Başaran’dan kadınlara: İktidarın oyununu bozmak bizim elimizde

Kadın Meclisimiz, bu sabah kadınlara yönelik gerçekleştirilen operasyona ilişkin Genel Merkezimizde açıklama yaptı. Açıklamada konuşan Kadın Meclisi Sözcümüz Ayşe Acar Başaran, şunları söyledi: 

Kadın mücadelesine ve hareketine yapılan bir operasyondur

Kadın Meclisi olarak yeni dönem yol haritasını belirlemek için bir araya geldik. Ancak yine bir AKP-MHP klasiği ile uyandığımız bir sabah oldu. Bu sabah saatlerinde, Ankara merkezli olduğu ifade edilen 14 ilde yapılan sabah operasyonlarıyla birçok TJA’lı arkadaşımız gözaltına alındı. İktidar, Cumhuriyet Başsavcılığı yine bir AKP klasiği olarak, bu operasyonu basına terör operasyonu olarak yansıttı ve lanse etti. Ama biz bu operasyonların ne manaya geldiğini, bununla AKP-MHP’nin hangi sonuca varmak istediğini çok iyi biliyoruz. Yine bir seçim sürecindeyiz. AKP-MHP, bir taraftan savaşı ve kaosu derinleştirmeye çalışırken, savaşı ve kaosu toplumun her alanına sirayet edecek biçimde örgütlerken, bir taraftan da karşısındaki en büyük örgütlü güç olan, yıllardır saldırıp tutuklayarak, hedef göstererek, marjinalize ederek, ayrıştırarak geri adım attırmaya çalıştığı kadın mücadelesine ve hareketine operasyon yapmaktadır. 

AKP kendine yakışanı yaptı, adını kara listeye geçirdi

Bakın 25 Kasım’da dünyanın tümünde kabul edilen Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü’nde AKP yine kendine yakışanı yaparak, tarihte yine adını kara listeye, kara bir leke olarak geçirecek biçimde, bütün 25 Kasım açıklamalarına saldırdı. 25 Kasım’da Amed’de, Van’da, Ağrı’da, Siirt’te, Şırnak’ta, Osmaniye’de, daha birçok ilde kadınların erkek-devlet şiddetine karşı sokağa çıktığı, gelecekleri, özgürlükleri için mücadele edeceklerini haykırdıkları günde, önlerine polis barikatları koydu. İstanbul ve Ankara’da gerçekleştirilen gece yürüyüşlerine yine bu aynı erkek egemen, tekçi, faşist zihniyet, 25 Kasım günü kadınları polis ve devlet şiddeti ile yüz yüze bıraktı. Van’da kadınlara biber gazı sıkıldı, Ağrı’da kadınlar gözaltına alındı.

Devlet şiddetle mücadele gününde uyguladığı şiddeti tescilledi 

25 Kasım’da bütün dünyada kadınlar hakları için alanlara çıktı. Türkiye’nin de altına imza attığı, kabul ettiği Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü’nde iktidar kadınları hedef aldı. Şırnak'ta 23 kadın işkence ile gözaltına alındı, barış annesi Nebahat İşçi’nin polis şiddeti sonucunda kolu yerinden çıktı. İstanbul’da Taksim'e çıkan bütün yollar polis barikatları ile çevrelendi, bir OHAL rejimi ile karşı karşıya kaldı kadınlar. Devlet, kadına yönelik şiddetle mücadele gününde kendi eliyle kadına şiddet uyguladığını tescilledi. İstanbul’da en az 200 kadın bu saldırılar sonucunda gözaltına alındı, polis Dilber Türker'in bacağını kırdı. Bu kadınlar, biz şiddet istemiyoruz, savaş istemiyoruz, barış istiyoruz, eşit adil bir ülkede yaşamak istiyoruz dedikleri için polis şiddeti sonucu bacakları kırıldı. Gazetecilerin çekim yapmaları engellendi, kadınlara faşizm uygulandı. Bunların onlarca fotoğrafını paylaşabiliriz. Basın emekçileri de oradaydı ve bütün dünya kamuoyu ve basını bunu gördü. 

İstanbul’da gözaltına alınan Azerbaycan ve İtalyalı iki kadın sınır dışı edilme tehlikesi ile yüzyüze ancak buna rağmen kadınlar 25 kasım günü “mücadele ediyoruz, biat etmiyoruz, itaat etmiyoruz, mücadelemiz sonucunda faşist rejimi yerle bir edeceğiz” diyerek sokağa çıkmaktan vazgeçmedi, geri adım atmadı. Ankara’da kadınlar gözaltına alındı, akabinde adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Bu ülkede kadına şiddet uygulayanlar, ellerini kollarını sallayarak dışarıda gezmeye devam ediyorlar. Bunların da onlarca örneğini paylaşabiliriz. 

