Baydemir: Manisa’da tutuklu bulunan HDP’liler serbest bırakılmalı, onlardan özür dilenmeli

Eş Genel Başkan Yardımcılarımız Osman Baydemir, Saruhan Oluç ve Sezai Temelli ile Milletvekillerimiz Ertuğrul Kürkçü ve Mizgin Irgat, Manisa'da çoğu tutuklu 150’yi aşkın HDP'linin yargılandığı davanın ilk duruşmasına katıldı. Duruşma öncesi, heyet adına açıklama yapan Osman Baydemir, şu ifadeleri kullandı: 

Adalet, bir toplumun mayasıdır. Adalet bir toplumu oluşturan tüm fertlerin birbirleriyle dayanışma bağının ta kendisidir. Bir toplumda adalet çiğnenmişse maya bozulmuş demektir. Bir arada yaşama zemini ortadan kaldırılmış demektir. 

Basın açıklamalarına katıldıkları için 2 yıldır tutuklular

Maalesef 2 yıldır hayatın her alanında temel hak ve özgürlükler bu ülkede iktidar partisi tarafından ağır saldırı altıda. Bugün en büyük zarar adalet kurumlarına olan inançta yaşanmıştır. Neredeyse 2 yıldır Manisa il teşkilatımız, ilçe teşkilatlarımız, bileşenlerimiz, demokratik siyasetin aktörleri, aktivistleri, sadece ve sadece demokratik siyasetin içinde yer aldıkları için, basın açıklaması yaptıkları için, bir siyasi partinin faaliyetlerine katıldıkları için iki yıldır rehin tutuluyorlar.

Manisa’da tutuklu bulunan HDP’liler serbest bırakılmalı, onlardan özür dilenmeli 

Eğer bu ülkede hukuk namına bir şey kaldıysa tutuklu bulunan 150’yi aşkın arkadaşımız bugün derhal serbest bırakılmalı. Aynı zamanda bu insanlardan özür dilenmeli, haksız tutuklandıkları için de tazminat ödenmeli bu insanlara. 

Yaşam hakkına sahip çıktıkları için tutuklular

Manisa’da il teşkilatımızın 4 eşbaşkanı şu anda cezaevinde. Bu insanların suçlandıkları nedenlerden bir tanesi, Tahir Elçi’nin katledilmesini protesto etmeleri, basın açıklaması yapmaları. Yaşam hakkına sahip çıkmışlar, bundan dolayı tutuklular. Legal demokratik siyaset ne yapar? Cumhuriyet Gazetesi’nin yazar ve yöneticilerinin tutuklanmasını protesto etmişler, açıklama yapmışlar. Bu açıklama da yasa dışı örgüte destek olarak iddianameye girmiş. 

Hukuk bir gün herkese lazım olacak. Hukuk bu hukuksuzlukları Türkiye toplumuna dayatan iktidara da lazım olacak. Hukuk ve araçlarını iktidarın sopası haline dönüştüren yargıya da lazım olacak. Çünkü tarih bir yönüyle tekerrürden ibarettir. 2009 yılının mayıs ayınca KCK dedikleri operasyonla 10 bini  aşkın Kürt siyasetçi cezaevine kondu. Bütün o operasyonları yürüten polis şefleri, hakimler, savcılar; tamamı cezaevinde şu anda. Çünkü yargıyı bir otoritenin sopasına dönüştürdüler o otorite de düşünce cezaevine girdiler. 

Bu baskılar HDP'yi susturamayacak

Haksızlık kimden gelirse gelsin itiraz etmekle mükellefiz. Zorbalığa ve hukuksuzluğa karşı HDP olarak boyun eğmedik eğmeyeceğiz. Bu dava legal demokratik siyasetin aktörlerinin rehin alınması; HDP’nin, demokratik siyasetin tasfiye edilmesi davasıdır. Bir halk hareketi gücünü halktan alır. HDP 6 milyon seçmeni ve fikriyatıyla bütün evrensel değerleri temsil etmektedir. Kimsenin şüphesi olmasın bu baskılar HDP’yi susturamayacak. Bu baskılar bizleri demokrasi talebinden, özgürlük talebinden, onurlu ve eşit bir şekilde birlikte yaşam talebinden vazgeçirmeyecek. Bir gün gelecek bu hukuksuzluğu bu insanlara reva gören anlayışın ve aktörlerin kendisi halkın vicdanında mahkum olacak.

11 Aralık 2017