vaziyettesiniz. Her gün işten çıkarmalarla karşı karşıya Batman ve istatistiki veriler de gösterdi ki Batman Türkiye sıralamasında son 3'te. Düşünün ki en büyük petrol yataklarının olduğu bir il ama o il işsizlik sıralamasında Türkiye'de sondan 3'üncü şehir olarak karşımıza çıkıyor.

Batman tarihi, kültürel yapısı açısından çok zengin bir il. Bir Hasankeyf vardı. İktidar biraz vicdanlı olsaydı, biraz Batman halkının talepleri doğrultusunda davransaydı, Ilısu Barajı yerine Hasankeyf'i daha da çok korur, orası şu anda dünya çapında bir kültür merkezi olabilirdi, o da olmadı. Bu arada, Hasankeyf AKP'nin en çok oy aldığı ilçemiz ancak oradaki esnaf şu anda Hasankeyf'ten çıkartılıyor, onlar da bir şekilde işsizliğe mahkûm ediliyor.

Tek vaadiniz koruculuk 

Batman'ın yine AKP'nin en fazla oy aldığı ilçelerinden biri de Sason. Sason, tarihi, kültürel zenginliği ve doğal zenginlikleri açısından gerçekten Türkiye'de görülmesi gereken bir yer ama Sason'da sizin tek vaadiniz koruculuk. Şu anda Sason gençlerin sürekli göç ettiği bir yer ve dediğim gibi, bu gençlere sizin tek vaadiniz "Gidin, korucu olun." Gençler geliyor "Vekilim, bizim bu atamalarımız ne zaman olacak" diyorlar ama siz diyorsunuz ki: "Bırakın atanmayı; öğretmen olmayın, doktor olmayın, avukat olmayın, gidin korucu olun." Çünkü, siz savaşı daha da derinleştirme peşindesiniz.

Batman'ın bir de belediyesi vardı, hatırlarsınız, kayyum atadığınız. Her gün belediyeden işçi çıkartmaları oluyor. Hani, işsizlik o kadar düşük ya, biraz daha işten çıkartabilirsiniz. İşsizlikte sondan 3'üncüyüz ama her gün belediyeden işçiler işten çıkartılıyor. Bugün de Batman Belediyesinden hiçbir gerekçe sunulmadan 40 kişi işinden edildi. İşte, sizin Batman'a reva gördüğünüz tam da yine bu. Her geldiğinizde defaten gelip ziyaret ettiğiniz ve her ziyaretinizde de istihdam olanaklarının oluşacağı, buranın bir cazibe merkezi hâline getirileceği iddialarınız var, iddiadan öteye gitmiyor, hâlâ Batman'ın durumu ortada.

Batman'da o atadığınız kayyum çok güzel işler yapıyor (!) Yaklaşık yedi aydır Batman'ın yolları köstebek yuvası. Batman'ın en fazla iş yapan çarşı merkezi altı yedi aydır iş yapamaz halde. Her yer köstebek yuvası. Bir yol yapıyorsunuz, bitmeyen bir yol. O yürüdüğünüz yol var ya sürekli söylediğiniz, o yol gibi bir yol herhâlde, bitmiyor. Esnaf kaç aydır perişan, her gün müjde veriyor kayyumunuz. 29 Ekim’de bitecekti, işte aralık bitiyor, hala her gün müjde veriyor: "Bitiyor da, bitiyor…" Bitmiyor. Esnaf zaten iş yapamıyordu, zaten ülkeyi içerisine sürüklediğiniz durumdan dolayı Türkiye'nin dört bir yanında esnaf kan ağlıyor, bir de, yaptıkları ufacık işi de, onu da, işte, yolları köstebek yuvasına çevirerek engellemiş oluyorsunuz. İşte, Batman'a vaatleriniz bu.

Hadi size oy vermeyenleri düşünmüyorsunuz, biliyoruz- bari size oy verenleri düşünün. Sizi görmek istemiyorlar, sizden iş istiyorlar, sizden oraya bir kalkınma getirmenizi bekliyorlar, sizin gül yüzünüze hasret değiller. Her gün zaten gelip üç beş kahveyi dolaşıp propagandanızı yapıyorsunuz, insanlar artık propaganda duymak istemiyor, insanlar artık gerçekten refah ve huzur içerisinde yaşamak istiyor. 

21 Aralık 2017