Garibe’nin nasıl işkence gördüğünü hepimiz gördük

Yine bir devlet şiddeti sonucunda yaşamını yitiren Garibe Gezer ile ilgili kamuoyuna yansıyanları videolarda da gördük. Garibe Gazer’in yaşamını yitirmesinden sonra takipsizlik kararı verildi, ama karar sonrası basına düşen görüntülerde aslında Garibe’nin nasıl işkence gördüğünü hepimiz gördük. Bütün kamuoyu gördü. İşte iktidarın kadınlar için çizdiği çerçeve bu. Mücadele etmeyeceksiniz, özgürlüğünüzü talep etmeyeceksiniz. Şiddete karşı, faşizme karşı, savaşa karşı isyan etmeyeceksiniz diyerek, 25 Kasım’da kadınlara saldırdı. 

Bu filmi, bu senaryoyu daha önce de gördük

Yine 25 Kasım haftasında TJA’lı, Tevgera Jinên Azad’lı kadınlara, yani Kürt kadın hareketine mensup kadınlara yönelik bir operasyon gerçekleşti. Biz bu filmi, bu senaryoyu daha önce çok gördük, çok yaşadık bu ülkede. Her sıkıştığında kadınları, öncelikle kadın mücadelesini hedef haline getiren bir iktidarla karşı karşıyayız. Ayakta durmanın yöntemini bu yolla belirleyen bir iktidarla karşı karşıyayız. Şu anda onlarca dosya hazırlanabilir. Gizli tanık, açık tanık ve itirafçı beyanları ile kadınlar gözaltına alınabilir. Ama iktidarın esas hedefi faşizm karşısında direnen kadınları sindirmek, mücadelelerini parçalamak ve bölmektir. Bugün Türkiye’nin ve Kürdistan'ın dört bir yanında kadınlar hedef alınıyor. Bugün itibariyle, Kürt kadın hareketi özel olarak hedef alınmış durumda. Ama bu aslında Türkiye’deki bütün kadın mücadelesine yapılan bir saldırıdır. Bu saldırılar, sadece kadın mücadelesine değil, bugün toplumu özgürleştirme iddiasında olan, toplumun öncülüğünü yapan kadınlar nezdinde aslında topluma verilen bir mesajdır. İktidar bütün kadınlara mesaj veriyor; ‘örgütlenmeyin, bir araya gelmeyin, mücadele etmeyin, erkek şiddetini sineye çekin, biat edin” diyor. Kadınların erkeğe ve devlete biat etmesini istiyorlar. Toplum içerisinde kışkırttıkları erkeklerin her gün hedefi haline getiriliyoruz.

İktidar en çok korktuğuna saldırıyor

Bugün, Türkiye’de neredeyse her gün en az bir kadın katlediliyor, erkekler tarafından, onlarca kadın şüpheli bir biçimde yaşamını yitiriyor, kadınlar şiddete, tacize, tecavüze ve mobbinge uğruyor. Kadınlar yoksullukla yüzyüze. Bunu çözmesi gereken iktidar, bunun karşısında mücadele eden kadınları hedef gösteriyor. Kadınlara geri adım attırmaya çalışıyor. Her gün savaşı biraz daha derinleştirirken, savaşın en büyük faturasını kadınlara çıkarırken, savaş karşısında mücadele eden kadınları hedefliyor. Kadınlar, sokaklara çıkıp “bu bizim savaşımız değil” dedikleri için bugün hedef alınıyorlar. Bu sizin iktidar savaşınız, bu sizin iktidar operasyonlarınız. Bu devletin de değil, halkın da değil, sizin beka savaşınız dedikleri için hedef alınıyorlar. Biliyoruz korktuklarını. Bu korkunun tezahürü olarak, iktidar en çok korktuğuna saldırıyor. 

‘Jin jiyan azadî’ felsefesini hedef alıyorlar 

Kadın mücadelesinden korkuyorlar, çünkü bugün Rojava’da, Kuzey ve Doğu Suriye’de açığa çıkan model, bütün dünya kadınlarına armağan edilmiş bu devrim. Devrim bütün kadınların, halkların ortak yaşam umudu haline geldiği için bu kadar kadın mücadelesinden korkuyor ve saldırıyorlar. Bugün İran’da Molla rejimine karşı her türlü saldırıyı, yönelimi göze alarak “Jin, jiyan, azadî” sloganını Rojhilat’ta, İran’da yükselterek tüm dünyaya bir felsefe haline getirdikleri için kadın mücadelesini hedef alıyorlar. Afganistan'da kadınların Taliban rejimine karşı biat etmediklerini, geri adım atmadıklarını gördüğü için kadın mücadelesini hedef haline getiriyorlar. 

AKP-MHP savaş ittifakına geri adım attıracağız

Buradan bir kez daha ifade ediyoruz, kadın mücadelesine hiçbir güç geri adım attıramayacak, tek bir TJA’lı arkadaşımız, tek bir HDP’li kadın arkadaşımız, feminist arkadaşımız, sosyalist kadın arkadaşımız kalana kadar mücadele devam edecek. Bir kez daha ifade ediyoruz, AKP-MHP kadın düşmanı, savaş iktidarına biz geri adım attıracağız, bu iktidarı biz ortadan kaldıracağız. Hiçbir güç bunun önünde duramayacak. Ne polis barikatları, ne gözaltı, tutuklama ve siyasi operasyonları… Kadın arkadaşlarımızla omuz omuz mücadele etmeye devam edeceğiz. 

