
Parti Sözcümüz Osman Baydemir'in referandum çalışmaları kapsamında Gever'de yapılan mitingdeki konuşması:
Özgürlük, eşitlik ve barış hasretiyle hepinizi selamlıyoruz.
Coşkunuz, ittifakınız, sıcaklığınız ve dik duran başınız için hepinize çok teşekkür ediyorum.
Ben hiç unutmadım, eminim siz de unutmadınız. Newroz’da Selahattin Demirtaş’ın size binlerce selamı vardı. Cezaevinden Geverli barış annelerinin ve gençlerin yüreğine selamları vardı. Selma Irmak, Nihat Akdoğan ve Abdullah Zeydan’ın da sizleri selamları vardı.
Umuyorum ki onurlu bir barış için mücadele eden cezaevlerindeki herkesle beraber bir gün burada sizin karşınızda olacağız. Onların mutlaka burada annelerinin ellerini öpeceklerini, sevdiklerine sarılacaklarını biliyoruz.
Eş Başkanım, yoldaşım ve 20 yıllık dostum Selahattin Demirtaş ile burada size seslendiğimizi ve Gever’i “küçük Amed” olarak tarif ettiğimi unutmadım, eminim siz de unutmadınız. Ama sanırım ben teşbihte bir hata yaptım. Bugün gördüğüm şey, Gever’in yüreği, Amed, Mahabad ve Hewlêr büyüklüğünde. Bizler sizinle gurur ve onur duyuyoruz.
Şimdi bir hastahane görüyoruz. Allah’tan, hastanehane yatan ve şifa arayan herkese şifa diliyorum. Bütün dünya alem bilsin ki, Kürt halkının ve Gever halkının bir derdi vardır. Fakat biz çok iyi biliyoruz ki, Gever halkının ve 40 milyon Kürdün dermanı, özgürlük, barış ve eşitliktir. İnşallah bizler ittifak ile o yaramızı iyileştireceğiz.
Yağmur dolayısıyla sizi çok bekletmeyeceğim. Ama size şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, şimdi bütün dünyanın ve bütün dostlarınızın gözü sizdedir. Emin olun ki buradan, Gever’den vereceğiniz mesaj, anahtar gibidir. Yani siz kilit konumdasınızdır. İnşallah bütün hayırların kapısını hep beraber, halkımızla beraber açacağız. Eşitliğin, huzurun, özgürlüğün kapısının hep beraber açacağız.
Sizler seçimlerde çok büyük bir rekor kırdınız. İradenizle 3 vekilin tamamını seçip parlamentoya gönderdiniz. Ama barışı istemeyen, iradenize saygı duymayanlar, sizin bu iradenizi yok saydılar. Ama siz yine de müsterih olunuz, bütün zorlukların sonunda mutlaka ferahlık ve aydınlık vardır.
Yeni paketle seçim barajı yüzde 50’ye çıkarılıyor. Bununla amaçlanan şey, Kürtleri yönetim mekanizmalarından mahrum bırakmak. Bu, Saddam’ın ve Nemrut’un fikriyatıdır. Unutmayın Nemrut’un ölümüne sebep olan şey, bir sinekti. Saddam da hakeza kendi zulmünün kurbanı oldu. Bu çağın Saddamları, Nemrutları ve Firavunları da, Allah’ın izniyle kendi zulümlerinin kurbanı olacaklardır.
Halepçe’de 5 bin kişiyi öldürdüler, Barzan bölgesinde, 8 bin çocuk, genç, yaşlı insanı ve Enfal’de 200 bin insanı katlettiler. En nihayetinde bu durum, zalimlerin iktidarının çöküşüne sebep oldu. Saddam kendi zulmünün kurbanı oldu ve mahkemede “ben adil yargılanmak istiyorum.” Mahkeme heyeti Saddam’a dönüp “seni senin yasalarınla yargılayacağız” dedi. İşte unutulmaması gereken bir şey var. Ey zalimler, bir gün gelecek kendi yasalarınızla yargılanacaksınız. Ve Gever’e yapılan bu zulme alkış tutanlar, çanak tutanlar mahçup olacaksınız.
