
Urfa Milletvekilimiz Osman Baydemir, Meclis Genel Kurulu’nda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
2016'da yaşamış olduğumuz bütün musibetlerin bu ülkeden defedilebilmesi açısından bu Parlamentonun en acil ihtiyacı, en acil tartışma konusu barışı nasıl inşa ederiz tartışması olmalıdır. Her şeyden önce bugün reel siyasete baktığımızda, günlük hayata baktığımızda tarihimizin neredeyse en karanlık döneminden geçiyoruz ve bu karanlığa ışık tutmak parlamenter olmanın, bu milleti temsil etmiş olmanın her şeyden önce insani, ahlaki, vicdani, siyasi bir ödevdir, siyasi bir görevdir.
Haziran 8'inden bugüne değin, Parlamentoya ayak bastığımız günden beri Parlamentonun neredeyse iradesi elinden alınmış bulunuyor. Parlamentonun yürütmeye çalışmış olduğu bütün yasama gündemi Parlamento dışında neredeyse belirleniyor. Hâl böyle olunca da buradaki vicdan, buradaki akıl maalesef devreye girmiyor.
Ayda 30 can toprağa düşüyor
Geçen on dokuz ayda sadece ve sadece canlı bomba saldırılarında 573 insan yaşamını yitirdi, 2.664 kişi yaralandı yani neredeyse ayda 30 can toprağa düşüyor. Allah aşkına, yetmiş yıl boyunca bugün Hükûmetin kurmaylarının kullanmış olduğu dil kullanıldı ve bunun dışında bir tablo, bunun dışında bir bilanço olmadı. Şiddetin, ölümün ve kan dökmenin yegâne mağduru hayatını yitirenlerdir, ölüme gönderilenlerdir. Ama onun yaratmış olduğu bir diğer sonuç da legal demokratik siyaset zemininin ortadan kaldırılmasıdır. Bu minvalde de legal demokratik siyasete yöneltilen saldırıların en büyük mağduru şüphesiz ki HDP'dir.
Bugün bu sıralarda olması gereken 12 milletvekili arkadaşımız şu anda bu sıralarda değil, cezaevinde bulunuyor. Çok açık ve net söylüyorum, bütün HDP milletvekillerini cezaevine koysanız, bütün ilçe, il teşkilatlarımızı alsanız cezaevine koysanız, yetmedi 6 milyon seçmeni cezaevine koysanız, tablo bunun dışında bir tablo olmayacaktır çünkü yetmiş yıl boyunca tablo bunun dışında bir tablo olmadı. O hâlde yegâne yol var, yegâne çözüm var; o da, ortak değerlerde, ortak paydalarda bir kez daha buluşmanın arayışı içerisine yani çözümün arayışı içerisine girmektir.
Gelin yeni bir sayfa açalım
Şiddetten, ölmekten ve öldürmekten, ölüme göndermekten hiç kimse ama hiç kimse kazançlı çıkmayacaktır. Yetmiş yıl boyunca bu coğrafyada yaşanan ölüm, savaş, kavga, çatışmanın hiçbir kazananı olmamıştır. O hâlde gelin bir kez daha bu gidişata bir dur diyelim, gelin bir kez daha "toplumsal sözleşme" diyebileceğimiz onurlu bir barışı çocuklarımıza, evlatlarımıza, torunlarımıza miras olarak bırakabileceğimiz bir zemin üzerinden, istişare zemini üzerinden, diyalog zemini üzerinden, ortak paydalarda buluşma zemini üzerinden yeni bir sayfa açalım. Eğer bu sayfayı açmayı başaramazsak başta Hükûmet olmak üzere burada bulunan bütün parlamenterler hem halkın huzurunda hem de Hakk'ın huzurunda mesul olacaklardır.