Korkun; kadınlar o kadınlar ki sokakta, cezaevinde, yaşamın her alanında direnmeye devam ediyor

Buradan başta kadınlar olmak üzere bütün demokratik kamuoyuna sesleniyoruz. İktidarın bu oyununu bozmak bizim elimizde. Bir araya gelerek, ittifakımızı büyüterek bu iktidarı yerle bir edip yenisini biz kurabiliriz. Bu “terör” diyerek illegalize etme çabalarına hiçbir kadın inanmıyor ama bunun karşısında daha güçlü bir örgütlenmeyi gerçekleştirmek zorundayız. Polis devlet şiddetine karşı da erkek şiddetine karşı da, faşist iktidarlara karşı da geleceğimizi tehlikeye atan bu iktidarı hep beraber yıkalım, yeniyi de hep beraber kuralım. Yeniyi de biz kuracağız. Sadece mücadele etmiyoruz, yeniyi de kurma iddiamız var. Bu iddiamızdan vazgeçmeyeceğiz. Bundan kimsenin şüphesi olmasın, iktidarın da şüphesi olmasın. Korkmaya devam edin, korkun kadınlardan. O kadınlar ki dört duvar arasında direnmeye devam ediyorlar, evlerinin içerisinde mücadeleye devam ediyorlar. Fabrikada, tarlada, sokakta, alanda mücadeleye devam ediyorlar. Sokaklar da, alanlar da, parlamento da gelecek de bizim; geleceği kuranlar da biz olacağız. Buradan bizi izleyenleri de saygı ve sevgiyle selamlıyoruz. 

Jin Jiyan Azadî.

Ev êriş li hemberî têkoşîna hemû jinan e

Îro li dîsa li 14 bajaran operasyon pêk hat. Hejmar hîn ne diyar e. Lê di vê operasyonê de hevalên me yên Tevgera Jinên Azad (TJA) hatin binçavkirin. Em vê îktîdarê baş nas dikin. Ev îktîdar, di her dema hilbijartinê de, her dema ku dikeve tengasiyê, di serî de jinan û têkoşîna jinan hedef digire. Dixwaze jinan bêrêxistin bike û ji aliyekî ve jî têkoşîna jinan hedef digire. Di 25’ê Mijdarê de jinên ku li hemberî tundiya mêr û dewletê derketin qadan, dengê jin, jiyan azadî ku ji Rojhilat û Îranê bilind bû li vir jî bilind kirin. Jinên li hemberî tundiya ku îro li Rojavayê Kurdistanê pêk tên dengê xwe bilind kirin, hedef hatin girtin. Bi sedan jin di van çalakiyan de bi dehan bajaran hatin binçavkirin. Bi tundiya polîsan û dewletê re rû bi rû hatin hiştin. Di dîrokê de jî her tim jinan li hemberî vê tundiyê, li hemberî vê pergala baviksalarî têkoşîna xwe bilind kirine. Ne tenê têkoşîna xwe mezin kirine, ji aliyê din ve jiyaneke nû ava kirine. Ev zihniyet îro dixwaze ku vê jiyanê jî binpê bike. Destkeftiyên jinan, ev demeke dirêj e hedef digire. Îro jî ev êriş, bi van polîtîkayan ve girêdayî ye.

Werin em bi hev re li hemberî vê faşîzmê têkoşînê bilind bikin

Em cardin dubare bangewazî dikin. Ev êriş dê li hemberî têkoşîna me têk biçe. Dê jin li her qadê li hemberî vê zihniyetê li ber xwe bidin, dê jin jiyaneke nû ava bikin. Dê ev pergala faşîst têk here. Bi tu lîstikan nikarin bi ser bikevin. Ev lîstokên wan jî dê li berxwedana jinê bikeve û vegere. Di pêşerojê de jî dê bi têkoşîna jinê jiyana nû ava bibe. Tu hêz nikare li hemberî vê yekê bisekine. Bangewaziya me li jinên din e jî ku em li qadan di çalakiyan de tên cem hev. Werin îro jî li hemberî vê zilma ku dixwaze têkoşîna me têk bibe em bibin yek. Li hemberî vê em bi hev re dengê xwe bilind bikin. Em azadiya xwe dixwazin. Em jiyaneke wekhev dixwazin. Li hemberî siyaseta şer bi hev re em dikarin jiyaneke nû ya aştiyane û birûmet ava bikin. Werin em li hemberî vê siyaseta qirêj qadan tijî bikin. Em dubare dikin, hevaleke me jî bimîne dê têkoşîna li hemberî vê faşizmê berdewam bike. Em dîsa vê êrişê şermezar dikin.

29 Kasım 2022