Basın özgürlüğü üzerindeki baskılar nedeniyle yaşanan mağduriyetlerin giderilmesi

Eş Genel Başkan Yardımcımız ve Van Milletvekilimiz Tayip Temel, anayasal güvence altında olan “haber alma hakkı”nın ihlal edilişinin yarattığı sorunların tespit edilmesi, basın özgürlüğü üzerindeki baskılar nedeniyle yaşanan mağduriyetlerin giderilmesi amacıyla Meclis Araştırması açılmasını istedi.

TBMM Başkanlığına verilen önergede şu ifadeler yer aldı:

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Türkiye’de AKP-MHP iktidar bloğunun basın ve ifade özgürlüğü üzerindeki baskısı günden güne artmaktadır. Bu baskıların sona erdirilmesi, Anayasal güvence altında olan “haber alma hakkı” nın ihlal edilişinin yarattığı sorunların tespit edilmesi, basın özgürlüğü üzerindeki baskılar nedeniyle yaşanan mağduriyetlerin giderilmesi amacıyla Anayasa'nın 98. TBMM İçtüzüğünün 104 ve 105. Maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılmasını arz ederiz.

GEREKÇE

Basın özgürlüğü, haber ve düşünceleri, çoğaltıcı araçlarla, serbestçe açıklayabilmek özgürlüğüdür. Basın özgürlüğü sadece gazetecinin kendini ifade edebilme özgürlüğü değil, aynı zamanda toplumun da haber alma özgürlüğüdür. Bu evrensel ilkeye rağmen Türkiye’de bugün gazetecilere yönelik keyfi tutuklamalar, ağır müdahaleler, eleştirel haberciliği hedef alan idari yaptırımlar ve gazetecilere karşı cezasız kalan şiddet nedeniyle gazetecilerin haber yapma dolayısıyla toplumun haber alma özgürlüğü engellenmektedir. Gazeteciler haber yaptıkları için soruşturuluyor, yargılanıyor, sabaha karşı evleri basılarak gözaltına alınıyor, hatta tutuklanıyorlar.

Türkiye, taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin içtihatları, Avrupa Konseyi ve Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Sözleşmelerinin yanı sıra, Anayasa’daki 26. Madde ile düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetini; 28. Madde’de geçen “Basın hürdür, sansür edilemez” ifadesi ile de basın özgürlüğünü koruduğunu beyan etmiştir. Ancak Türkiye’de ifadenin suç sayılmasının ve sansürün tarihi, çok eskilere dayansa da mevcut iktidar bloğu,  tüm muhalif basın üzerindeki baskısını çeşitli yöntemlerle arttırmaktadır. OHAL döneminde çıkarılan KHK’ler ile basın, adeta nefessiz bırakılmak istenmiştir. 15 Temmuz darbe girişimi sonrası ilan edilen OHAL ile birlikte, 179 medya kuruluşu KHK’ler ile kapatılmış, binlerce gazeteci işsiz bırakılmıştır, soruşturma, gözaltı ve tutuklamalara maruz bırakılmıştır.  

Bugün de AKP-MHP iktidarı basın üzerindeki baskısını gözaltı, tutuklama, basın kuruluşlarını kapatma, yayın yasaklarıyla sürdürmektedir. Hakikatin izini süren muhalif tüm basını hedef alan iktidardan güç devşiren kolluk kuvvetleri, gazetecilerin haber takibi yapmasını sık sık engellemekte, gazetecilere sık sık şiddet uygulamaktadır Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DGF)’nin, 2021 yılı raporuna göre, 55 gazeteci ve 2 yayın organı saldırıya uğramış, 2 gazeteci öldürülmüş, 61 gazeteci gözaltına alınmış, 6 gazeteci tutuklanmış, 23 gazeteci işkence ve kötü muameleye maruz bırakılmış, 11 gazeteciye tehdit ve ajanlık dayatılmış, 103 gazeteci haber takibi yaparken engellenmiş, cezaevlerinde 17 tutuklu gazeteciye yönelik ihlaller yaşanmış, 54 gazeteciye soruşturma açılmış, 336 gazetecinin yargılaması devam etmekte, 112 yayın yasağı getirilmiş, 64 internet sitesi kapatılmış, 1460 habere erişim engeli getirilmiştir.

Yine Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütünün hazırladığı 2022 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'ne göre Türkiye, 180 ülke içerisinde 149'uncu sırada yer alırken, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS)’nın açıkladığı rapora göre 23 gazeteci, Türkiye’de gazetecilik faaliyetleri nedeniyle hapiste tutulmaktadır.

Türkiye’deki basın meslek örgütlerinin ve uluslararası kuruluşların hazırladıkları raporlarda durumun vahameti ortada iken, geçtiğimiz hafta yine Diyarbakır merkezli olarak başlatılan bir soruşturma kapsamında 20 gazeteci gözaltına alınmıştır.

Gazetecilere yönelik bu baskılar sonucu ortaya çıkan sorunların tespit edilmesi ve Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğünün sağlanması amacıyla bir araştırma komisyonunun kurulması elzemdir.

14 Haziran 2022