Kısaca, bu paketle, buralarda icra ettikleri zulmü onaylamak istiyorlar. Sizden ricam, buna karşı mutlaka sandığa gitmeniz ve o mührü HAYIR’a vurmanız. HAYIR’ınızın sesi Ankara’ya, Erdoğan’ın kulaklarına kadar ulaşsın. Gever bir daha “zulme HAYIR” diyoruz desin. Katliamlara, savaşa ve Kürt dilinin yasaklanmasına HAYIR diyoruz.
Tilki ile kurdun, kurmuş olduğu bir ittifaka karşı karşıyayız. Tilkinin şahidi de onun kuyruğudur, o kuyruk da bu değişiklik paketidir. Tilkiler zor durumda kaldıklarında, eski defterleri açmaya çalışırlar. Bir Bakanları geçen gün “onlara dört duvar verdik, sırtlarını istedikleri duvara dayasınlar.” Bir ülkede barış, özgürlük ve kardeşiçe yaşam yoksa o ülkenin dört tarafı zaten zindandır. Zaten bu ülkeyi zindana çevirdiniz. Zülümle inşa edeceğiniz bir rejimin, hiç kimseye bir hayrı dokunmadı, bundan sonra da dokunmayacaktır. Bunun için de bir kez daha “Kurt ve Tilki’nin Paketi”ne HAYIR diyoruz.
Şimdi Gever halkının iradesi, onların belediye başkanlarıdır, milletvekilleridir. Onlar ne yaptılar peki? Bu iradeyi zindana koydular. İnanın ki, bütün bunları tersyüz etmenin anahtarı sizdedir. 16 Nisan’da o mühürleri HAYIR’a vurduğumuzda, zindanların kapısını da açmış olacağız. Bir daha Kürtlere muhtaç kalacaklar ve Ada’ya gidip Sayın Abdullah Öcalan ile görüşecekler. Bir kez daha barışa muhtaç kalacaklar. Bütün dünyaya “Kürtler kendi davalarından, taleplerinden vazgeçtiler” demek istiyorlar. Bizler çok iyi biliyoruz, Kürtler hiçbir zaman kendi taleplerinden vazgeçmeyecekler. Onurlu bir barış inşa edilene kadar, Kürtler kendi taleplerini dillendirecek ve kendi topraklarını, şehirlerini inşa edeceklerdir. Tıpkı 2. Dünya Savaşı’nda yıkılan Japonya gibi. Tıpkı 2. Dünya Savaşı’nda yıkılan ve daha sonra ittifakla yeniden inşa edilen Almanya gibi. Gever de yine kendisini inşa edecek, yenileyecek ve dertlerini derman edecektir. İttifakla, özgürlük ve eşitlikle Gever yeniden ayağa kalkacak, maşallah şimdi gördüğümüz gibi, zaten ayağa kalkmıştır.
Sizin varlığınızdan ve onurlu duruşunuzdan cesaret ve feyz alıyoruz. İnşallah gün gelecek eşitlik ve özgürlüğü onurlu annelerimize hediye edeceğiz. Ancak o zaman size olan borcumuzu hafifletmiş oluruz. Bir kez daha sizden yüksek sesle Ankara’ya sesinizi ulaştırmanızı rica ediyorum. Selahattin Demirtaş’ın tutuklanmasına HAYIR. Selma Irmak’ın tutuklanmasına HAYIR. Abdullah Zeydan’ın tutuklanmasına HAYIR. Nihat Akdoğan’ın tutuklanmasına HAYIR. Belediye Eş Başkanlarımızın tutuklanmasına HAYIR. Kayyıma, zalime HAYIR. Tanka, topa ve bütün şiddet araçlarına HAYIR. OHAL rejimine, KHK’lara, dilimizin yasaklanmasına, yalana dolana, yasaklara,HAYIR. İnşallah sizin sesiniz sandıklara da ulaşır. Gever’in gençlerinden, bilgelerinden teker teker ricamdır. Seçimlere 3 gün kaldı. Ev ev komşularımıza gidip, onlara 16 Nisan gününün, sandıkların, mahkeme olduklarını anlatalım. Bizim şehirlerimizi yakıp yıkanlarla hesaplaşacağımız bir mahkeme. Gever’den tekrar rakor kırmalarını bekliyoruz. Gever bir daha zulme karşı baş eğmediğini ve hiçbir zaman da baş eğmeyecektir.
13 Nisan 2017